felsefe sosyoloji psikoloji mantık kültür edebiyat sanat - Bilgi felsefesi
   
felsefe.not
  ANASAYFA
  sosyoloji ders notları
  mantık ders notları
  Bilgi felsefesi
  müfettişlik ders notları
  necip fazıl
  cemil meriç
  nurettin topçu
  psikolji ders notları
  makaleler
  rehberlik arşiv
  İLETİŞİM
  psikolojiye giriş
  psikolji ekoller
  psikoljide uzamanlık alanları
  psikoljinin araştırma metodları
  psikoljinin alt dalları
  psikolji organizma çevre
  öğrenme düşünme bellek
  psikolji savunma mekanizmaları
  sosyal psikolji
  toplumsal yapı test
  toplumsal gruplar test
  toplumsal kurumlar test
  sosyoloji kültür test
  sosyoloji aile test
  sosyoloji siyaset test
  sosyolji ekonomi test
  sosyoloji sosyal depşme
  felsefeye giriş test soruları
  varlık felsefesi test
  ahlak felsefesi test
  felsefe siyaset test
  felsefe din test
  felsefe ders notu
  mantığa giriş test
  mantık önermeler test
  mantık kıyas test
  sembolik mantık test
  güzel sözler
  Sayaç
  PROJE-2009
  felsefe yıllık plan
  zumre okuliçi dönem başı
  psiko seka testsorula2
  müfettişlik konu başlıkları
  Top liste
  Anketler
  Ziyaretçi defteri
  sosyoloji test soruları
  makale insanın varoluş serüneni ve başkaldırma
  jean paul sartrenin hayatı düşüncesi
  alber camunun düşüncesi hayatı
  sartre ve camunun yorumu makale
  jean paul sartre nin düşünceleri

vedat ÇANAK

1. İnsan zihninden bağımsız bir gerçeklik vardır. Bir şeyhakkında ister düşünelim ister düşünmeyelim ya da nedüşünürsek düşünelim; bir şey ne ise odur.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Dış dünya insan zihniyle şekillenir.
B) Zihin dış dünyayla aynı ve birdir.
C) Düşünce, nesneyi meydana getirir.
D) Düşünce, nesnenin zihindeki izlenimidir.
E) Nesnenin var olması zihne bağlı değildir.
 
2. Demokritos'a göre, duyulara görünen şeyler, yani dışdünyadaki somut varlıklar gerçekte var değildir. Gerçektenvar olan şeyler; renksiz, kokusuz tomlardır,bunlar ise algılanamaz. Bilginin kaynağında Demokritos'agöre duyum vardır. İnsanların duyumları birbirlerinden farklılık gösterdiği için, genel-geçer ve doğru bir bilgiden söz edilemez.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gerçekliğin algılarla bilinemeyeceği
B) Sadece atomların gerçekliğe sahip olduğu
C) Bilginin kaynağının atomlar olduğu
D) Nesnel bir bilgiden söz edilemeyeceği
E) Algılamanın bireyden bireye değişiklik gösterdiği
 
3. Sofist olan Poratagoras'a göre, her konuda birbirinekarşıt iki önerme ileri sürülebilir ve bunlardan her ikiside aynı güçle savunulabilir. Poratagoras, "İnsanın
herşeyin, var olan şeyin var olduğunun, var olmayanşeylerin var olmadığının ölçüsü olduğunu" söylemiştir.Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Bilginin kişiden kişiye farklılık gösterdiğine
B) Var olan şeyin var olduğunu söylemenin gerçek
olduğuna
C) Var olma ya da yok olmanın ikisinin de aynı şey
olduğuna
D) Temellendirilen bilginin genel geçer olduğuna
E) Herşeyin kendi zıttını beraberinde getirdiğine
 
4. Pyrrhon'a göre biz, varlıkları yalnızca bize göründüklerişekliyle bilebiliriz ve bu görünüşlerin ötesine geçemeyiz.Varlıkların, nesnelerin kendilerinde nasıl oldukları,insan için bilinemez bir konudur. O'na göre bilginin kaynağı duyumdur ama duyum, kişiden kişiye farklılık gösterir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) İnsan zihninden bağımsız bir varlık vardır.
B) Objektif bir gerçekliğe ulaşılamaz.
C) Nesnel bilgiyi ortaya çıkaran duyumlardır.
D) Görünüşlerin gerçeklikle uyuşup uyuşmadığını bilebiliriz.
E) Doğruyu yanlıştan ayıran ölçüt, mantıktır.
 
5. İnsan bilgisinin kaynağı veridir, veri ise algılanabilir,gözlemlenebilir olan şey; yani olgudur.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnsanın sadece olguları kavrayabileceği
B) Bilginin olgulara dayandığı için nesnel olduğu
C) Bilginin, deneysel yöntemlerle elde edilebileceği
D) Bilginin, insana hazır olarak verildiği
E) Olguların gerçek bilgiyi verdiği
 
6. Evren, evrenin özellikleri, yapısı üzerine sahip olduğumuztüm bilgiler deneyden çıkar. Bilgi, algı yoluylaverilmiş malzemenin, insan zihni tarafından işlenmesisonucu ortaya çıkmıştır.Buna göre bilginin kaynağı konusunda aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) İnsan zihni tarafından oluşturulduğuna
B) Onu ortaya çıkaranın algılar olduğuna
C) Evrene ilişkin bilgilerin kesin olduğuna
D) İnsan zihninin doğuştan boş bir levha gibi olduğuna
E) Tüm bilgilerin akıl ve deneyden geldiğine
 
7. Descartes'e göre akıl, basit ve mutlak bir biçimde açık
olan bir doğrudan hareket etmeli ve yol boyunca açık
seçikliği hiç kaybetmeden ilerlemelidir. O'na göre akıl,
doğru olduğu açık seçik bir biçimde bilinmeyen hiçbir
şeyi doğru kabul etmemelidir.Buna göre doğru bilgi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Aklın, nesnelerden hareketle ulaştığı bir ürün olduğu
B) Apaçık bir biçimde bilinen önermelerden oluştuğu
C) Aklın mantıksal çözümlenmesiyle bulunamayacağı
D) Doğru bir başlangıcın sonucu olarak ortaya çıktığı
E) Aklın ışığında ilerlenerek bulunamayacağı
 
8. Erdemlerin bilgisi Sokrates'e göre deney ya da tecrübe yoluyla kazanılamaz. Bu bilgi doğuştandır; yani, insan dünyaya bu bilgilerle gelir. Fakat bu bilginin anımsanmasıve bilinç düzeyine çıkarılması gerekir. Bununiçin de diyalog yöntemi kullanılmalıdır.Buna göre aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz?
A) İnsan, dünyaya bir takım bilgilerle gelir.
B) Erdem, toplum içinde öğrenilemez.
C) Bilgi, hiçbir zaman öğretilemez, hatırlanır.
D) Bilginin anımsanması bazı metodlarla olur.
E) Diyalog yöntemine sahip olan erdemlidir.
 
9. Rasyonalizme göre kesin doğruları bize, dış dünyayailişkin gözlem hiçbir zaman veremez. Çünkü gözlem,şimdiyle sınırlıdır. Oysa sözü edilen doğrular, geçmişive geleceği de kapsar. Öte yandan gözlem, bize yalnızca değişen varlıkları verebilir. Oysa gerçek bilgi, aklın ulaşabileceği değişmez olanın bilgisidir. Öyleysebilginin kaynağında deney ve gözlem bulunamaz.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Genel-geçer doğru bilgilere ulaşılamaz.
B) Elde edilen doğrular değişen varlığa aittir.
C) Doğru bilgiye ulaştıran yalnızca akıldır.
D) Bilginin kaynağı hem akıl hem de deneydir.
E) Gözlem, kişiye göre değiştiğinden, bilgi özneldir.
 
10. Duyularımız aracılığıyla algıladığımız varlıklar sürekli değiştikleri için bilinemezler. Çünkü değişen bir şeyi bilmek söz konusu olamaz. Zira o, belli bir zamanda belli bir şey iken başka bir zamanda başka bir şey olacaktır.
Bundan dolayı içinde yaşadığımız dünyaya ilişkin yalnızca bir takım inanç ya da sanılarımız olabilir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Nesnelere ilişkin bilgilerimiz tahminidir, kesin olamaz.
B) Her şey sürekli bir oluş ve hareket halinde olamaz.
C) Duyularımızla edindiğimiz bilgiler sadece bizim için
doğrudur.
D) Gerçek bilgi duyularla değil, akılla elde edilebilir.
E) İdealar, nesnelerin ilk örnekleridir ve gerçektir.
 
11. Hegel'e göre insan; varlık hakkında, duyuları hiç kullanmaksızın,yalnızca akıl yoluyla gerçek ve kesin birbilgiye ulaşabilir. Çünkü aklın yasalarıyla varlığın yasalarıbir ve aynıdır. "Akla uygun olan gerçek, gerçek olan da akla uygundur" diyerek varlıkla düşünce arasındaki bağıntıyı açıklamıştır.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Akıl, kendi yasalarıyla varlığı açıklar.
B) Her türlü düşüncenin temelinde doğuştan gelen ilkeler
vardır.
C) Bütün evren, mantığın kurallarına göre oluşmuştur.
D) Düşünceyle varlık arasında tam bir özdeşlik bulunur.
E) Yaşamın ve hareketin temelinde değişme ve çelişme
vardır.
 
12. Kant'a göre insan, teorik akıl ve pratik akıl olmak
üzere iki ayrı akla sahiptir. Teorik akıl, insanı duygusal
dünyanın bilgisine ulaştıran, fenomenler aleminin bilgisini
edindiğimiz akıldır. Pratik akıl ise numenler aleminin
bilgisine ulaştıran akıldır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnsanda birden fazla akıl bulunduğu
B) Teorik aklın, nesnelerin bilgisini verdiği
C) Pratik aklın numenlerin bilgisini kavradığı
D) Fenomenin, numenin bir kopyası olduğu
E) Fenomenleri duyularımızla algıladığımız
 
 
 
 
13. Platon'da iki evren anlayışı vardır, idealar ve nesnelerevreni. İdealar evreni, salt akıl yoluyla kavranır ve eldeedilen bilgi gerçek olup, bu bilgi "episteme" adını taşır.Nesneler evreni duyularla algılanır ve edindiğimiz bilgi
sanılardan ibaret olur.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İdealar dünyasına ait bilgilerin akılla elde edildiği
B) Nesneler dünyasına ait bilgilere duyularla ulaşıldığı
C) Gerçeğin doğru bilgisini aklın sağladığı
D) Nesneler evrenine ait bilgilerin kesin olmadığı
E) İdealar evreninin, varlığını nesnelerden aldığı
 
14. Şüphe içinde olan herkes şüphelendiğinin farkındadır,kısacası en azından "şüphe duymakta olduğuna dair"kesin gerçeği kabul eder. Gerçek diye bir şeyin varlığıhakkında şüphe besleyen herkes en azından bir gerçek
olduğunu bilir. Bu kişinin şüphe duyma kapasitesi,kişiye gerçek diye bir şey olduğunu ispatlar.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Gerçek sadece şüphe duymaktır.
B) Herkes bir gerçeğe inanır.
C) İnsan, herşeyin ölçüsüdür.
D) Şüphe etmek de bir gerçekliktir.
E) Şüphe eden herkes saçmalamaktadır.
 
15. Evrendeki herşeyi açıklayan ancak düşünmemizingeçerli olduğuna inanmamızı imkansız haline getiren bir teori salt bir biçimde geçersizdir. İlk olarak bu teorinin kendisi düşünme süreci ile elde edilmiştir. Eğer
düşünme geçersiz bir eylemse bu durumda bu teoride geçersizdir.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Evrendeki herşeyi akıl sayesinde açıklayabiliriz.
B) "Düşünme imkansızdır" diyen bir düşünce kendisiyle
çelişir.
C) Düşünme süreci ile elde edilen her teori temelsizdir.
D) Düşünce temelsiz olursa teoriler geçersiz olur.
E) Evren hakkında kesin bilgiye düşünceyle değil
sezgiyle ulaşılır.
 
16. Şüphecilik, "hiçbir şeyin kanıtlanamayacağına inanmaktır".O halde şu soruyu sormak lazım: "Hiçbir şeyinkanıtlanamayacağını nasıl kanıtlarsınız?" Şüpheci, hiçbir şeyin bilinmeyeceğini, gerçek denen şeyin imkansız
olduğunu ileri sürer. Peki, gerçeğin imkansız olduğu bir gerçek midir? Eğer bütün önermeler gerçek değilsebile en azından bir önermenin gerçek olduğu kesindir;hiçbir önermenin gerçek olmadığı önermesi, gibi.Buna göre aşağıdaki çıkarımlardan hangisineulaşılabilir?
A) Gerçeğin imkansız olması bir gerçekse o zaman
gerçeklik vardır.
B) Hiçbir şeyin bilinmeyeceğini söylemek en gerçek
önermedir.
C) Gerçeklik hakkındaki bütün yargılar aslında hep
aynıdır.
D) Gerçeklik vardır diyenlerle, yoktur diyenler aynı
şeyi söylüyorlar.
E) Gerçeklik hakkındaki en kapsamlı yargı tümevarımla
oluşturulur.
 
17. Platon'a göre bilgi, ruh için sadece bir hatırlamadır. Bu doğuştan bilgi ya da ruhun hatırlayışı da Platon'a göre,yaşam öncesi bir hayatın varlığı, dolayısıyla ruhun ölmezliği konusunda önemli bir kanıttır.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Bilgi doğuştan vardır, öğretilemez.
B) Gerçek bilgi idealar evrenine aittir.
C) İdeaların bilgisine akılla ulaşılır.
D) Bilgi, ruh için bir malzemedir.
E) Bu yaşamdan sonra başka bir hayat vardır.
 
18. Bilgi, her devirde önemli olmuştur, ama özellikle çağımızda,
gerek insanın hayatında gerekse toplumsalsistemlerin temelinde önemli bir yer tutmaktadır. Bilgikuvvettir, hem kafada hem de uygulamada.Bu parçaya dayanarak bilgi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İnsanlık tarihi kadar eski olduğu
B) Tüm insanların doğal olarak arzuladığı
C) Egemen olduğu
D) İnsana teorik pratik yarar sağladığı
E) Akılla elde edilebildiği
19. Binlerce deney yapsak bile bir kayanın neden düşeceğine ya da ateşin neden yanacağına inandığımıza dair tatminkar bir cevap veremeyiz, nedeni ortaya koyamayız.Şu andan sonsuza kadar uğraşsak da gezegenlerin
orijini yada doğanın durumu hakkında tatmin edici bir tespit ile ikna olmamız da mümkün değildir.Bu parçadan hareketle aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılabilir?
A) Kesin doğrulara ulaşmak imkansızdır.
B) Tatminkar cevaplar için akıl yeterlidir.
C) Bilgi, ikna etme özelliğinden yoksundur.
D) Bilgiye ancak sezgilerle ulaşılabilir.
E) Biz, ancak kendimizle ilgili bilgiye ulaşabiliriz.
 
20. Yanlış, üzerinde düşünmek ve dolayısıyla ileri gitmekiçin bir fırsattır. Yanlışın doğurduğu maddi sonucun birönemi yoktur, yanlışı yapan insan açısından bir önemivardır.Bu parçadan hareketle ulaşılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Neden yanlış yaptığını bulan doğruyu da bulur.
B) Yanlış yapan biri önemli biridir.
C) İleri gitmek için yanlış yapmak bir fırsattır.
D) İnsanlar yanlış yaparak sonuç elde ederler.
E) Yanlışını kabul eden insan erdemlidir.
 
21. "Bilimsel bilginin ortaya çıkması için, insanın dışında
bir olgular dünyasının var olduğuna, bu dünyanın insanlar
tarafından anlaşılabileceğine ve bu dünyayı anlama
çabasının ve sonunda bilmenin önemli bir uğraş
olduğuna inanılması gerekir."Buna göre bilimsel bilginin ortaya çıkması aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?
A) Tüm insanlar tarafından anlaşılabilecek bilgilerin
var olmasına
B) İnsanın, dünyayı tanımayı tek amaç edinmesine
C) Olgusal bir dünyanın varlığının ön kabulüne
D) İnsanların anlayamayacağı olguların ortadan kaldırılmasına
E) Bilmenin en önemli uğraşı haline gelmesine
 
22. Kıyafeti kalın olduğu için kardeşimin terleyip hasta
olacağını söylediğimde, bu yalnızca o olayla sınırlıdır.
Burada genel geçer bir durum söz konusu değildir,
çünkü söylediklerim akla değil, sezgilerime dayalıdır.
Genel geçerliliğin olabilmesi için söylenenlerin akla ve
bir neden sonuç-ilişkisine dayandırılması gerekir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi gündelik bilgiye
ait özelliklerden biri olamaz?
A) Herhangi bir doğruluk değeri taşımamaları
B) Düşünmeden ortaya konulan bilgiler olmaları
C) Sezgileri güçlü insanlar tarafından ortaya konulmaları
D) Herkes için geçerli olan bilgiler içermeleri
E) Aklın her zaman onaylamayacağı bilgilerden oluşmaları
 
23. "Kutsal bir varlığa inanan, onun etrafında bir araya
gelen insanların o kutsal varlıkla ilgili ayin, tören, ibâdet
ve inançlarından oluşan sistem, "din"dir. İlkel ya da
gelişmiş, araştırılan her toplumun, bir inancı olduğu
görülmüştür."Buna göre aşağıdaki düşüncelerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Bir araya gelen her topluluk, yeni bir din oluşturur.
B) Kutsal bir varlığa inanma, insanın doğal ihtiyaçlarından
biridir.
C) Dinler, toplumların var olma nedenidir.
D) İnsanların ibadet ihtiyaçları, onları bir dine üye olmak
durumunda bırakmıştır.
E) Herhangi bir dine üye olmayan insanlar üzerinde
araştırma yapılmamıştır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1. "Dinlerde inanç, bilgi aktıdır. Dinsel bilginin amacı,
insanların manevi yaşantılarına bir temel kazandırmak,
kişinin bu dünyadaki varlığını anlamlandırmaktır.
Açıklamalarını insanları doğru bilgiye ulaştırmak için
değil, dinsel doğruları yaymak için kullanır."Bu parçada dinle ilgili düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
A) İnsanları, herhangi bir konuda, doğru bilgiye ulaştırmamasına
B) Manevi yaşantıya bir temel kazandırmak amacında
olmasına
C) İnancın dinlerde bilgi aktı olduğuna
D) Kişilerin varlıklarını anlamlandırma çabası içerisinde
olduğuna
E) Açıklamalarıyla, dinsel doğruları yaymaya çalıştığına
 
2. "Bilim, suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Teknik
bilgi ise bu bilgiyi uygulamaya geçirerek gemiler inşa
edilmesini sağlamıştır."Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Teknik olmadan, bilimsel bulguların hiçbir anlamı
yoktur.
B) Bilimsel her bulgu, teknolojik alana uygulanmıştır.
C) Bilimin amacı, insanın günlük yaşantısını kolaylaştırmaktır.
D) Bilimsel çalışmaların amacı teknik gelişime katkıda
bulunmaktır.
E) Teknik bilgi, bilimden pratik alanda yararlanmayı
sağlar.
 
3. "Sanat da, teknik de ortaya çeşitli ürünler koyarlar
ancak, amaçları birbirlerinden farklıdır. Sanat, güzeli
ortaya koymaya çalışırken, teknik; insana yararlı olma
çabası içerisindedir."Bu parçada sanata ait özelliklerden hangisine değinilmiştir?
A) İnsana yarar sağlayan bilgilerden uzak durmasına
B) Güzel olan herşeyi, araştırma konusu edinmesine
C) Ortaya koyduğu her ürünün güzel olmasına
D) Teknik bilgiyle herhangi bir şekilde ilişki içine girmemesine
E) Güzel olanı ortaya koyma çabasında olmasına
 
4. "Teknik bilgi, günümüzde insan yaşamını kolaylaştırmaktadır.Bilimin henüz bu kadar gelişmediği dönemlerde,bilimsel bulgular, uygulamada fazla yararlı olmamıştır.İnsanlar bu dönemlerde, çekiç, kazma, kürekgibi var olmak için bilime ihtiyaç duymayan alet tekniğini kullanmışlardır."Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İnsan yaşamını kolaylaştıran tek bilgi türünün, teknik
bilgi olduğu
B) Bilimsel bulguların hiç bir dönemde, uygulamaya
geçirilemediği
C) Yaşamın devamlılığı üzerinde bilimsel bilginin herhangi
bir rolünün olmadığı
D) Bazı dönemlerde, bilimden, pratik hayatta faydalanılamadığı
E) İnsanın, bilim olmadan da, gereken tüm araç ve
gereçlere sahip olabildiği
 
5. "Bir sanat eserinin ortaya çıkması, sanatçının çalışma anında edindiği izlenimlerin, renk tonlarının, seslerin kullandığı malzemeler (mermer, tuval, kumaş vs...) üzerine yansıtılmasıdır. Hiçbir eser, kendisini ortaya
koyan sanatçı tarafından dahi, tekrar ortaya konulamaz."Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parçada anlatılanları destekler niteliktedir?
A) Bir anda ortaya çıkmayan yapıtlar, sanat eseri olamazlar.
B) Kullanılan malzemeler, sanatçının kişisel özelliklerini
yansıtır.
C) Hiçbir sanat eseri, diğerinin aynı olamaz.
D) Sanatçıların ilk eserleri, daima diğerlerinden daha
güzel olmuştur.
E) Bir sanatçı eserlerinde yalnızca ilk izlenimlerine
yer vermelidir.
 
6. "Bilimsel yöntemlerle elde edilen ve bilimsel ölçülerle
doğrulanan bilimsel bilgi, olgulara dayalıdır. Bilimsel
önermeler, gözlenebilir olguları ifade ederler. Bilim, bilimsel
yöntemlerle doğruluğu kanıtlanmamış hiçbir bilgiyi
doğru kabul etmez."Buna göre bilimsel bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gözlenebilir olguları araştırdığı
B) Diğer bilgi türlerinin ortaya koyduğu hiçbir düşünceyi
onaylamadığı
C) Bilimsel ölçütlerle doğrulanabildiği
D) Araştırmalarında bilimsel yöntemlerden yararlandığı
E) Doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış hiçbir
bilgiyi doğru kabul etmediği
 
7. "Matematik ve mantıktan oluşan formel bilimler, tümdengelim yöntemini kullanırlar. Bu bilimler, doğayı araştırmazlar, somut olan hiçbir şey araştırma alanlarına girmez. Duyularla kavranamayan varlık ve ilişkilerle ilgilenirler. Bu anlamda zihinsel objeler, ideal varlık alanını oluşturur."Buna göre aşağıdakilerden hangisi formel bilimlerin araştırma alanına girer?
A) Tümdengelim yönteminin uygulanabileceği tüm
konular
B) Ruhun işleyiş mekanizmaları
C) Var oldukları hiçbir şekilde ispatlanamayan varlıklar
D) Aklın kavrayamayacağı soyut şeyler
E) Duyularla kavranamayan ideal varlık alanları
 
8. "Dik açının 90 olması gözleme dayanmayan bir ön
kabulün sonucudur. Bu anlamda matematiksel çıkarımlar
tekrarlayıcıdırlar, yeni bir bilgi vermezler. Çalışmaların
başındaki ön kabulleri değişik biçimlerde dile
getirirler."Buna göre aşağıdakilerden hangisi matematiksel
çıkarımların temel özelliklerinden biridir?
A) Gerçek hayatla, herhangi bir şekilde, ilişki içine girememeleri
B) Varlıklara karşı önyargılı bir tavır sergilemeleri
C) Yeni olan hiçbir bilgiyle, ilgilenmemeleri
D) Var olmalarının bir takım ön kabullere bağlı olması
E) Kendilerini, her çalışmada farklı bir şekilde ifade
etmeleri
 
9. "İnsan, bir nesneler dünyasının içine doğar. Bu nesneler hakkında bilgi edinebilmek için, duyu organlarından yararlanır. Algı, duyu organlarıyla elde edilen duyumların   zihin tarafından yorumlanmasıdır. Dış dünya hakkında algı aktı aracılığıyla bilgi edinen insan, dış dünyayı tanır. Gündelik hayatın bilgisi de böyle ortaya   çıkar."Buna göre gündelik bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Nesnel dünyanın belirleyici öğelerinden olduğu
B) Dış dünyaya dair, bilinmeyen her konuda bilgi verdiği
C) Algı aktı aracılığıyla, dış dünya hakkında elde
edilen bir bilgi türü olduğu
D) İnsanı, algı aktı aracılığıyla nesnel bir dünyaya
yerleştirdiği
E) Günlük hayatın tüm bilinmeyenlerini aydınlattığı
 
10. Bir şeyin "olduğu şey olmadığını" ya da bir şeyin "olmadığı şey olduğunu" söylemek hatalıdır. Bir şeyin "olduğu şey olduğunu" söylemek ya da bir şeyin "olmadığı şey olmadığını" söylemek doğrudur. Demek ki, bir şeyin
ne olduğunu ya da ne olmadığını söyleyen kişi ya doğruyu ya da yanlışı söylemiş olacaktır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Doğrunun, bilginin nesnesine uygunluğu olduğu
B) Yanlışın, bilginin nesneye ters düşmesi durumu
olduğu
C) Bir şeyin olduğu şey olmadığını söylemenin yanlış
olduğu
D) Bir şeyin olduğu şey olduğunu söylemenin doğru
olduğu
E) Bir şeyin olduğu şey olmadığını söylemenin doğru
olduğu
 
 
 
 
 
 
 
 
11 Gerçek, bahsettiği şeyin karşılığıdır. Gerçeklik hakkındakidoğru, gerçekte objelerin ne olduğuna tekabül etmedir. Doğru, bir şeyin olduğu gibi ifade edilmesidir. Gerçeklik mevcuttur ve doğru, bunu hatasız bir şekilde
ifade etmektir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Doğru, gerçeklik hakkındaki bilginin eksiksiz olmasıdır.
B) Doğru, gerçekte objelerin kendisidir.
C) Birşeyin eksik ifade edilmesi hatadır.
D) Gerçeklik, bilinçten bağımsız olarak var olandır.
E) Varlığı tutarlı bir şekilde ifade etmek gerçektir.
 
12. Tek bir cümle ile ifade etmek gerekirse her etki, nedenindenayrı bir olaydır. İşte bu yüzden etkiyi keşfedeceğimiz yer neden olamaz; nedene dayandırılarak ileri sürülen etki kavramı tamamen keyfi bir kavramdır. Bu
tür etki, ilan edildikten sonra neden ile kurulacak ilişkiler de aynı şekilde keyfi bir çalışma ürünüdür.Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılabilir?
A) Olgular arasında neden-sonuç ilişkisi yoktur.
B) Bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyenler açıklanabilir.
C) Aynı nedenler genelde aynı sonuçları ortaya çıkarır.
D) Felsefi açıklamalar keyfi açıklamalardır.
E) Bilgi, bilen ile bilinen arasındaki ilişkidir.
 
13. Hume'a göre, ne tümdengelimle ne de tümevarımla bilgi için tatmin edici bir temel elde edilebilir. Çünkü, tümdengelim kanıtlarla desteklenen dayanak noktaları iddialarına rağmen gerçeklere dayanan içerikten yoksundur.
Tümevarım ise geleceğin, geçmiş ile aynı olacağına dair kanıtlanamaz varsayımlara dayanır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Bilginin kişiye göre değişebildiği
B) Doğru bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığı
C) Bilgi elde etmede en sağlam yöntemin tümevarım
olduğu
D) Hem tümevarım hem de tümdengelimin bilgi veremeyeceği
E) Tümdengelimin de tümevarımın da bilimin yöntemi
olduğu
 
14. Teknik bilgide bilgi aktı, bilimsel bilgide olduğu gibi,algı ve düşünmedir. Özne ve nesne arasındaki bağlar,bu aktlar aracılığıyla kurulur. Herhangi bir çevreyle sınırlı olmayan teknik bilgi, tüm insanlığa aittir. Ulaştığı sonuçları, bilimsel sonuçlardan daha az kapsamlı ve daha sınırlıdır. Araştırma yöntemi biliminkiyle aynı olan teknik bilgi, bilimsel çalışmalardan pratikte yararlanılmasını sağlar.Buna göre teknik bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Özne ve nesne arasındaki bağlantı sonucu ortaya
çıktığı
B) Ulaştığı bilgilerin tüm insanlığa hitap ettiği
C) Bilimle aynı araştırma yöntemlerini kullandığı
D) Çalışmalarında, pratik bilimsel bulgulardan yararlanamadığı
E) Sonuçlarının bilimsel bilgi kadar geniş kapsamlı
olmadığı
 
15. "Doğada meydana gelen olayları konu edinen doğa bilimlerinin elde ettikleri sonuçların yanlış olma olasılığı çok azdır. Deneye dayalı ve nesneldirler. Araştırmalarında nedensellik ilkesinden hareket ederler. Bu ilkeye göre her olay bir nedenden dolayı ortaya çıkar, aynı koşullarda, aynı olaylar, aynı sonuçları doğurur."Bu parçada doğa bilimlerine ait özelliklerden hangisine değinilmemiştir?
A) Aynı koşullar altında gerçekleşen tüm olayların
aynı sonucu doğuracağını savunmalarına
B) Araştırmalarında deneysel yöntemlerden yararlandıklarına
C) Çalışmalarında yanlış, herhangi bir sonuca ulaşmadıklarına
D) Tüm olayları, bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde ele
aldıklarına
E) Doğadaki tüm olayları araştırma konusu edinebildiklerine
 
16). "Gözlemlerimize dayanarak edindiğimiz, gündelik
bilgiler sezgiseldir, sistemli bir araştırma sonucu elde
edilmezler. Olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkilerini
ortaya koyamazlar. Çünkü, tek tek olaylara dayalı olarak
ortaya çıkarlar. Belli bir yönteme sahip olmamaları
nedeniyle, genel geçer bilgiler içermezler. Ancak tüm
bu özelliklere rağmen gündelik bilgilerin doğruluğundan
rahatlıkla söz edilebilir."Buna göre gündelik bilgiyle ilgili olarakaşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hiçbir neden yokken, birden ortaya çıktıkları
B) Ortaya çıkmak için, herhangi bir yönteme ihtiyaç
duymadıkları
C) Gözlem sonucu elde edildikleri
D) Doğru bilgiler içerdikleri
E) Tek tek olaylara dayalı olarak ortaya çıkan bilgiler
oldukları
 
17). "İlkel dinler, evrendeki varlık ve olayları açıklamak için büyüye, sihire ve varolduğunu iddia ettikleri gizli güçlere başvururlarken; Müslümanlık, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler, açıklamalarında kutsal kitaplarından yararlanmışlardır. Tek tanrılı dinler, her şeyi Tanrı'nın yaratıcı ve düzenleyici gücü ile açıklar."Buna göre aşağıdakilerden hangisi "tek Tanrılı veçok Tanrılı dinlerin" ortak özelliklerinden biridir?
A) Varlığı, Tanrı'nın yaratıcı gücüyle açıklamaları
B) Olayları açıklamak için, büyüye ve sihre başvurmaları
C) Açıklamalarını, kutsal kitaplara dayandırmaları
D) Evrendeki varlık ve olayları açıklamaya çalışmaları
E) Tanrı'nın düzenleyici gücünü açıklamak için, gizli
güçlerden yararlanmaları
 
18) "Sanat bilgisinde de tüm diğer bilgi türlerinde olduğu gibi bir ürünün ortaya konulabilmesi, suje ile obje arasında bir bağ kurulmasına bağlıdır. Bu bağın kurulmasında   diğer bilimlerde kullanılan aktların yanında, hayal
gücü, sezgi, görme gibi aktlara da ihtiyaç vardır."Buna göre aşağıdakilerden hangisi, sanat bilgisini diğer bilgi türlerinden farklı kılan özelliklerden biridir?
A) Farklı bilgi türleriyle herhangi bir ilişki içinde olmaması
B) Suje ile obje arasında kurulan bağ sonucu ortaya
çıkması
C) Sezgileri güçlü insanlar tarafından ortaya konulması
D) Var olmak için hayal gücünden başka bir şeye ihtiyaç
duymaması
E) Diğer bilgi türlerinde kullanılmayan aktlardan yararlanması
 
19). Evreni, insanı, değerleri, varlığı anlamak amacıyla,
araştırmalarını geniş bir alanda sürdüren felsefe, bütün
bilimlerin temelindeki şu soruları yanıtlamaya çalışır:
"Bilebileceğim şeyler nelerdir?", "Varlık nedir?",
"Bilginin oluşma koşulları ve kullandığı yöntemler nelerdir?"
Buna göre felsefe ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Her bilgi alanının temelindeki sorularla ilgilendiği
B) Bütün bilimleri temelinden sarstığı
C) Bilginin elde edilmesini kolaylaştıracak ortamlar
oluşturduğu
D) Varlık üzerine çalışma yapan tek bilgi dalı olduğu
E) Bilimlerin yanıtlayamadığı tüm soruları yanıtladığı
 
20)Bilimsel bilgiler birbirleriyle tutarlıdır ve mantıksal bir ilişki içindedirler. Bilim, birbiriyle çelişen iki önermenin aynı şekilde doğru olabileceğini kabul etmez. Ulaştığı sonuçların her türlü çelişkiden uzak ve kendi içlerinde tutarlı olmasını ister.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Akıl ilkelerine uygun olduğu
B)       Genellemelere ulaştığı
C)       Birikimli olarak ilerlediği
D)       Değişimlere açık olduğu
E)        Varlığı parçalı olarak ele aldığı
 
21)Evrenin merkezinde Güneşin olduğunu söyleyen Kopernikus, yeni bir doğa anlayışının en önemli temsilcisi olacaktır. Kepler ve Galilei, Kopernikus’un düşüncelerini bilimsel olarak geliştirecektir. Onların ilk çalışmalarında ortaya koyduğu matematiksel tabiat bilimi, Newton ile tam bir olgunluğa ulaşacaktır.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Birikimli olarak ilerler. B)Aklın kurallarına uygundur.
C)Sonuçları kesindir.    D)Objektif niteliktedir.
E)Evrenseldir.
 
1. "Sanat tarihi, tarih gibi insan bilimleri, doğa bilimleri gibi deney yöntemini kullanamazlar. Sanat tarihi, geçmişteki sanatsal faaliyetleri incelerken, bunlar üzerinde deney yapması mümkün değildir; fakat bu tarih ya da sanat tarihinin bilim sınıfına girmeyeceği anlamına gelmez. Bu tür olaylar belgelere dayandırıldığı için   ortaya koydukları bilgiler bilimsel kabul edilir, ancak
ulaştıkları sonuçlar, doğa bilimlerininki kadar kesin   değildir."Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğa bilimlerini   insan bilimlerinden farklı kılan özelliklerden biridir?
A) Varlığını belgelere dayandırması
B) Olmuş bitmiş hiçbir olayla ilgilenmemesi
C) Araştırmalarında kesin sonuçlara ulaşması
D) Tarihi bir geçmişinin olmaması
E) Bilimsel bir bilgi olması
 
2. "Çalışmalarında bilimsel bulgulardan yararlanırken, her filozof, sonuçları kendi tarzına göre birleştirir ve bunlara kişisel yorumlarını katar. Filozof olmak, bilimsel   sonuçları olduğu gibi kabul etmek değil, bunlara kendi yorumlarını katabilmektir. Her düşünürün yorumu, çalışmasına farklı bir renk katar. Felsefede, belli bir akımı benimseme zorunluluğu yoktur."Buna göre bir filozofta bulunması gereken temelözellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilimsel bulgulardan yararlanmaması
B) Kişisel yorumları dışında, herhangi bir bilgiye ihtiyaç
duymaması
C) Hiçbir felsefi akımı takip etmemesi
D) Çalışmalarına kişisel yorumlarını katabilmesi
E) Elde edilen bilimsel sonuçları yadsıması
 
3-. Zümrütü anka kuşunu, kat dağının tepesinde uçarken konu alan resim, kişide hoş duygular uyandırabilir, es­tetik bir haz uyandırabilir. Ancak ne anka kuşu, ne de kaf dağ! gerçektir. Ayrıca bu kuşun ölümsüz olduğu bil­gisi de doğru değildir.Parçaya göre bir bilginin doğruluğu ve gerçek hak­kında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A)   Gerçek, somut olarak var olmadır,
B)   Gerçek, duyusal olarak algılanabilendir.
C)   Gerçek, bireyde estetik duygular yaratandır.
D)   Gerçeklik, soyut değildir.
E)   Doğru, nesne ile nesneye ilişkin hükmün paralelli­ğidir.
 
4.   Her şey bireylere göre değişkenlik gösterir. Herkes üzerinde birleşeceği tek bir doğru anlayışı yoktur, doğ­rular vardır. Bir tartışmada da önemli olan, hangi tara­fın görüşünün doğru olduğu değiî, tartışmayı hangi ta­rafın kazanacağıdır.Sofistlerin yaklaşımlarını içeren bu düşüncenin te­mel dayanağı, aşağıda kil erden hangisidir?
A)   Genel - geçer biigüer akla dayanan bilgilerdir.
B)   Gerçekliğin kaynağı zihinsel değildir.
C)   Doğru öznel olup, bireye fayda sağlayan niteliktedir.
D) Doğru bilgi olgusal dış dünyada aranmalıdır.
E) Doğru bilgi işe yarayan fayda sağlayan bilgi türü değildir.
 
4-"Asıiolan sorunun soruluş biçimidir. Eğer siz soruyu uy­gun bir tarzda yöneltiyor, btçimlendiriyorsamz, doğru cevabın gelmemesi olası değildir." yaklaşımı temel alınırsa, bilgi elde etme konusunda, aşağıdaki yar­gılardan hangisine ulaşılabilir?
A)   Bilgiler ve değerler görecelidir.
B)   Doğruluğuna inanılan her bilginin karşıtının da doğ-ruiuğu savunulabilir.
C)   Deneyimler doğru bilgiye ulaşmayı sağlar.
D)   Her bireyin zihninde açığa çıkarılmayı bekleyen bil­giler bulunmaktadır.
E)   Bilgi, bireylerde potansiyel olarak bulunmaktadır.
 
5. Tek tek olaylarla değil, olgularla uğraşan bilimsel bilgi, her türlü çelişkiden uzak ve kendi içinde tutarlıdır. Mantıklı düşünme ve çıkarım kurallarından yararlanır, bu anlamda mantıksaldır. Ortaya konulan bulgular ne
kadar akılcı görünürse görünsün bilim, her konu karşısında eleştirel bir tavır takınır.Bu parçada bilimsel bilgiye ait özelliklerden hangisine
yer verilmemiştir?
A) Tek tek bütün olaylara, genellik kazandırdığına
B) Genelleyici olduğuna
C) Kendi içinde tutarlı bilgilerden oluştuğuna
D) Elde edilen tüm bulgulara karşı eleştirel bir tavır
takındığına
E) Mantıksal çıkarım kurallarından yararlandığına
 
6)Gündelik bilgi, tek tek olaylar için doğruluk payı olabilen bir bilgidir. Böyle olması gündelik bilginin sebep-sonuç ilişkisini vermediği anlamına gelmez; ancak bu gelişi güzel kurulan bir nedensel ilişkidir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi gündelik bilginin özelliği değildir?
A)       Araştırmaya dayanır.
B)       Olaylara açıklık getirir.
C)       Pratik amaçlarla kullanılır.
D)       Deneyimleri yansıtır.
E)        Neden-sonuç bağı kurulur.
 
7)Felsefenin bilimle yakın ilişki içinde olma gerekliliği, felsefenin, bilimin söylediklerini tekrar ettiği anlamına gelmez. Felsefenin bilimden yararlanması, kendi problemlerine daha gerçekçi çözümler bulması içindir. Felsefi problemler bilimsel problemlerden temelde farklıdır. Bu problemler çoğunlukla bilimlerin çözemediği veya onların çözüm alanına girmeyen problemlerdir. Örneğin “Ahlaki eylem nasıl olmalıdır?” sorusunu bilimin yardımıyla çözemeyiz.Bu parçada bilim ve felsefenin aşağıdakilerden hangisine dayandırıl-mıştır?
A)Her ikisinin de akıl ilkelerine uygun çözümlemelerde bulunmasına
B)Bilimlerin kullandıkları yöntemlerin felsefenin yöntemlerini destekleme-sine
C)Belirli bir kültürel ortamda ortaya çıkmalarına
D)Varlık, doğa ve insana ilişkin sorunları ele almalarına
E)Bilimsel bulguların yeni felsefi problemleri beraberinde getirmesine.
 
8)Gerek felsefi bilgi, gerekse bilimsel bilgi “var olan” şeylerin bilgisidir. Ancak bilimler “var olan” ı parçalara bölerek ve aralarında iş bölümü yaparak araştırmalarını yürütürler. Buna karşılık felsefe, “var olan” şeylerin ortak olan, birleştirici olan niteliği ortaya koymaya çalışır.Bu parçada felsefenin bilimlerden ayrılan hangi niteliği vurgulanmakta-dır?
A)       Olması gerekeni belirler.
B)       Varlığı bütün olarak alır.
C)       Çağın koşullarından etkilenir.
D)       Olgulara dayanma zorunluluğu yoktur.
E)        Eleştireldir.
 
9)Bilim, doğayı anlama ve açıklama amacı güder; teknoloji ise doğayı insan varlığının amaçları için kontrol altına almayı amaçlar. Yani, bilimde amaç teoriktir, oysa teknikte amaç pratiktir; doğada bulunan bir ham maddenin işlenerek insanlığın hizmetine sunulmasında olduğu gibi.Buna göre tekniğin, bilimden farkı aşağıdakilerden hangisidir?
A)            İnsan merakının bir ürünü olarak ortaya çıkması
B)            İnsanlığın yaşamını kolaylaştırma-ya yönelik olması
C)            Doğruluğun deney ve gözlemle kanıtlanabilmesi
D)            Nesnel bir niteliğe sahip olması
E)            Akıl ve mantık ilkeleriyle ortaya konulması
 
10)Formel bilimlerin konusu, gerçekte var olmayan ideal ya da tarımsal varlıklardır. Örneğin, matematiğin konusu sayılar ve şekiller dünyasıdır. Rasyonel ve irrasyonel sayılar, şekiller gerçek dünyada zaman ve mekan içinde var olmayan, yalnızca düşüncede var olan ideal varlıklardır. Çünkü sayılar dış dünyada var değildir. Tahtaya, ne kadar mükemmel araçlar kullanılırsa kullanılsın, mükemmel bir doğru çizilemez. Bunlar tasarım yoluyla oluşturulmuş varlıklardır. Bundan dolayı deney yöntemiyle araştırılamaz.Buna göre formel bilimlerin konularının temel özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Bilimsel olarak incelenebilmeleri
B)       Kesin sonuçlar elde etmeye elverişli olmaları
C)       Aralarında ilişkiler kurulabilmesi
D)       Nesnel ölçütlerle denetlenebilmele-ri
E)        Duyusal alanın dışında olmaları
 
 
 
 
 
 
 
11-Meleklerin var olduğunu bilimsel olarak kanıtlamamız en azından şu an için olası değildir. Ancak güneşin ya da serçelerin varlığının kanıtlanmasına gerek yoktur. Çünkü meleklerin varlığı teme! duyu organlarımızla algılanmazken; güneşi ya da serçeleri net bir biçimde algılayabilmekteyiz.
Buna göre, öğelerin varlıklarını kabul etmenin te­mel koşulu aşağıdakilertien hangisidir?
A)   Varlıklar, duyumlarla algılanabilmelidir.
B)   Varlıklar, akıl yürütmelerle irdelenebilmelidir.
C)   Varlıklar sezgisel olarak kavran ab i İm el id ir.
D)   Varlıkların gerçekliği, duyumlara dayanmalıdır.
E)   Varlikların bilgisi, teorik olarak edinilmiş olmalıdır.
 
12*-Viyana çevresinin temsil etliği felsefe akımına "neo-pozi-tivizm" (yeni olguculuk) adı verilir. Bu felsefe akımının te­mel düşüncesi, ancak pozitif olarak, yani deney yoluyla kanıtlanılabileni "bilgi" saymak, bunun dışındakiler! ger­çek bilgi olarak görmemektir.Aşağıdakilerden hangisi Viyana çevresinin bilgi an­layışıyla çelişmez?
 
A)   Bilgi, deneysel olarak doğrulanabilir nitelikte olmalıdır.
B)   Metafizik önermelere dayalı bilgiler doğrudur.
C)   Doğru bilgi, akla uygun olandır.
D)   Doğru bilgiye ulaşılamaz.
E)   Bilgi zihinde doğuştan vardır.
 
13-. Kanfa göre deneyden bağımsız hiçbir bilgi yoktur. De­neyle elde edilen bilgiler zihinde belirli bir düzene göre işlenir. Bilgi, deneyden gelmeyen ve zihinde bulunan çeşitli formlardan geçerek oluşur.Kant'ın düşüncelerine dayanarak aşağıdaki yargı­lardan hangisine ulaşılabilir?
A)   Bilgi, akı! yoluyla edilir.
B)   Bilgi, deney verilerinin zihinde işlenmesiyle oluşur.
C)   Bİİginin kaynağı duyumlardır.
D)   Sadece deney verileri doğru bilgiye ulaştırır.
E)   Bilgi, herkese göre değişir.
 
14-Protagoras, bir tartışmada, tartışılan konuyla ilgili haki­kat arayışının anlamsız olduğunu söyler. Tartışmada önemli olanın karşıdakine üstün gelmek olduğunu vur­gular. Ona göre "karşıt iki görüş aynı ölçüde doğrudur."Aşağıdakilerden hangisi Protagoras'ın bilgi anlayı­şıyla çelişmez?
A)   Bilginin doğruluğu kişilere göre değişir.
B)   Olgusal bilgiler doğrudur.
C)   Bilginin kaynağı duyumlardır.
D)   Doğru bilgiye akılla ulaşılır.
E)   Bilginin kaynağı sezgidir.
 
15- Bergson, "gerçekliğe nüfuz eden, nesnelerle doğrudan ve aracısız bir temas kuran bilgi türü dile getirilmez, sö­ze dökülmez." der.Aşağıdakilerden hangisi Bergson'un bffgi görüşü­nü ifade eder?
A)   Doğru bilgiye, sezgi ile ulaşılır.
B)   Doğru bilgi, duyular aracılığıyla elde edilir.
C)   Doğru biigi yoktur.
D)   Doğru bilgi, akla dayanan bilgidir.
E)   Bilgiler, insan ruhunda doğuştan vardır.
 
16-Bardağındaki çay kaşığına dışarıdan bakıldığında, kaşık kırık olarak algılanacaktır. Ancak daha önceki bil­gilerimiz, bu algımızın doğru olmadığını göstermektedir. O halde gözümüzün ilettiği bir bilgi, diğer bilgilerimizle çelişiyorsa, "bilginin doğruluğu tartışmalıdır" sonucuna ulaşabiliriz.Parçadaki açıklamaya dayanarak, bilgilerin doğru­luğu ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı­labilir?
A)   Bilginin doğruluğunun göstergesi, kişiye sağladığı yarardır.
B)   Bilginin doğruluğunun göstergesi, duyumlara da-yanmassdır.
C)   Bilginin doğruluğunun ölçülü, bilgiler arasında tu­tarlılık bulunmasıdır.
D)   Bilgilerin doğruluğu akla uygunluğa paraleldir.
E)   Biiginin doğruluğu, kişisei algılara dayan ması ndadır.
 
17-. Condillac, tüm bilgilerin şekil değiştirmiş birer duyum olduğunu savunmuştur. Bilginin yanısıra insanda ma­nevi olan herşeyi, tüm zihinsel faaliyetleri dış dünyaya ilişkin duyumlara indirgemiştir. Aşağıdakilerden hangisi Condillac'm düşünceleriy­le çelişir?
A)   Bilgilerin temelinde duyumlar vardır.
B)   Maddi varlıklar duyumlarla algılanır.
C)   Zihinse! faaliyetler dış dünyadan gelen duyumlarla belirlenir.
D)   Dış dünyanın bilgisine duyumlar aracılığıyla ulaşı-
E)   İnsan bilgisi akla dayanır.
 
18-Aşağıdakilerden hangisi bilgi felsefesinin yanıt ara­dığı sorulardan biri değildir?
A)   Doğruluk nedir?
B)   Suje - obje bağlantısı nasıl kurulur?
C)   Doğru bilginin ölçülü nedir?
D)   Evrensel bir ahiak yasası var mıdır?
E)   Bilgiyi meydana getiren etkenler nelerdir?
 
19-Acıyı tatlıdan, kırmızıyı siyahtan ayırmayı, akılcılığın te­mel ilkelerinden olan ve insan zihninde doğuştan bu­lunduğu savunulan "çelişmezlik ilkesinden" önce öğre­niriz. Dolayısıyla insan anlığının, yani anlama yetisinin doğuştan kavramları ya da bilgileri yoktur. Tüm bilgiler zamanla öğrenilir.
Parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakiler­den hangisidir?
A)   Bilgiler doğuştan insan zihninde bulunur.
B)   Anlama yetisinin kavramiarı deneyle elde edilemez.
C)   İnsan zihninde doğuştan bilgiler yoktur, bilgiler ya­şantı yoluyla edinilir.
D)   Çelişmezlik ilkesi öğrenmeyle kazanılamaz.
E)   Deneyle elde edilen bilgiler tutarsızdır.
 
20-Platon'a göre idealar, birliği olan, kendi kendisiyle aynı kalan, yani oluşa ve değişmeye uğramayan, öncesiz sonrasız şeylerdir. Oysa duyulur dünyanın oesneleri, hep oluş ve değişme halindedir. Asıl gerçeklik, bir yan­sı, bir kopya olan duyulur dünya değil, bu dünyanın nesnelerine varfık veren idealar dünyassdır. . Platon'un düşünceleriyle aşağıdaki ifadelerden hangisi çelişir?
A)   İdealar, duyulur dünyadaki nesnelerin kopyasıdır.
B)   Idealar, kendisiyle aynı kalan şeylerdir.
C)   Duyulur dünyanın nesneleri sürekli değişim halin­dedir.
D)   Asıl gerçeklik idealardır.
E)   Duyulur dünyanın nesneleri ideaîann yansımasıdır.
 
21-    Locke'a göre insanın bu dünyadaki bilgisi kendi dene­yimlerini aşamaz.Locke'a göre, bilginin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akıl      B) Deney       C) Sezgi D) Şüphe             E) Metafizik
 
22-Gazali felsefeye şüpheyle bakar. Felsefe ya duyuları ya da aklı temele koymaktadır. Oysa ona göre duyular da akıl da yanıltıcıdır; onlara dayanarak mutlak hakikate ulaşmamız olanaksızdır. Bu da felsefeyle mutlak haki­kate ulaşılamayacağı aniamına gelir. Mutlak hakikati apaçık bir biçimde kavramanın yolu gönülden geçer. Duyuların ve aklın bize veremeyeceği bu bilgiye ancak gönül gözüyle ulaşabiliriz,Parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisi­ne ulaşılabilir?
A)   Ası! gerçek felsefe bilgisidir.
B)   Duyu bilgisi doğru bilgidir.
C)   Akıl doğru biigiye ulaşmayı sağlar.
D)   Mutlak gerçeklik kavranamaz.
E) Mutlak hakikate sadece sezgi yolu ile ulaşılır.
 
23-Descartes, yetkin bilgi örneği olarak gördüğü matema­tiği Örnek almış ve amacı için kesin olan, kendisinden hiçbir şekilde kuşku duyulmayan bir başlangıç noktası bulmaya çalışmıştır.
AşağıdakMerden hangisi Descartes'in düşüncele­riyle çelişir?
A)   Matematiği yetkin bir alan olarak görür.
B)   Matematiksel bilginin kesinliğini vurgular.
C)   Kesin, kuşku duyulmayan bir başlangıç noktası bul­mayı hedefler.
D)   Yetkin bilgiye ulaşmaya çalışır.
E) Doğru bilginin olmadığını savunur.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1) Locke’a ya göre nesneler dünyası idealar aracılığıyla bilinir. İdealar, nesnelerin tasarımların ve kavramları olarak insan zihninde vardırlar. Algıda duyu organları nesnelerin uyarımını alır ve zihin bu uyarımı işleyip yorumlayarak idealara kavram ve tasarımlara kısaca bilgiye dönüştürür.Buna dayanarak Locke’un bilgi görüşene ilişkin hangisi söylenebilir?
A)        insan zihninde doğuştan gelen idealar ve tasarımlar vardır.
B)        İnsana hakikatı bildirebilecek olan tek yeti sezgidir
C)       İnsan bilgisi fiziksel dünya ile sınırlıdır.
D)        İnsan bilgisinin kaynağı duyum ve deneyimdir
E)        Bilginin tek kaynağı akıldır
 
2) Televizyonda yoksulluk üstüne yapılmış bir programı izlemek varoşlarda yaşamakla yada çalışmakla aynı şey değildir. Bir dişçinin muayene ettiği bir çürük dişle bu çürümenin nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili bilgisiyle o çürümenin ağrısını çeken kişinin bilgiside aynı değildir.Parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisine ulaşabilir.
A)        bir şey hakkında aracılı ve nesneler olarak elde edilen bilgi o şeyin dolaysız yaşantısıyla edinilen bilgi farklı niteliktedir.
B)        Dolaysız sezgi yoluyla edinilen bilgi gerçeği olduğu gibi ve bütünlüğü içerisinde bildirir
C)       Somut gerçekliği bildirebilecek tek bilme yolu bilimdir.
D)        İnsan aklı ve zekası gerçeği bildirmede yetersizdir.
E)        Deneyim ve yaşantılara dayanmayan hiçbir bilgi doğru değildir.
 
3) Kant’a göre algıladığımız şey nesnelerin kendileri değil görünüşleridir. Yani nesnelerin insan zihni tarafından üretilen idealarıdır. Bu nedenle kant bilginin biçimi ve içeriğini ayırır. Ona göre içerik duyusal deneyimden gelir; duyular renk,ses,koku gibi veriler sağlar. Fakat bu veriler biribirinden kopuk ve tekildir. Bu kopuk ve tekil verileri zihin kendi doğuştan gelen kalıplarıyla birleştirip bütünleştirerek anlamlı bilgiler haline getirir.Buna göre Kant’ın bilgi anlayışıyla ilgili aşağıdaki verilerin hangisi söylenebilir?
A)        bilginin sınırları ile varlığın sınırları aynıdır.
B)        Bilginin elde edilmesinde duyumun ve aklın belli rolleri vardır.
C)       Bilginin gerçek kaynağı sezgidir.
D)        Doğru bilgi doğru düşünmeyle elde edilir.
E)        Bilginin tekkaynağı akıldır.
 
4) epistemoloji bilginin doğası; kaynağı, sınırları ve doğruluğuyla ilgilenen bir felsefe dalıdır. Özellikle bilgi hakandaki kavramlarla, düşüncenin doğası ve içeriğini açıklamak ve insanların güvenilir bilgi elde etme süreçlerini betimlemek için yapılan sistematik çabalarla ilgilenir. Kısacası, epistemoloji terimi, bilenin neyi, nasıl ve ne kadar bildiğiyle ilgili sorulara yanıt vermeye yönelen bir felsefi etkinliği bildirir.Buna göre aşağıdakilerden hangisi epistemolojinin yanıt aradığı sorulardan biri olamaz?
A)        insanlar gerçekten bir şeyler öğrenir mi yoksa eski bildiklerini mi hatırlar?
B)        Bir bilgi “yalnız benim için” doğru olabilir mi, yoksa doğruluk “herkes için doğru” olmak mıdır?
C)       Gerçekliği bildiğimizden kesin olarak bilebilir miyiz?
D)        Davranışlarımıza yön veren değerler mutlak mı, yoksa göreceli midir?
E)        Bilginin kaynağı akıl mı yoksa deney midir?
 
5)bir empristi bir şeyin var olduğunu ikna etmeye çalışsaydık, şöyle derdi:” göster bana!” o yalnızca kendi tecrübesiyle ikna edilir.Buna göre, insan biligisinin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
A) deneyim               B) akıl                       C) sezgi
                D)zeka      E) vicdan
 
6) platon’a göre, bir şeyin öğrenilmesi, insanın daha önce bilmediği bir doğrunun keşfedilmesini gerektirir; fakat eğer kişi söz konusu doğruyu daha önce bilmiyorsa bulduğu keşfettiği şeyi doğru olup olmadığını anlayamaz. O halde, kişi, bildiği şeyi öğrenemez; çünkü onu zaten bilmektedir.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)        duyusal deneyim, yalnızca belleği uyarabilir.
B)        İnsan yeni hiçbir şey öğrenemez.
C)       İnsan sadece daha önce bildiği şeyi hatırlar.
D)        İnsan zihni doğuştan boş bir sayfa gibidir.
E)        Deneyim, akılda zaten var olan bilgiyi bilince çıkarır.
 
7) farabi üç tür bilgiyi kabul eder. İlki herkesin kabul edip kullandığı bilgilerdir. Bunların doğruluk ve yanlışlığı söz konusu olamaz. İkincisi duyulardan hareket ederek mantıki çıkarımlara dayalı bilgilerdir. Duyular söz konusu olduğunda bunların doğruluklarından emin olunamaz. Üçüncüsü doğrulukları deneyle kanıtlanmış bir yargıyı dişle getiren akla dayalı bilgilerdir.bu bilgiler genel olana ait olduğundan doğru olan bilgilerdir.Farabinin bu yaklaşımında temel aldığı
 görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A)        Doğru bilgi tanrıdan gelen vahiyle gerçekleşebilir.
B)        Varlığın yapısı ancak deneyle ispatlanan akıllar kavranabilir.
C)       Hiçbir konuda kesin yargıya varılmamalıdır.
D)        Akıl varlığın yapısını kavramada yetersiz kalır.
E)        Doğru bilginin kaynağı akıl değil duyulardır.
 
8)locke’aya göre insan doğduğunda zihni, üzerinde duygusal verilerin kandi şekillerini oydukları düz bir bal mumu tableti gibidir. Yaşam ilerledikçe daha çok izlenim kopya edilir. Duyumların birleştirilmesinden ve karşılaştırılmasından, karmaşık idealar üretilir.locke zihnin, duyumları alıp depolayan bir kap olarak görüyordu.Buna göre locke’un bilgi anlayışına göre aşağıdakilerden hangisi söylenir?
A)        insan bilgisin kaynağı duyusal yaşantı ve deneyimlerdir.
B)        İnsan bilgisi duyusal ve toplumsal olgularla sınırlıdır.
C)       İnsan aklının doğuştan getirdiği fikir ve kavramlar bilginin kaynağıdır.
D)        İnsanın gerçeklik hakkında kesin bilgiler elde etmesi imkansızdır.
E)        Bilginin gerçek kaynağı sezgidir.
 
9) bir çocuk yada bir budala “A’nın A olduğunu “ bilemez. Yalnız mantıksal ilkeler değil tüm bilgiler sonradan deney yoluyla sonradan kazanılır. Çocuk sobanın yada ateşin elini yakacağı bilgisinin deneyden önce değil de sobaya da ateş elini bir kez yaktıktan sonra sahip olur.Buna göre empiristler aşağıdakilerden hangisine tepki olarak ortaya çıkmıştır?
A)        duyumlardan geçmeyen hiçbir bilgi var olamaz.
B)        İnsan bilgisi doğuştan gelir.
C)       Bilginin oluşumunda deneyimler önem taşır.
D)        Sezgisel bilgi sağlam ve kesin bir bilgidir.
E)        Doğru ve kesin bilgi olanaklıdır.
 
10) Descartes, kuşkucu bir yaklaşımla kendi   varlığı konusunda bile aldatılmış olabileceğini düşünür. Ancak, var olduğunu düşünürken aldatılmış olsa da, aldanma, aldatılan bir bireyin var olmasını içeren, gerektiren dönüşümlü bir eylemdir. Des­cartes, böylece, kuşkusu ve düşünmesi sonu­cunda, doğruluğundan artık kuşku duyulamaya­cak derecede açık-seçik bir bilgiye, "düşünüyo­rum, o halde varım" kesin bilgisine ulaşır. Bun­dan böyle, Descartes için, aynı koşulu sağlayan her bilgi, doğruluğu kesin olan bir bilgidir.Buna göre, bir bilgi aşağıdaki durumların han­gisinde doğrudur?
A) Fayda sağladığında
B) Gerçekliğe uygun olduğunda
C) Kendisinden önce gelen bilgilerle tutarlı ol­duğunda
D) Apaçıklık ölçütüne uygun olduğunda
E) Bireyin ihtiyaçlarını giderdiğinde
     
     11)Bir felsefe profesörü öğrencilerinden Descartes­'in "Metafizik Düşünceleri"ni okumalarını ister. Ertesi gün endişeli ve bitkin düşmüş bir öğrenci profesöre gelir. Bütün gece uyuyamadan var o­lup var olmadığına karar vermeye çalıştığını ya­kınarak anlattıktan sonra: "Söyleyin bana, lütfen söyleyin bana, ben var mıyım?" der. Profesör, soruya yine soruyla karşılık verir: "Bilmek iste­yen kim?"Parçada, Profesörün verdiği yanıtın dayandığı görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Varlığından, herkes, yaşamın belirli bir dö­neminde kuşku duyar.
B) Varlığından kuşku duyabilen kişinin var ol­duğu apaçıktır.
C) Kuşku, kesin bilgiye ulaşmanın aracıdır.
D) Varlık, düşünsel bir özdedir.
E) Hiçbir konuda yargıya varılamaz, her şey­den kuşku duymak gerekir.
     
    
 
 
 
 
 12) Doğrulukla ilgili ortaya konulan en önemli ku­ramlardan birisi "uygunluk kuramı"dır. Uygunluk kuramına göre, doğru bir ifade, insandan ba­ğımsız olarak ve gerçekten var olan bir olguya ya da bir olayı betimleyen bir ifadedir.Buna göre, bir önermenin doğruluğu aşağıdaki­lerden hangisine bağlıdır?
A) Kendisinden önceki önermelerle tutarlı ol­masına
B) Felsefi olarak temellendirilmesine
C) insanın bir gereksinimini gidermesine
D) Nesnel gerçekliğine denk düşmesine
E) Fayda sağlamasına
 
13).Locke'a göre, anlama yetisi başlangıçta boş bir levha gibidir, üzerine hiçbir şey yazılmamıştır. Kavramlarımız deneyden gelir; bütün bilgilerimiz eninde sonunda deneye dayanır, deneyden Çı­kar. Boş bir levha gibi olan anlık, deneyle doldu­rulur. Anlıkta doğuştan olan, birtakım yetilerdir. Düşünme yetisi, hayal gücü, algılama yetisi vb. doğuştandır.Locke bu görüşleriyle aşağıdakilerden hangisini eleştirmektedir?
A) Bilginin kaynağının deneyimler olduğunu
B) insan bilgisinin doğuştan geldiğini
C) Kesin bilginin olanaklı olduğunu
D) Bilimin nedensellik ilkesini
E) Doğru bilgiye duyu organlarının götürebile­ceğini
 
 14) Platon, Öklid geometrisini bir model olarak kullandı. Doğru bilgiye ulaşmak için, simgesel ve diagramatik şekilde temsil edilenler dışında, gözlem ya da duyusal deneyim gerektirmeyen bir yol bulduğunu savundu. Çıkarımlar yaparak zihnin tek başına izleyebileceği, ebedi ve zo­runlu ilişkilerle birbirine bağlanmış ideal biçim­lerin hakiki ve yetkin dünyasını bulduğu kanı­sındaydı. İdeaların düşünceyle kavranması, ona göre, insanı mutlak doğrulara ulaştırır.Buna göre, Platon'un bilgi anlayışı aşağıdakiler­den hangisiyle ifade edilebilir?
A) Mutlak bilginin kaynağı duyum ve deneydir.
B) insan aklıyla değişmez doğrulara ulaşılabi­lir.
C) insan bilgisinin hakiki kaynağı içsel bir görü olan sezgidir.
D) insan mutlak doğru bilgilere ulaşamaz.
E) Doğru bilginin kaynağı deneyle birlikte akıldır.
    
15) Platon ve Aristoteles tarafından da kabul edilen bu-kurama göre, bir önerme bir varlığın ya da bir şeyin bir özelliğini ifade ediyorsa yanlıştır. Bir başka söylemle, önerme gerçekliğin bir durumunu ya evetler ya da değiller;   evetleme ya da değilleme, gerçeklikle örtüşürse doğru, örtüşmezse yanlış olur.Bu parçaya dayanarak, aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Doğru bilginin ölçütü düşünce ve gerçekli­ğin uygunluğudur.
B) Önermeler herkesin anlayacağı bir açıklıkta olmalıdır.
C) Bir önermenin doğruluğunun ölçütü bireye sağladığı yarardır.
D) Bir önermenin doğruluğu, sistemde daha önce kabul edilmiş doğru önermelerle çe­lişmesidir.
E) Çoğunluğun kabul ettiği bilgiler doğrudur.
 
16-Berkeley, doğrudan ve aracısız olarak algıladığımız her şeyin kendi zihnîmizdeki İdeler olduğunu, zihnimizde do­ğuştan düşünceler bulunmadığın! iieri sürmüş, tüm ide­lerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu ve bilgimizin duyu deneyi yoluyla sahip olduğumuz idelerden türediği-ni savunmuştur.Aşağıdakilerden hangisi Berke ley'in düşünceleriy­le çelişir?
A)   Tüm bilgiler zamanla kazanılır.
B)   Düşünceler algısal deneylerin sonucunda edinilir.
C)   Bilgiler, duyular aracılığıyla elde edilir.
D)   Bilgiler, İnsan zihninde doğuştan vardır.
E)   Özdeşlik, çelişmezlik gibi ilkeler de algısal deneyin sonucudur
 
17-W. James, bir düşüncenin yaşamı kolaylaştırdığı, bire­yin çevreye uyumunu sağladığı ölçüde doğru olduğunu belirtir.
W. James'e göre bir düşüncenin doğruluğunun öl­çütü nedir?
A)   Deneysel olarak denetlenebilir oiması
B)   Mantık ilkelerine uygun olması
C)   Pratikte, günlük yaşamda yararlı sonuçlaı
D)   Olgulara dayalı olması
E)   Genel - geçer olması
 
18-Rasyonalistleri sembolize eden, en bilinen ifade, oku-ma-yazması olmayan köleye geometri probîemi çöz-dürmeleridir. Bu olayda, problemin geometri alanından seçilmesi tesadüf değildir. Zira geometride, problemi çözebilmek için salt duyular asla yeterli olmayıp, algıla­manın ötesinde, akıl da gereklidir. Rasyonalistler, köleye geometri problemi çözdüre­rek hangi düşüncelerini karınlamak istemişlerdir?
A)   Algslamanın tek başına yeterli olduğunu
B)   Objelerin her insanda farklı algılandığını
C)   Bilginin o insana sağladığı faydaya bağlı oiduğunu
D)   Nesnelerin değişim halinde olduğundan, algıların da değiştiğini
E)   Bilgilerin doğuştan akılda var olduğunu
 
19-Kritisizm akımının kurucusu olan I. Kant, insanin nes­neleri ve olayları gerçekte olduğu gibi bilemeyeceğini savunur. Varlıklar insan tarafından yalnızca zihinsel olanaklarına ve zihinsel formlarına göre bilinebilir. Yani insanoğlu; dış dünyayı olduğu gibi değil, algıladığı ve anlamlandı rabildiği kadarıyla bilebilmektedir. Parçadan hareketle, aşağıdaki yargılardan hangisi­ne ulaşılabilir?
A)   Bilgiler, tüm insanlık için aynı şekilde ve içeriktedir.
B)   Ulaştığımız bilgiler sınırlı ve görelidir.
C} Duyularla algılanamayan alanın bilgisi, gerçek bil­gidir.
D)   Doğru bilgiye salt duyumlarla ulaşılabilecektir.
E)   Herkes için kabul gören genel - geçer bilgilere ula­şılamaz.
 
20-"Güzel kadın, iyi davranış, zaman İçerisinde yok olabi­lir. Ancak iyilik, güzellik gibi kavramlar asıl gerçeklikler­dir, yok olmazlar."Parçada vurgulanmak istenilen temel yargı, aşağı* dakilerden hangisidir?
A)   Gerçek, tekil değil somuttur.   B)   Doğru bilgi olanaklı değildir.
C)   Biigi deneyimlerin ürünüdür.   D)   Gerçek, duyusal aîana dayalıdır.         E)   Asıl gerçeklik düşünsel olandtr.
 
21. İnsan doğa karşısında kendini koruyabilmek İçin, onun karşısına aklını kullanabilme yetisiyle çıkar; amacı, ona egemen olabilmektir. İşte insanın doğaya egemen ol­masını sağlayan şey, onun güçleri hakkında elde ettiği bilgi olmaktadır.Bu parçaya göre "bilgi" ne sağlar?
A)       İnsanlar arasında işbirliği yapmayı
B)       Doğanın olanaklarından olabildiğince yararlanma­yı
C)       İnançların gereğini yerine getirmeyi
D)       Tutkularına uygun yaşam sürmeyi
E)       Çevrede olan bitene karşı kuşkuyla yaklaşmayı
 
22.    Bilginin ortaya çıkışı için iki şey gereklidir. Bunlardan biri, bilme ihtiyacında olan düşünen insan; diğeri ise bilinme durumundaki düşünülebilen varlıktır. Bunlar­dan birincisine suje, ikincisine de obje denilmektedir.Buna göre bilgi nasıl oluşmaktadır?
A)       Düşüncenin çelişkilerden arındırılmasıyla
B)       İnsanın doğal güzelliklere beğeniyle yaklaşmasıyla
C)       Sujenin, objeyi düşüncesine konu yapmasıyla
D)       Varlıklardan, gereksinimlerin karşılanmasında yararlanılmasıyla
E)       Sujenin, objelerin duyusal hazzına kavuşmasıyla
 
23. İnsanın, başta kendisi olmak üzere bütün bir varlık dünyasını anlama merakı, bilginin varoluş şartı olmak­tadır.Bu cümleye göre bilginin ortaya çıkmasında aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur?
A)       İnsanın, düşünce zenginliği sağlama girişimi
B)       İnsanın, kendisinin de içinde bulunduğu evreni tanıma isteği
C)       Doğayı denetim altına almaya yarayacak araçlar yapma düşüncesinin oluşması
D)       Kazanımlarını başkalarıyla paylaşmak isteyen kişi­lerin varlığı
E)       Kendini erdemli sayan insanın, bunun gereklerini yerine getirmesi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1- Bir konuda birden fazla doğru olabileceği ve bir doğruya birden fazla yol ile ulaşılabile-   ceği düşüncesi, bir mantık sistemidir.doğrunun değişebilirliği gerçeği,esas almamız gereken bir düşüncedir.bir bilgi A düzleminde doğru olurken,B düzleminde yanlış olabilmektedir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A)bütün varlıkların tabiatın parçası olduğu ve değiştiği
B)varlık ve olaylar karşısında bilimsel tavır takınılması gerektiği
C)varlıkların koşullara göre değiştiği ve mutlak doğru bilginin imkansızlığı
D)felsefenin değişen şartlara göre şekil alması gerektiği
E)doğru bilgiye akıl ve mantık yoluyla ulaşılabileceği
 
2-“Her şeyi bildiğini iddia eden bir soylu olmaktansa bilmediğini bilen bir köylü olmayı yeğlerim.”   Bu düşünce aşağıdakilerden hangisi ile çelişir?
A)insan aklı her şeyi bilmeyebilir.
B)insanın değerini belirleyen her şey,nasıl düşündüğü değil kim olduğudur.
C)yaşamda ön yargılardan uzak durulmalıdır.
D)bilgi edinmede sorgulayıcı yaklaşımın önemli bir yeri vardır.
E)bildiğimiz iddia ettiğimiz bilgilerin hepsi doğru olmayabilir.
 
3-Huxley “Bilinen bilgilerimizde belirli bir sınır vardır,bilinmeyenlerde ise yoktur.insan aklı,anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada bulur.her kuşağa düşen iş ise bu adaya biraz daha toprak katarak onu büyütmektir.” Sözüyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A)her şeyi bilmenin imkanı yoktur.
B)insan evrende her şeyi bilecek kapasitededir.
C)bilinmeyenler,bilinen bilgilere göre daha fazladır.
D)hayatın amacı mutlu bir yaşam sürmektir.
E)insanın en önemli görevi bilgi birikimini artırmaktır.
 
4- Günümüzdeki hakim anlayışa göre bilgi, “duyu organları ve zihinsel yetiler aracılığı ile nesneler  hakkında oluşturduğumuz yargılardır.” Duyu organları aracılılığıyla nesneler algılanır,algılardan kavramlara ulaşılır ve kavramlar arasında bağıntılar kurularak yargılar verilir.Böylece elde edilen ürüne bilgi denir. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır?
A)mutlak bilgi yoktur.
B)bilginin temel özelliği göreceliktir.
C)doğru bilginin kaynağı akıldır.
D) bilgi özne ile nesne arasında ki ilişkiden doğar.
E)genel-geçer bilgiye ancak deneyimlerle ulaşılır.
 
5-İnsanlar doğada bulunan varlıklarla kusurlu da olsa bazı basit araçlar yapmaya başladılar. Zamanla daha kusursuz ve kompleks nesneleri yapabildiler.insan zihni de aynı şekilde kendi doğal güçleriyle işe başladı ve böylelikle ilk entelektüel aletleri yani düşünme yönteminin ilkelerini oluşturdu.Bunlar aracılığıyla araştırmaların bilgeliğin doruğuna derece derece ulaştıracak daha ileri yöntem ve bilimsel gücü kazandı. Parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A)bilginin belli bir sürede teknolojinin geliştirilmesiyle oluştuğu
B)bilgiye ulaşmada zihnin kullandığı yöntemin aşama aşama oluştuğu
C)insanı,evrenin kesin bilgisine ulaşmasının imkansız olduğu
D)insan nesneleri yapabilme bilgisinin sınırlı olduğu
E)insanın kendine faydalı olan bilgilere yönelmesi gerektiği
 
6-Gazali insanda;biri dış dünyaya çevrilmiş olan “fiziki göz”,diğeri iç dünyaya    yönelmiş olan “ kalp gözü” olmak üzere iki tür gözün bulunduğunu söyler. “kalp gözünü” yani   iç görüyü ,evrenin gerçek nedenlerini bilen,kavrayan ve insanı tanrıya götüren göz   olarak düşünür.evrensel gerçeklik ancak bu ikinci gözle anlaşılabilir.insan bu yeteneklerinden dolayı diğer tüm varlıklardan üstündür. Gazali’nin bu düşüncesine dayanarak Aşağıdaki yargılarda hangisine ulaşılır?
A)her insan duyu bakımından farklıdır.
B) gerçek ancak sezgisel bir yol ile anlaşılabilir
C)hakikatin bilgisine duyu yoluyla ulaşılır.
D)gerçeğin kavranması mümkün değildir.
E)evrendeki değişmeni esası akılla bilinir.
 
 
 
7-Sofistler eski yunan sitelerini dolaşarak ders veren öğretmenlerdi. İlk kez bilgi konusuyla ilgilenmiş ve her insanın bilgisinin kendisine göre savunmuşlardır. Herkesin üzerinde anlaşacağı bir bilgi söz konusu olmayacağına göre benimsenmesi gereken işe yarayan bilgiler olmalıydı.
Buna göre aşağıdakilerin hangisi sofistlerin savunduğu bir fikir olamaz?
A)İnsan doğru bilgi elde edemez.
B)Genel-geçer bilgiler söz konusu olamaz.
C)Her şeyin ölçüsü insandır.
D)Yararlı olan doğru olandır.
E)Hiçbir şeyden şüphe etmemek gerekir.
 
8-Platon iki dünyanın var olduğunu savunur. Bunlardan biri duyularla kavranan ve her an değişebilen duyular dünyasıdır. İkincisi ise akılla kavranan hiç değişmeyen idealar dünyasıdır. Doğru bilgi ideaların bilgisidir.Aşağıdakilerden hangisi Platonun bu görüşlerini doğrulayan bir örnek olamaz?
A)Güzel kadın ölür,ama güzellik sonsuza kadar aynı kalır.
B)Kağıt üzerindeki şu daire kaleminizin bir hareketi ile kaybolur,ama zihnimizde daire hep durur.
C)İyi insan kötü olabilir,ama iyilik hep iyilik olarak kalır.
D)Doğru bilgi değişen şeylerin bilgisi olduğundan doğruya yönelik bilgiler hep doğruluklarını korur.
E)Cesur insan, cesaret ve insan ideaları var olduğu için vardır.
 
9)Gazali akılla ve duyularla elde edilen bilgilerin gerçeği yansıtmadığını savunur. Her şeyden şüphe eder ve bu şüphe krizinden ruhuna verdiği ışık sayesinde kurtulduğunu söyler. Ona göre insanda bir kalp gözü vardır. İnsan ancak onunla gerçeği görür.gerçeği bütün açıklığı ile kavrar. Var olan her şey bir aynada olduğu gibi aracısız olarak ve bütün açıklığı ile onda görünür. Yapılacak olan kalp gözüyle doğruluk arasına giren perdeleri ortadan kaldırmaktır. Bu yapıldığında insan,bilim ve felsefe yoluyla kavrayamadığı her şeyi açık ve seçik olarak kavrar.Buna göre gazeli aşağıdakilerden hangisi ile doğru bilgi edinebileceğini savunmuştur?
A)Akıl            B)Duyum           C)Çağrışım
D)Sezgi         E)Dinsel doğrular.
         
10-“Dilin yapısı gerçeğin de yapısını belirler.” Diyen analitik felsefe taraftarları bu görüşleri doğrultusunda aşağıdaki fikirlerden hangisini kabul etmezler?
A) Dille gerçekliğin yapısı aynıdır.
B)dilin analizi gerçekliğin analizi demektir.
C)dille ifade edilmeyen şeyler anlamsızdır.
D)dilin sınırları gerçeğin de sınırlarıdır.
E)dil gerçeği yansıtmada sadece araçtır.
 
11-Bilinebilir olan sadece gözlenebilen olgulardır.
Her olgu ancak başka olguyla açıklanabilir.
Bilimsel bilgi olgulara dayana bilgidir.Bu görüşler aşağıdaki düşünürlerin hangisine aittir?
A)Bergson            C)Kant
B)Compt              D)Husserl
E) Wittgenstein
 
12- Başta Pyrrhon ve Timon olmak üzere septik düşünürler nesnelerin gerçek yapılarının kavranamayacağını bu yüzden nesneler hakkında yargıda bulunulmaması gerektiğini söylerler. Septik düşünürlerin bu iddialarıyla ulaşmak istedikleri sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
 A)gerçeğe ulaşmak         B)dogmatizme karşı çıkmak
C)her şeyden şüphe etmek    D)mutluluğa ulaşmak
E)tanrısal gerçekleri savunmak
 
13-Husserl,olayların içindeki özleri araçsız sezgiyle yakalayabilmek için bazı öğelerin dışarıda bırakılmasını veya paranteze alması gerektiğini savunur.Bu öğeler; toplumsal çevreden,dinden gelen kanılar, varoluşla ilgili yargılar,zaman gibi kavramlardır.Ancak bu öğeler dışarıda bırakılırsa fenomenlerin içindeki özlere ulaşabilir ve doğru bilgi elde edilir. Husserl’in fenomenlerin doğrudan ve araçsız sezgisiyle kavranmasının yöntemini gösteren sistemi aşağıdakilerden hangisidir?
     A)analitik felsefe      B)pozitivizm
    C)fenomenolji       D)rasyonalizm     E)kristizm
 
 
14- Kimi filozoflar gerçeği insan zihninin bir yansıması olarak görürler.    Gerçeği bu şekilde açıklayan bir filozofun görüşlerine aşağıdakilerden hangisi ters düşer?
A)gerçek insan zihni tarafından şekillendirilir.
B)bütün gerçeklik beynin bir sınırlamasıdır.
D)insan gerçeğe zihin kategorileri aracılığıyla ulaşır.
E)zihin ancak madde dünyasını kavrayabilir.
 
15-“Şüphe etmek düşünmektir.Düşünmekse var olması var olmayı gerektirir.Düşünüyorum,öyleyse varım.İşte bu,asla şüphe edemeyeceğim bir bilgidir.” Diyen Descartes,şüpheyi septik düşünürlerden farklı olarak nasıl kullanmıştır?
A)dogmaları yıkmada araç olarak
B)gerçeğe ulaşmada amaç olarak
C)doğru bilgiler elde etmede araç olarak
D)varlığını kanıtlamada amaç olarak
E)Tanrı’nın varlığını kanıtlamada amaç olarak
 
16-Pozitivizme göre sadece olgulara dayanan bilgiler doğrudur.İnsan sadece olguları bilebilir.olguların dışında hiçbir şeyi bilemez. Buna göre pozitivizmi benimseyen bir düşünürün aşağıdakilerden hangisiyle ilgilenmesi gereksizdir?
A)olguları olgularla açıklamak
B)olgulara dayalı bilimsel bilgiler elde etmek
C)bilimsel bilgilerin olgulara uygunluğunu araştırmak
D)bilimsel bilgileri sınıflandırmak
E)Tanrı, ruh gibi kavramları olgularla açıklamaya çalışmak
 
17-Descartes,”Önceden elde edilmiş tüm bilgilerden kuşkulanmak gerekir.Sağlam ve kuşku gerektirmeyen düşünceden yola çıkılmalıdır.” Sözleriyle septisizme hangi boyutu kazandırmıştır?
A)Şüphesiz duyguya ulaşılamayacağı
B)daha önceki bilgilerin tümünün doğruluğunun kuşkulu olduğu
C)Duyulardan kuşku duymanın doğru olmadığı
D)kuşkunun bir amaç olması gerektiği
E)kuşkunun bir yöntem olarak kullanabileceği
 
18-“dogmatizm de bir felsefedir.ancak felsefenin ölmesi demektir.”Bu sözler dogmatizm teriminin hangi anlamı göz önüne alınarak söylenmiştir?
A)doğru bilginin mümkün olduğunu savunma
B)bir düşünceyi araştırmadan,eleştirmeden bir otoriteye dayanarak açıklama
C)doğru bilginin akılla elde edilemeyeceğini savunma
D)doğru bilginin elde edilemeyeceğini savunma
E)metafizik bilgileri ele alma
 
19-“Var olmak algılanmış olmaktır.” Bu görüşün temelinde aşağıdaki fikirlerden hangisi yer alır?
A)Bilinebilir olan sadece olgulardır
B)bilginin tek kaynağı duyumdur.
C)bilgi sezgisiz elde edilemez
D)bilgi akılla elde edilebilir.
E)algılar dille aktarılırsa gerçek olur.
 
20-Uzayda bir cismin hareketini düşünelim. Cismi, hangi bakış açısındaysak,o bakış açımıza göre hareketliyse hareketli,durağansa durağan algılarız.Onu hangi eksenleri veya hangi noktaları başvurma yerleri olarak almışsak ona göre dile getiririz.Bunu yaparken de dildeki sembolleri kullanır ve o sembollere göre ortaya koyarız. Bu ifadelerden aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılabilir?
A)bilgilerimiz dille ifade edilir.
B)bilgilerimiz akıl yoluyla kazanılır.
C)bilgilerimizin doğruluğu her zaman kuşkuludur.
D)bilgilerimiz görelidir.
E)bilgilerimiz genel-geçerlidir.
 
21. İnsan, içinde yaşadığı evreni duyulan aracılığıyla algı­lamaktadır. Algıladığı objeler zihinde birtakım izler bı­rakmakta, sonra zihin soyutlamalar yaparak kav­ramlara ulaşmaktadır. Bu kavramlar arasında bağıntılar kurmak suretiyle insan çıkarımlara, yargılara ulaşa­bilmektedir. Bu eylemlerin sonucunda elde edilen veri­ler toplamına bilgi denmektedir.
Buna göre bilgi hangi süreçte ortaya çıkmaktadır?
A)       Doğal gereksinimleri giderme
B)       Duyguları paylaşma
C)       İnsanlar arasındaki işbirliği
D)       Varlıkları düşünceye konu etme
E)       Korkulardan arınma
 
22. Din, konusu bakımından mutlak gerçeklik olan Tanrı karşısında insanın ve evrenin konumunu, İnsanın öne­mini ve görevini tayin eden bir inanç sistemidir. Bu inanç, varlığı tartışmasız kabul edilen Tanrı'nın insanlar arasından seçtiği elçiler aracılığıyla bildirdiği hakikat­lere şüphe duymaksızın inanma şeklinde ortaya çık­maktadır.Bu parçada dini bilgilerde aşağıdaki niteliklerden hangisinin bulunduğu belirtilmektedir?
A)       Eleştirel olma
B)       Mutlak inanca dayanma
C)       Diğer bilgilerin temelinde yer alma
D)       Kendini sürekli yenileme
E)       Tutarlı bir bütün oluşturma
 
23. İnsan yaşamında bilgi, onun hayret ve merak duy­gusunu tatmin ettiği ve doğa karşısında insanı güçlü bir konuma getirdiği için vazgeçilemez öneme sahiptir.Bu parçada bilginin önemi aşağıdakilerden hangi­sine dayandırılmaktadır?
A)       Yeni olanı vermesine
B)       Anlama isteğini karşılama İle birlikte doğayı dene­tim altına almaya olanak vermesine
C)       İnsan ile diğer varlıklar arasında kurulan bağın so­nucu olarak ortaya çıkmasına
D)       Birikimli olarak ilerlemesine
 
24)Düşünme yetisinin bir ürünü olarak ortaya konulabilmesine7. Bilimin amacı olguları açıklayıcı bilgi ortaya koyabil­mek iken, tekniğin amacı bilimin ortaya koyduğu sonuçları pratiğe dökerek üretime dönüştürmektir.Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine varılabilir?
A)     Her bilimsel çaba, teknik yararla sonuçlanır.
B)     Bilimin amacı tekniğin amacıyla aynıdır.
C)     Teknik, bilimin uygulanabilir yönünü oluşturur.
D)     Teknikte önemli olan süreç, bilimde ise sonuçtur.
E)     Bilimin değeri, gerçekte tekniğe verilen değeri yansıtır.
 
25. Bilim tarihi bize göstermiştir ki, İnsanlığın elde etmiş olduğu bilgi birikiminde çeşitli din ve kültüre sahip milletlerin de payları bulunmaktadır. Bu bakımdan bilim­sel bilgi, insanlığın ortak kullanımındadır.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgu­lanmaktadır?
A)     Evrensel olma
B)     Tutarlı olma
C)     Birikimli olarak ilerleme
D)     Gözleme dayanma
E)     Akıl İlkelerine dayanma
 
26)Aristoteles, havada bırakılan ağır cisim, kütleleri aynı olsa da hafif cisimden önce yere düşeceğini ileri sürdü. Bu iddianın geçersizliğini Galileo, Piza Kulesine çıkıp aynı tip biri büyük ve ağır, diğeri küçük ve hafif iki taş parçasını aynı anda yere bırakarak gösterdi.Bu parçada bilimsel bilginin daha çok hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Tutarlı bilgiler içerme
B)       Genellenebilir olma
C)       Kesin olma
D)       Akıl ilkelerine dayanma
E)        Deney ve gözleme dayanma
 
27)Bilimin bir yığın dağınık, ilişkisiz önermelerden oluşmamaktadır. Bilimde bilgileri dile getiren önermeler mantıksal bir ilişki içindedir. Önermeler kendi içerisinde ve diğer önermelerle tutarlı, sistemli ve düzenli bir bütünlük oluşturmaktadır.Bu parçada temel olarak bilimin hangi özelliğine yer verilmektedir?
A)       Nesnel olması
B)       Eleştiriye açık olması
C)       Birikimli olarak ilerlemesi
D)       Öndeyi imkanı sağlaması
E)        Aklın ilkelerine uygun olması
 
 
1)Duyumcu şüphecilik akademik şüphecilikten yaklaşık 200 yıl sonra doğmuştur. Sextus Empricus bunların kanıtlarını üç maddede özetlemiştir.
-Duyu bakımından her insan farklı yaratılmıştır.
-Algılar içinde bulunulan şartlara göre değişir.
-Aynı şeyler farklı insanlarda farklı etkiler yapar.
Bu parçada bilgi felsefesinin hangi problemi vurgulanmak istenmiştir?
A)       Bilginin supjektif relativist olusu.
B)       Bilginin imkansızlığı problemi.
C)       Bilimsel açıklama nasıl olmalıdır.
D)       Bilginin relativizmi.
E)        Bilginin nasıl oluştuğu problemi.
 
2)En yalından en soyut fikirlerimize kadar tüm düşüncelerimiz duyular algıdan veya iç algılardan doğar. Zihin başlangıçta üzerine hiç yazı yazılmamış boş bir kağıt parçası gibidir. Her şey yaşantı sonucu ortaya çıkar.Parçada sözü edilen emprist görüş aşağıdaki seçeneklerden hangisinde tam karşılığını bulur?
 
A)       Kavram ve fikirler doğuştan gelir.
B)       Tüm düşünce ve kavramları kaynağında duyular ve tecrübe vardır.
C)       Kavram ve fikirler sadece dış duyuma aittir.
D)       Kavram ve fikirler insana özgü kalıtımla aktarılır.
E)        Kavram ve fikirler içsel yaşantı olan sezginin ürünüdür.
 
3)Gerçekte nesneller görünüşler aleminde değil, düşüncelerimizdedir. Üçgen, kare, elips şu görünen değil, düşüncemizde ki kavramdır, ideadır, fikirdir. Onları benim düşüncem var etmektedir.Bu düşünceye göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşabiliriz.
A)   Kendi bilinç dünyamızda farklı bir gerçeklik vardır.
B) Bütün bilgilerin kaynağında algılar vardır.
C) Nesneller sadece görünüşten ibarettir.
D) Varlık alanıideallerin görüntüsünden ibarettir.
E) Akıl varlık hakkında bize bilgi sağlayamaz.
 
4)“Her şeyin ana kaynağı ve kucağı su”dur diyen Thales’in düşüncesi aşağıdakilerden hangisini içermez?
F)        Nesneler arasında bir çoklukta birlik vardır.
G)       Nesnelerin tümünün bir kaynağı ve sonu vardır.
H)       Doğada görünenlerin bağlı bulunduğu bir öz vardır.
İ)         Gerçekte var olan nedir?
J)        İnsanın dünyadaki davranışının ölçütü nedir?
 
6)Karmaşık bir yapıya sahip olan bir insan doğduktan sonra farklı kaynaklardan çok çeşitli bilgiler edinir. Birçok bilgi günlük tecrübe ile kazanan insan, bu tecrübeyi aşarak deneysel bilgiye ulaşır toplum içinde yaşayan bir varlık olmasıyla da etik dediğimiz ahlaki değerler edinir yine beğeninin getirdiği estetik değerlere sahip olur. İnsan nedir sorusunun yanıtı tüm bu bilgilerin bileşkesidir.Bu parçaya dayanarak bilgi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
 
A) En nesnel bilgi bilimsel bilgidir.
B) Bilginin değeri sağladığı faydalara bağlıdır.
C) Doğru bilgi konusunda genel geçer bir yarıgıdan bahsedilemez.
D) insan yaşamı bilgi türlerinin katkılarıyla zenginleşir.
E) Bilginin sınırları algının varlığı ile sınırlıdır.
 
7)Sokrates bilgi konusundaki görüşlerini annesinin ebelik mesleğinden yola çıkarak açıklar. “Bir ebe nasıl var olan bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı oluyorsa öğretmen yada filozof da öğrencisine bir şey öğretemez. Ancak onun aklında gizli kalmış bilgilerini ortaya çıkarabilir.”Sokrates’in bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A) Bilgi doğuştan var olan bir potansiyeldir.
B)   Var olmak algılanmış olmaktır.
C) Bilginin kaynağı sosyal varlığımızdır.
D) Bilgi günlük yaşamla elde edilir.
E) İnsan beyni doğuştan bir levha gibidir. 
 
8)Felsefe tarihi boyunca süren bitmez tükenmez tartışmalardan biri bilginin kaynağı konusudur. Sokratesten Descantes’e birçok filozof bilginin kaynağı olarak aklı görürken Locke’ten Hume’a kadar birçok filozof ise bilginin kaynağını deneyde görmüştür. Kant ise bu kavgayı Kritik felsefesi ile “Bilginin oluşması için deney gereklidir ama deney içinde akıl” diyerek bitirmiştir.Kant’ın bu yaklaşımının temelinde aşağıdaki görüşlerden hangisi vardır?
 
A)       Felsefe tarihi bilinmeden felsefe yapılmaz.
B)       Bilginin temelinde duyular ve deney vardır.
C)       Her bilgi belli bir varsayıma dayanır.
D)       Doğru karşıt görüşlerin uzlaştırılmasıyla oluşur.
E)        Mutlak doğru yoktur.
 
9)Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka bir şey değildir. Bir kerekcikte olsa tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde edildiğini gerekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığı, sonsuz sayıda, başka hakikatların da var olduğunu fark eder.Galileo’nun bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A)       Mutlak bilgi sezgiye dayanarak elde edilir.
B)       Bilgi sınırsızdır.
C)       Her bilgi değerlidir.
D)       Gerçek ancak bilimle ortaya konabilir.
E)        Mutlak bilgi deneysel bilgidir.
 
10)Ben doğuştan araştırıcıyım, bilgiye karşı büyük bir susuzluğum var. Bilmek için, içimde beni bunaltan bir hırs duyuyorum. İleriye doğru attığım her adımda beni sevindiriyor. Bir zamanlar bilgili olmanın insanın bir onuru olduğuna inanıyordum. Bilgisiz halk takımını aşağı görüyordum. Rousseau benim gözlerimi açtı; Bendeki aldatıcı üstünlük duygusu kayboldu; insanlara karşı saygı duymayı öğrendim.
Kant’ın bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A)       Bilgi güçtür.
B)       Her bilgi değerlidir.
C)       Bilginin elmas kılıcı her şeyi keser.
D)       Bilginin değeri sağladığı faydaya bağlıdır.
E)        Halkın ruhuna dayanmayan bilgi boş bir bilgidir.
 
11)Nehirde bir sandalda yolculuk yapan filozof, kayıkçıya “Platon’u tanırmısın?” sorusuna olumlu cevap alamayınca “Hayatının yarısı gitti” demiş. Kayıkçı “Peki sen yüzme bilirmisin?” sorusuna “hayır” diye cevap alınca “Senin hayatının tümü gitti” diye alaylı bir tepki gösterir.Bu parçada eleştirilen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Tüm bilgilerimizin kaynağı dış duyumlardır.
B)       Varlıkların var oluşu düşüncenin sınırları içinde aranmalıdır.
C)       Gerçeği ancak deney ve gözleme dayalı bir tutumla yakalayabiliriz.
D)       Varlıkların nedeni nesnel gerçekliklerdir
E)        Duyularla kavranan gerçek doğru bilginin kaynağı olamaz.
 
12)“Yeniçağın başlarında önce Kepler ve Galileo’nun sonra Newton’un getirip yerleştirdikleri bilim ilkeleri ve yöntemleri yavaş yavaş bütün doğa alanlarına uygulanmıştı. Daha sonra da doğa bilimlerinin yöntemleri pozitivist felsefeciler insan bilimlerine uygulanmaya çalışıldı.”Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A)       Kepler ve Gallillei bilimde önemli adımlar atmışlardır.
B)       Yeniçağ tabiat bilimlerinin yüzyılıdır.
C)       Tabiat bilimleri tarafından geliştirilen yöntemler yagınlaşmıştır.
D)       İnsan bilimleri tabiat bilimlerinin etkisiyle yöntemlerini belirlemez.
E)        Newton doğa bilimlerinin en büyük öncülerindendir.
 
14)Sofist Protagoras’a göre “İnsan her şeyin ölçüsüdür. Hem var olanın hem de var olmayanın ve birbirine zıt iki görüş aynı ölçüde doğrudur.”
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Protagoras’ın bilgi görüşüne uygun bir yargı değildir?
A)       İnsan için mutlak bilgiye ulaşmak olanaksızdır.
B)       İnsan bilgisi göreli bir doğruluk değerine sahiptir.
C)       İnsan aklı ve duyuları doğru bilgi elde etmekte yetersizdir.
D)       Doğru bilgi sezgisel yolla elde edilir.
E)        İnsan için öznel sanılar dışında bilgi elde etmek olanaklı değildir.
 
 
 
 
 
15)D.Hume, olgunlar arasındaki ilişkileri dile getiren olguların zorunlu olarak doğru olmadıklarını söyler; Çünkü nedensellik ona göre, bilinemez ve temellendirilemez. Nedensellik ilkesine göre her şeyin bir nedeni vardır ve belirli koşullar içindeki aynı neden, daima aynı sonucu doğurur. Hume iki olay arasında böylesine zorunlu bir ilişki olduğunu neden bildiğimizi araştırır nedenin içinde sonucu çıkarmamız mümkün değildir. Asağıdaki örneklerden hangisi Hume’un bu anlayışına ters düşmektedir?
A)Havaya atılan her cisim yere düşer.
B)Evrenin başlangıcı belli kuramlarla açıklanabilmektedir.
C)Sıcaklık kavramında hareket edilerek ısıtılan metaller genleşir sonucuna varılamaz.
D)Evrendeki nesnelerin düzenlenişinde bir süreklilik gözlenebilir.
E)İnsanın dışındaki bir dünyanın var oluşu temellendirilemez.
 
17)Aristoteles’e göre insan zihni bilgiye değil bilgi meydana getirme yeteneğine sahiptir. Bu yeteneğinin gelişmesi için dış aleme ait gözlemlerin ve duyu organlarının faaliyetlerine gereksinim vardır. Duyu organlarının faaliyeti ve dış aleme ait gözlemler olmadan bilgi meydana gelmez. Duyu organlarının ve gözlemlerin bildirdiklerini işleyecek, onları düzene sokacak sentez yapacak ise akıldır.Aristotales bu görüşünde aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
A)       Pratik yararı olan bilgilerin insan yaşamında daha işlevsel olduğu.
B)       İnsanın hiçbir bilgiye kesin olarak sahip olamayacağı.
C)       Zihninde hazır bilgilerin değil, duyu işleme yetisinin bulunduğunu.
D)       Bilgiye ulaşmak için ilk yapılması gereken şey bulunduğu mevcut bilgiden şüphe etmek olduğu.
E)        Bilginin zihinde potansiyel güç halinde bulunduğu.
 
18)Bir şeyin ne olduğunu bilmeden bilgeliğin olanaksız olduğunu söyleyen Sokrates, kavram ve sözcüklerin anlamını belirlemeye çalışır. Bu nedenle bilgi nedir? Erdem nedir? Özgürlük, adalet nedir? Cesaret, devlet nedir? Gibi sorular sorarak insanları düşünmeye ve düşünce ilkeleri ile sonuca ulaşmaya yöneltir. Böylece tutarlı ve çelişkisiz bilgiye ulaşabileceğini savunur.Bu parçadan hareketle, Sokratesin görüşüyle ilgili ulaşılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Akıl doğru bilgiye ulaşmanın tek yoludur.
B)       Evrensel bilgiye ulaşmak imkansızdır.
C)       Duyulan doğru bilgiye ulaşmada yetersizdir.
D)       Varlıklar bize nasıl görünüyorsa gerçekler öyledir.
E)        Nenelik kişiden kişiye değişir.
 
20)İnsanlık kolayca cevaplanamayacak önemli sorularla karşı karşıyadır. Bu durumda insanın karşısına iki seçenek çıkar; yabilmeye değer şeyleri biliyormuş gibi yaparak kendimizi ve herkesi kandırabiliriz yada gözlerimizi bu sorulara kapayıp cevap aramaktan vazgeçebiliriz.Sokrates kendinden çok emin ne de vurdum duymazdır. Tek bir şey biliyordu yalnızca buda hiçbir şey bilmediğiydi. Ve bundan huzursuzluk duyuyordu. Böylece bir filozof yani vazgeçmek bilmeyen durmadan gerçek bilgiyi arayan biri oldu.Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A)       Felsefede soru sorma mantığı cevaplardan çok daha önemlidir.
B)       Filozof durmadan gerçeği arayan kişidir.
C)       İnsan mutluluğu için bilmeye değer şeyleri öğrenmelidir.
D)       Bilgili olmak felsefe yapabilmek için gereklidir.
E)        Bilgelik bilgilerin ilerlemesi için çaba harcamaktır.
F)         
21)İnsan, içinde yaşadığı dünyadaki varlıkları tek tek algılar. Bunlardan ayrı ayrı bilgilere ulaşır ve bunları genelleştirir. Bunlar algıya dayalı gündelik bilgilerdir. Gündelik bilginin kaynağı duyarlıdır; geçerliliği ve doğruluğu kişisel deneyimlere dayanır, yaşamı kolaylaştırır.Bu parçaya dayanarak gündelik bilgi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A)Varlığı açıklamaya çalışırken bilimin verilerini kullanır.
B)Evrensel bir bilgi ortaya koymaya çalışır.
C)Bütün varlığı sorgulayarak değişmez kurallara ulaşır.
D)İnsanın derin seziş ve hayal gücünün bir eseri olarak ortaya çıkar.
E)Yaşam koşulları içerisinde tecrübeyle oluşan, pratiğe yönelik bilgilerdir.
 
22)Gündelik bilginin kaynağında, hepimizin aşağı yukarı aynı biyolojik, fizyolojik yapıya ve benzeri toplumsal koşullara sahip olmamız yatar. Hepimiz yağmurun ıslattığını, yemenin açlığı gidereceğini ve sonbaharın arkasından kışın geleceğini biliriz. Bu bilgi bilinçli ve sistemli bir araştırmaya dayanmaz.Bu parçadan aşağıdaki verilerden hangisine ulaşılabilir?
A)İnsan yaşamında deneyimlerin ürünü olan bilgiler vardır.
B)İnsan yaşamında her şey önceden belirlenmiştir.
C)Her insanın olayları yorumlamalarındaki bakış açıları farklıdır.
D)Toplumsal koşullar her insanı dayanışmaya yöneltir.
E)Filozofların toplumsal olaylara yaklaşımı farklıdır.
 
23)Teknik bilgi, salt doğa bilimleri bilgisinin olgulara uygulanmasıyla meydana gelir. Teknik bilginin bir tek amacı vardır; o da insana yaşamında rahatlık ve kolaylık sağlamaktır. Bilimsel bilgi ise öncelikli olarak fayda amacı gütmez. Yararlı olmak teknik bilginin ana özelliğidir.Bu parçadan teknik bilgiye ilişkin aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılabilir?
A)       Bilimlere göre daha karmaşık bilgiler içerir.
B)       Pratik amaçlara yönelir.
C)       Bilimsel bilginin dayanak noktalarını oluşturur.
D)       Sadece bilgiye ulaşma amacı taşır.
E)        Evreni bir bütün olarak açıklamaya çalışır.
 
24)Bilimin amacı salt bilgi olmasına karşın, tekniğin amacı ortaya bir şey koymaktır, üretimdir. Örneğin cisimlerin ısıyla genleştiğini söylemek teorik bir bilgidir. Bu teorik bilgiyi bir metal parçasına uygulamak tekniktir.Bu parçaya göre teknik, aşağıdakilerden hangisini ifade eder?
A)       Varolan bilgileri karşılaştırmayı.
B)       Varlığın özüne yönelik sorular sormayı.
C)       Teorik bilgilerden pratik alanda yararlanmayı.
D)       Hakikate ulaşma çabasını
E)        Geleceği kavrama isteğini
 
25)Felsefenin, evrenin sırrını yalnızca insan aklının imkanları ile bilebileceği iddiasına karşılık, din bu bilgiye ancak Tanrı’nın bildirmesi ile erişilebileceğini ileri sürer. Buna bağlı olarak felsefenin, insandan akıl yürütme, temellendirme istemesine karşılık; din, insandan inanma, iman etme ister.Bu parçaya göre din, aşağıdaki özelliklerden hangisini taşımaktadır?
A)       Mutlak inanca dayanır.
B)       Farklı bilgi türlerini karşılaştırır.
C)       Gerçekliği bütünüyle sorgular.
D)       Kişisel deneyimlerden ortaya çıkar.
E)        Bilginin sınırları içerisinde kalır.
 
26)Doğal ihtiyaç olan mutlak bir güce inanma, dini bilginin temelini oluşturur. Nasıl Yahudiliği kabul eden bir kimse, onun algılanış biçimine, inanç ilkelerine, varlık açıklamalarına inanıyorsa, Hıristiyanlığa ya da İslamiyete inanan bir kimse de, bu dinlerin değer yargılarına ve evren açıklamalarına inanır. İnanç öyle güçlü bir ihtiyaçtır ki, dinlerin verdiği bilgiler bilimsel açıklamalara ters düşse bile, bu inanma ihtiyacı dinleri yaşatmaya devam eder.Bu parçada dini bilgi ile ilgili daha çok aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A)          Varlığı ve doğayı açıklamaya çalıştığı
B)          Öznel bir nitelik taşıdığı
C)          Mutlak inancı gerektirdiği
D)          Pratik amaçlara yöneldiği
E)           Neden-sonuç ilişkisini irdelediği
 
27)Bilim, taraf tutmayan, kişilere göre değişmeyen genel geçerliliği olan bir bilgidir.Burada, bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Nesnel olma
B)       Birikimli olarak ilerleme
C)       Neden-sonuç ilişkisini belirleme
D)       Geçerli bir yöntem kullanma
E)        Akıl ve mantık ilkelerine dayanma
Bilimsel bilgi, bir milletten çıkmasına karşın, bir milletin malı değildir.Burada, bilimsel bilginin hangi özelliği söz konusu edilmektedir?
A)Kesin olması   B)İlerleme göstermesi
C)Objektif olması    D)Evrensel olması    E)Akla dayanması
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
2. Demokritos'a göre, duyulara görünen şeyler, yani dışdünyadaki somut varlıklar gerçekte var değildir. Gerçektenvar olan şeyler; renksiz, kokusuz tomlardır,bunlar ise algılanamaz. Bilginin kaynağında Demokritos'agöre duyum vardır. İnsanların duyumları birbirlerinden farklılık gösterdiği için, genel-geçer ve doğru bir bilgiden söz edilemez.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gerçekliğin algılarla bilinemeyeceği
B) Sadece atomların gerçekliğe sahip olduğu
C) Bilginin kaynağının atomlar olduğu
D) Nesnel bir bilgiden söz edilemeyeceği
E) Algılamanın bireyden bireye değişiklik gösterdiği
 
3. Sofist olan Poratagoras'a göre, her konuda birbirinekarşıt iki önerme ileri sürülebilir ve bunlardan her ikiside aynı güçle savunulabilir. Poratagoras, "İnsanın
herşeyin, var olan şeyin var olduğunun, var olmayanşeylerin var olmadığının ölçüsü olduğunu" söylemiştir.Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Bilginin kişiden kişiye farklılık gösterdiğine
B) Var olan şeyin var olduğunu söylemenin gerçek
olduğuna
C) Var olma ya da yok olmanın ikisinin de aynı şey
olduğuna
D) Temellendirilen bilginin genel geçer olduğuna
E) Herşeyin kendi zıttını beraberinde getirdiğine
 
4. Pyrrhon'a göre biz, varlıkları yalnızca bize göründüklerişekliyle bilebiliriz ve bu görünüşlerin ötesine geçemeyiz.Varlıkların, nesnelerin kendilerinde nasıl oldukları,insan için bilinemez bir konudur. O'na göre bilginin kaynağı duyumdur ama duyum, kişiden kişiye farklılık gösterir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) İnsan zihninden bağımsız bir varlık vardır.
B) Objektif bir gerçekliğe ulaşılamaz.
C) Nesnel bilgiyi ortaya çıkaran duyumlardır.
D) Görünüşlerin gerçeklikle uyuşup uyuşmadığını bilebiliriz.
E) Doğruyu yanlıştan ayıran ölçüt, mantıktır.
 
5. İnsan bilgisinin kaynağı veridir, veri ise algılanabilir,gözlemlenebilir olan şey; yani olgudur.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnsanın sadece olguları kavrayabileceği
B) Bilginin olgulara dayandığı için nesnel olduğu
C) Bilginin, deneysel yöntemlerle elde edilebileceği
D) Bilginin, insana hazır olarak verildiği
E) Olguların gerçek bilgiyi verdiği
 
6. Evren, evrenin özellikleri, yapısı üzerine sahip olduğumuztüm bilgiler deneyden çıkar. Bilgi, algı yoluylaverilmiş malzemenin, insan zihni tarafından işlenmesisonucu ortaya çıkmıştır.Buna göre bilginin kaynağı konusunda aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) İnsan zihni tarafından oluşturulduğuna
B) Onu ortaya çıkaranın algılar olduğuna
C) Evrene ilişkin bilgilerin kesin olduğuna
D) İnsan zihninin doğuştan boş bir levha gibi olduğuna
E) Tüm bilgilerin akıl ve deneyden geldiğine
 
7. Descartes'e göre akıl, basit ve mutlak bir biçimde açık
olan bir doğrudan hareket etmeli ve yol boyunca açık
seçikliği hiç kaybetmeden ilerlemelidir. O'na göre akıl,
doğru olduğu açık seçik bir biçimde bilinmeyen hiçbir
şeyi doğru kabul etmemelidir.Buna göre doğru bilgi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Aklın, nesnelerden hareketle ulaştığı bir ürün olduğu
B) Apaçık bir biçimde bilinen önermelerden oluştuğu
C) Aklın mantıksal çözümlenmesiyle bulunamayacağı
D) Doğru bir başlangıcın sonucu olarak ortaya çıktığı
E) Aklın ışığında ilerlenerek bulunamayacağı
 
8. Erdemlerin bilgisi Sokrates'e göre deney ya da tecrübe yoluyla kazanılamaz. Bu bilgi doğuştandır; yani, insan dünyaya bu bilgilerle gelir. Fakat bu bilginin anımsanmasıve bilinç düzeyine çıkarılması gerekir. Bununiçin de diyalog yöntemi kullanılmalıdır.Buna göre aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz?
A) İnsan, dünyaya bir takım bilgilerle gelir.
B) Erdem, toplum içinde öğrenilemez.
C) Bilgi, hiçbir zaman öğretilemez, hatırlanır.
D) Bilginin anımsanması bazı metodlarla olur.
E) Diyalog yöntemine sahip olan erdemlidir.
 
9. Rasyonalizme göre kesin doğruları bize, dış dünyayailişkin gözlem hiçbir zaman veremez. Çünkü gözlem,şimdiyle sınırlıdır. Oysa sözü edilen doğrular, geçmişive geleceği de kapsar. Öte yandan gözlem, bize yalnızca değişen varlıkları verebilir. Oysa gerçek bilgi, aklın ulaşabileceği değişmez olanın bilgisidir. Öyleysebilginin kaynağında deney ve gözlem bulunamaz.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Genel-geçer doğru bilgilere ulaşılamaz.
B) Elde edilen doğrular değişen varlığa aittir.
C) Doğru bilgiye ulaştıran yalnızca akıldır.
D) Bilginin kaynağı hem akıl hem de deneydir.
E) Gözlem, kişiye göre değiştiğinden, bilgi özneldir.
 
10. Duyularımız aracılığıyla algıladığımız varlıklar sürekli değiştikleri için bilinemezler. Çünkü değişen bir şeyi bilmek söz konusu olamaz. Zira o, belli bir zamanda belli bir şey iken başka bir zamanda başka bir şey olacaktır.
Bundan dolayı içinde yaşadığımız dünyaya ilişkin yalnızca bir takım inanç ya da sanılarımız olabilir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Nesnelere ilişkin bilgilerimiz tahminidir, kesin olamaz.
B) Her şey sürekli bir oluş ve hareket halinde olamaz.
C) Duyularımızla edindiğimiz bilgiler sadece bizim için
doğrudur.
D) Gerçek bilgi duyularla değil, akılla elde edilebilir.
E) İdealar, nesnelerin ilk örnekleridir ve gerçektir.
 
11. Hegel'e göre insan; varlık hakkında, duyuları hiç kullanmaksızın,yalnızca akıl yoluyla gerçek ve kesin birbilgiye ulaşabilir. Çünkü aklın yasalarıyla varlığın yasalarıbir ve aynıdır. "Akla uygun olan gerçek, gerçek olan da akla uygundur" diyerek varlıkla düşünce arasındaki bağıntıyı açıklamıştır.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Akıl, kendi yasalarıyla varlığı açıklar.
B) Her türlü düşüncenin temelinde doğuştan gelen ilkeler
vardır.
C) Bütün evren, mantığın kurallarına göre oluşmuştur.
D) Düşünceyle varlık arasında tam bir özdeşlik bulunur.
E) Yaşamın ve hareketin temelinde değişme ve çelişme
vardır.
 
12. Kant'a göre insan, teorik akıl ve pratik akıl olmak
üzere iki ayrı akla sahiptir. Teorik akıl, insanı duygusal
dünyanın bilgisine ulaştıran, fenomenler aleminin bilgisini
edindiğimiz akıldır. Pratik akıl ise numenler aleminin
bilgisine ulaştıran akıldır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnsanda birden fazla akıl bulunduğu
B) Teorik aklın, nesnelerin bilgisini verdiği
C) Pratik aklın numenlerin bilgisini kavradığı
D) Fenomenin, numenin bir kopyası olduğu
E) Fenomenleri duyularımızla algıladığımız
 
 
 
 
13. Platon'da iki evren anlayışı vardır, idealar ve nesnelerevreni. İdealar evreni, salt akıl yoluyla kavranır ve eldeedilen bilgi gerçek olup, bu bilgi "episteme" adını taşır.Nesneler evreni duyularla algılanır ve edindiğimiz bilgi
sanılardan ibaret olur.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İdealar dünyasına ait bilgilerin akılla elde edildiği
B) Nesneler dünyasına ait bilgilere duyularla ulaşıldığı
C) Gerçeğin doğru bilgisini aklın sağladığı
D) Nesneler evrenine ait bilgilerin kesin olmadığı
E) İdealar evreninin, varlığını nesnelerden aldığı
 
14. Şüphe içinde olan herkes şüphelendiğinin farkındadır,kısacası en azından "şüphe duymakta olduğuna dair"kesin gerçeği kabul eder. Gerçek diye bir şeyin varlığıhakkında şüphe besleyen herkes en azından bir gerçek
olduğunu bilir. Bu kişinin şüphe duyma kapasitesi,kişiye gerçek diye bir şey olduğunu ispatlar.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Gerçek sadece şüphe duymaktır.
B) Herkes bir gerçeğe inanır.
C) İnsan, herşeyin ölçüsüdür.
D) Şüphe etmek de bir gerçekliktir.
E) Şüphe eden herkes saçmalamaktadır.
 
15. Evrendeki herşeyi açıklayan ancak düşünmemizingeçerli olduğuna inanmamızı imkansız haline getiren bir teori salt bir biçimde geçersizdir. İlk olarak bu teorinin kendisi düşünme süreci ile elde edilmiştir. Eğer
düşünme geçersiz bir eylemse bu durumda bu teoride geçersizdir.Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Evrendeki herşeyi akıl sayesinde açıklayabiliriz.
B) "Düşünme imkansızdır" diyen bir düşünce kendisiyle
çelişir.
C) Düşünme süreci ile elde edilen her teori temelsizdir.
D) Düşünce temelsiz olursa teoriler geçersiz olur.
E) Evren hakkında kesin bilgiye düşünceyle değil
sezgiyle ulaşılır.
 
16. Şüphecilik, "hiçbir şeyin kanıtlanamayacağına inanmaktır".O halde şu soruyu sormak lazım: "Hiçbir şeyinkanıtlanamayacağını nasıl kanıtlarsınız?" Şüpheci, hiçbir şeyin bilinmeyeceğini, gerçek denen şeyin imkansız
olduğunu ileri sürer. Peki, gerçeğin imkansız olduğu bir gerçek midir? Eğer bütün önermeler gerçek değilsebile en azından bir önermenin gerçek olduğu kesindir;hiçbir önermenin gerçek olmadığı önermesi, gibi.Buna göre aşağıdaki çıkarımlardan hangisineulaşılabilir?
A) Gerçeğin imkansız olması bir gerçekse o zaman
gerçeklik vardır.
B) Hiçbir şeyin bilinmeyeceğini söylemek en gerçek
önermedir.
C) Gerçeklik hakkındaki bütün yargılar aslında hep
aynıdır.
D) Gerçeklik vardır diyenlerle, yoktur diyenler aynı
şeyi söylüyorlar.
E) Gerçeklik hakkındaki en kapsamlı yargı tümevarımla
oluşturulur.
 
17. Platon'a göre bilgi, ruh için sadece bir hatırlamadır. Bu doğuştan bilgi ya da ruhun hatırlayışı da Platon'a göre,yaşam öncesi bir hayatın varlığı, dolayısıyla ruhun ölmezliği konusunda önemli bir kanıttır.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Bilgi doğuştan vardır, öğretilemez.
B) Gerçek bilgi idealar evrenine aittir.
C) İdeaların bilgisine akılla ulaşılır.
D) Bilgi, ruh için bir malzemedir.
E) Bu yaşamdan sonra başka bir hayat vardır.
 
18. Bilgi, her devirde önemli olmuştur, ama özellikle çağımızda,
gerek insanın hayatında gerekse toplumsalsistemlerin temelinde önemli bir yer tutmaktadır. Bilgikuvvettir, hem kafada hem de uygulamada.Bu parçaya dayanarak bilgi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İnsanlık tarihi kadar eski olduğu
B) Tüm insanların doğal olarak arzuladığı
C) Egemen olduğu
D) İnsana teorik pratik yarar sağladığı
E) Akılla elde edilebildiği
19. Binlerce deney yapsak bile bir kayanın neden düşeceğine ya da ateşin neden yanacağına inandığımıza dair tatminkar bir cevap veremeyiz, nedeni ortaya koyamayız.Şu andan sonsuza kadar uğraşsak da gezegenlerin
orijini yada doğanın durumu hakkında tatmin edici bir tespit ile ikna olmamız da mümkün değildir.Bu parçadan hareketle aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılabilir?
A) Kesin doğrulara ulaşmak imkansızdır.
B) Tatminkar cevaplar için akıl yeterlidir.
C) Bilgi, ikna etme özelliğinden yoksundur.
D) Bilgiye ancak sezgilerle ulaşılabilir.
E) Biz, ancak kendimizle ilgili bilgiye ulaşabiliriz.
 
20. Yanlış, üzerinde düşünmek ve dolayısıyla ileri gitmekiçin bir fırsattır. Yanlışın doğurduğu maddi sonucun birönemi yoktur, yanlışı yapan insan açısından bir önemivardır.Bu parçadan hareketle ulaşılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Neden yanlış yaptığını bulan doğruyu da bulur.
B) Yanlış yapan biri önemli biridir.
C) İleri gitmek için yanlış yapmak bir fırsattır.
D) İnsanlar yanlış yaparak sonuç elde ederler.
E) Yanlışını kabul eden insan erdemlidir.
 
21. "Bilimsel bilginin ortaya çıkması için, insanın dışında
bir olgular dünyasının var olduğuna, bu dünyanın insanlar
tarafından anlaşılabileceğine ve bu dünyayı anlama
çabasının ve sonunda bilmenin önemli bir uğraş
olduğuna inanılması gerekir."Buna göre bilimsel bilginin ortaya çıkması aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?
A) Tüm insanlar tarafından anlaşılabilecek bilgilerin
var olmasına
B) İnsanın, dünyayı tanımayı tek amaç edinmesine
C) Olgusal bir dünyanın varlığının ön kabulüne
D) İnsanların anlayamayacağı olguların ortadan kaldırılmasına
E) Bilmenin en önemli uğraşı haline gelmesine
 
22. Kıyafeti kalın olduğu için kardeşimin terleyip hasta
olacağını söylediğimde, bu yalnızca o olayla sınırlıdır.
Burada genel geçer bir durum söz konusu değildir,
çünkü söylediklerim akla değil, sezgilerime dayalıdır.
Genel geçerliliğin olabilmesi için söylenenlerin akla ve
bir neden sonuç-ilişkisine dayandırılması gerekir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi gündelik bilgiye
ait özelliklerden biri olamaz?
A) Herhangi bir doğruluk değeri taşımamaları
B) Düşünmeden ortaya konulan bilgiler olmaları
C) Sezgileri güçlü insanlar tarafından ortaya konulmaları
D) Herkes için geçerli olan bilgiler içermeleri
E) Aklın her zaman onaylamayacağı bilgilerden oluşmaları
 
23. "Kutsal bir varlığa inanan, onun etrafında bir araya
gelen insanların o kutsal varlıkla ilgili ayin, tören, ibâdet
ve inançlarından oluşan sistem, "din"dir. İlkel ya da
gelişmiş, araştırılan her toplumun, bir inancı olduğu
görülmüştür."Buna göre aşağıdaki düşüncelerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Bir araya gelen her topluluk, yeni bir din oluşturur.
B) Kutsal bir varlığa inanma, insanın doğal ihtiyaçlarından
biridir.
C) Dinler, toplumların var olma nedenidir.
D) İnsanların ibadet ihtiyaçları, onları bir dine üye olmak
durumunda bırakmıştır.
E) Herhangi bir dine üye olmayan insanlar üzerinde
araştırma yapılmamıştır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1. "Dinlerde inanç, bilgi aktıdır. Dinsel bilginin amacı,
insanların manevi yaşantılarına bir temel kazandırmak,
kişinin bu dünyadaki varlığını anlamlandırmaktır.
Açıklamalarını insanları doğru bilgiye ulaştırmak için
değil, dinsel doğruları yaymak için kullanır."Bu parçada dinle ilgili düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
A) İnsanları, herhangi bir konuda, doğru bilgiye ulaştırmamasına
B) Manevi yaşantıya bir temel kazandırmak amacında
olmasına
C) İnancın dinlerde bilgi aktı olduğuna
D) Kişilerin varlıklarını anlamlandırma çabası içerisinde
olduğuna
E) Açıklamalarıyla, dinsel doğruları yaymaya çalıştığına
 
2. "Bilim, suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Teknik
bilgi ise bu bilgiyi uygulamaya geçirerek gemiler inşa
edilmesini sağlamıştır."Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Teknik olmadan, bilimsel bulguların hiçbir anlamı
yoktur.
B) Bilimsel her bulgu, teknolojik alana uygulanmıştır.
C) Bilimin amacı, insanın günlük yaşantısını kolaylaştırmaktır.
D) Bilimsel çalışmaların amacı teknik gelişime katkıda
bulunmaktır.
E) Teknik bilgi, bilimden pratik alanda yararlanmayı
sağlar.
 
3. "Sanat da, teknik de ortaya çeşitli ürünler koyarlar
ancak, amaçları birbirlerinden farklıdır. Sanat, güzeli
ortaya koymaya çalışırken, teknik; insana yararlı olma
çabası içerisindedir."Bu parçada sanata ait özelliklerden hangisine değinilmiştir?
A) İnsana yarar sağlayan bilgilerden uzak durmasına
B) Güzel olan herşeyi, araştırma konusu edinmesine
C) Ortaya koyduğu her ürünün güzel olmasına
D) Teknik bilgiyle herhangi bir şekilde ilişki içine girmemesine
E) Güzel olanı ortaya koyma çabasında olmasına
 
4. "Teknik bilgi, günümüzde insan yaşamını kolaylaştırmaktadır.Bilimin henüz bu kadar gelişmediği dönemlerde,bilimsel bulgular, uygulamada fazla yararlı olmamıştır.İnsanlar bu dönemlerde, çekiç, kazma, kürekgibi var olmak için bilime ihtiyaç duymayan alet tekniğini kullanmışlardır."Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İnsan yaşamını kolaylaştıran tek bilgi türünün, teknik
bilgi olduğu
B) Bilimsel bulguların hiç bir dönemde, uygulamaya
geçirilemediği
C) Yaşamın devamlılığı üzerinde bilimsel bilginin herhangi
bir rolünün olmadığı
D) Bazı dönemlerde, bilimden, pratik hayatta faydalanılamadığı
E) İnsanın, bilim olmadan da, gereken tüm araç ve
gereçlere sahip olabildiği
 
5. "Bir sanat eserinin ortaya çıkması, sanatçının çalışma anında edindiği izlenimlerin, renk tonlarının, seslerin kullandığı malzemeler (mermer, tuval, kumaş vs...) üzerine yansıtılmasıdır. Hiçbir eser, kendisini ortaya
koyan sanatçı tarafından dahi, tekrar ortaya konulamaz."Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parçada anlatılanları destekler niteliktedir?
A) Bir anda ortaya çıkmayan yapıtlar, sanat eseri olamazlar.
B) Kullanılan malzemeler, sanatçının kişisel özelliklerini
yansıtır.
C) Hiçbir sanat eseri, diğerinin aynı olamaz.
D) Sanatçıların ilk eserleri, daima diğerlerinden daha
güzel olmuştur.
E) Bir sanatçı eserlerinde yalnızca ilk izlenimlerine
yer vermelidir.
 
6. "Bilimsel yöntemlerle elde edilen ve bilimsel ölçülerle
doğrulanan bilimsel bilgi, olgulara dayalıdır. Bilimsel
önermeler, gözlenebilir olguları ifade ederler. Bilim, bilimsel
yöntemlerle doğruluğu kanıtlanmamış hiçbir bilgiyi
doğru kabul etmez."Buna göre bilimsel bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gözlenebilir olguları araştırdığı
B) Diğer bilgi türlerinin ortaya koyduğu hiçbir düşünceyi
onaylamadığı
C) Bilimsel ölçütlerle doğrulanabildiği
D) Araştırmalarında bilimsel yöntemlerden yararlandığı
E) Doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış hiçbir
bilgiyi doğru kabul etmediği
 
7. "Matematik ve mantıktan oluşan formel bilimler, tümdengelim yöntemini kullanırlar. Bu bilimler, doğayı araştırmazlar, somut olan hiçbir şey araştırma alanlarına girmez. Duyularla kavranamayan varlık ve ilişkilerle ilgilenirler. Bu anlamda zihinsel objeler, ideal varlık alanını oluşturur."Buna göre aşağıdakilerden hangisi formel bilimlerin araştırma alanına girer?
A) Tümdengelim yönteminin uygulanabileceği tüm
konular
B) Ruhun işleyiş mekanizmaları
C) Var oldukları hiçbir şekilde ispatlanamayan varlıklar
D) Aklın kavrayamayacağı soyut şeyler
E) Duyularla kavranamayan ideal varlık alanları
 
8. "Dik açının 90 olması gözleme dayanmayan bir ön
kabulün sonucudur. Bu anlamda matematiksel çıkarımlar
tekrarlayıcıdırlar, yeni bir bilgi vermezler. Çalışmaların
başındaki ön kabulleri değişik biçimlerde dile
getirirler."Buna göre aşağıdakilerden hangisi matematiksel
çıkarımların temel özelliklerinden biridir?
A) Gerçek hayatla, herhangi bir şekilde, ilişki içine girememeleri
B) Varlıklara karşı önyargılı bir tavır sergilemeleri
C) Yeni olan hiçbir bilgiyle, ilgilenmemeleri
D) Var olmalarının bir takım ön kabullere bağlı olması
E) Kendilerini, her çalışmada farklı bir şekilde ifade
etmeleri
 
9. "İnsan, bir nesneler dünyasının içine doğar. Bu nesneler hakkında bilgi edinebilmek için, duyu organlarından yararlanır. Algı, duyu organlarıyla elde edilen duyumların   zihin tarafından yorumlanmasıdır. Dış dünya hakkında algı aktı aracılığıyla bilgi edinen insan, dış dünyayı tanır. Gündelik hayatın bilgisi de böyle ortaya   çıkar."Buna göre gündelik bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Nesnel dünyanın belirleyici öğelerinden olduğu
B) Dış dünyaya dair, bilinmeyen her konuda bilgi verdiği
C) Algı aktı aracılığıyla, dış dünya hakkında elde
edilen bir bilgi türü olduğu
D) İnsanı, algı aktı aracılığıyla nesnel bir dünyaya
yerleştirdiği
E) Günlük hayatın tüm bilinmeyenlerini aydınlattığı
 
10. Bir şeyin "olduğu şey olmadığını" ya da bir şeyin "olmadığı şey olduğunu" söylemek hatalıdır. Bir şeyin "olduğu şey olduğunu" söylemek ya da bir şeyin "olmadığı şey olmadığını" söylemek doğrudur. Demek ki, bir şeyin
ne olduğunu ya da ne olmadığını söyleyen kişi ya doğruyu ya da yanlışı söylemiş olacaktır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Doğrunun, bilginin nesnesine uygunluğu olduğu
B) Yanlışın, bilginin nesneye ters düşmesi durumu
olduğu
C) Bir şeyin olduğu şey olmadığını söylemenin yanlış
olduğu
D) Bir şeyin olduğu şey olduğunu söylemenin doğru
olduğu
E) Bir şeyin olduğu şey olmadığını söylemenin doğru
olduğu
 
 
 
 
 
 
 
 
11 Gerçek, bahsettiği şeyin karşılığıdır. Gerçeklik hakkındakidoğru, gerçekte objelerin ne olduğuna tekabül etmedir. Doğru, bir şeyin olduğu gibi ifade edilmesidir. Gerçeklik mevcuttur ve doğru, bunu hatasız bir şekilde
ifade etmektir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Doğru, gerçeklik hakkındaki bilginin eksiksiz olmasıdır.
B) Doğru, gerçekte objelerin kendisidir.
C) Birşeyin eksik ifade edilmesi hatadır.
D) Gerçeklik, bilinçten bağımsız olarak var olandır.
E) Varlığı tutarlı bir şekilde ifade etmek gerçektir.
 
12. Tek bir cümle ile ifade etmek gerekirse her etki, nedenindenayrı bir olaydır. İşte bu yüzden etkiyi keşfedeceğimiz yer neden olamaz; nedene dayandırılarak ileri sürülen etki kavramı tamamen keyfi bir kavramdır. Bu
tür etki, ilan edildikten sonra neden ile kurulacak ilişkiler de aynı şekilde keyfi bir çalışma ürünüdür.Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılabilir?
A) Olgular arasında neden-sonuç ilişkisi yoktur.
B) Bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyenler açıklanabilir.
C) Aynı nedenler genelde aynı sonuçları ortaya çıkarır.
D) Felsefi açıklamalar keyfi açıklamalardır.
E) Bilgi, bilen ile bilinen arasındaki ilişkidir.
 
13. Hume'a göre, ne tümdengelimle ne de tümevarımla bilgi için tatmin edici bir temel elde edilebilir. Çünkü, tümdengelim kanıtlarla desteklenen dayanak noktaları iddialarına rağmen gerçeklere dayanan içerikten yoksundur.
Tümevarım ise geleceğin, geçmiş ile aynı olacağına dair kanıtlanamaz varsayımlara dayanır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Bilginin kişiye göre değişebildiği
B) Doğru bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığı
C) Bilgi elde etmede en sağlam yöntemin tümevarım
olduğu
D) Hem tümevarım hem de tümdengelimin bilgi veremeyeceği
E) Tümdengelimin de tümevarımın da bilimin yöntemi
olduğu
 
14. Teknik bilgide bilgi aktı, bilimsel bilgide olduğu gibi,algı ve düşünmedir. Özne ve nesne arasındaki bağlar,bu aktlar aracılığıyla kurulur. Herhangi bir çevreyle sınırlı olmayan teknik bilgi, tüm insanlığa aittir. Ulaştığı sonuçları, bilimsel sonuçlardan daha az kapsamlı ve daha sınırlıdır. Araştırma yöntemi biliminkiyle aynı olan teknik bilgi, bilimsel çalışmalardan pratikte yararlanılmasını sağlar.Buna göre teknik bilgiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Özne ve nesne arasındaki bağlantı sonucu ortaya
çıktığı
B) Ulaştığı bilgilerin tüm insanlığa hitap ettiği
C) Bilimle aynı araştırma yöntemlerini kullandığı
D) Çalışmalarında, pratik bilimsel bulgulardan yararlanamadığı
E) Sonuçlarının bilimsel bilgi kadar geniş kapsamlı
olmadığı
 
15. "Doğada meydana gelen olayları konu edinen doğa bilimlerinin elde ettikleri sonuçların yanlış olma olasılığı çok azdır. Deneye dayalı ve nesneldirler. Araştırmalarında nedensellik ilkesinden hareket ederler. Bu ilkeye göre her olay bir nedenden dolayı ortaya çıkar, aynı koşullarda, aynı olaylar, aynı sonuçları doğurur."Bu parçada doğa bilimlerine ait özelliklerden hangisine değinilmemiştir?
A) Aynı koşullar altında gerçekleşen tüm olayların
aynı sonucu doğuracağını savunmalarına
B) Araştırmalarında deneysel yöntemlerden yararlandıklarına
C) Çalışmalarında yanlış, herhangi bir sonuca ulaşmadıklarına
D) Tüm olayları, bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde ele
aldıklarına
E) Doğadaki tüm olayları araştırma konusu edinebildiklerine
 
16). "Gözlemlerimize dayanarak edindiğimiz, gündelik
bilgiler sezgiseldir, sistemli bir araştırma sonucu elde
edilmezler. Olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkilerini
ortaya koyamazlar. Çünkü, tek tek olaylara dayalı olarak
ortaya çıkarlar. Belli bir yönteme sahip olmamaları
nedeniyle, genel geçer bilgiler içermezler. Ancak tüm
bu özelliklere rağmen gündelik bilgilerin doğruluğundan
rahatlıkla söz edilebilir."Buna göre gündelik bilgiyle ilgili olarakaşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hiçbir neden yokken, birden ortaya çıktıkları
B) Ortaya çıkmak için, herhangi bir yönteme ihtiyaç
duymadıkları
C) Gözlem sonucu elde edildikleri
D) Doğru bilgiler içerdikleri
E) Tek tek olaylara dayalı olarak ortaya çıkan bilgiler
oldukları
 
17). "İlkel dinler, evrendeki varlık ve olayları açıklamak için büyüye, sihire ve varolduğunu iddia ettikleri gizli güçlere başvururlarken; Müslümanlık, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler, açıklamalarında kutsal kitaplarından yararlanmışlardır. Tek tanrılı dinler, her şeyi Tanrı'nın yaratıcı ve düzenleyici gücü ile açıklar."Buna göre aşağıdakilerden hangisi "tek Tanrılı veçok Tanrılı dinlerin" ortak özelliklerinden biridir?
A) Varlığı, Tanrı'nın yaratıcı gücüyle açıklamaları
B) Olayları açıklamak için, büyüye ve sihre başvurmaları
C) Açıklamalarını, kutsal kitaplara dayandırmaları
D) Evrendeki varlık ve olayları açıklamaya çalışmaları
E) Tanrı'nın düzenleyici gücünü açıklamak için, gizli
güçlerden yararlanmaları
 
18) "Sanat bilgisinde de tüm diğer bilgi türlerinde olduğu gibi bir ürünün ortaya konulabilmesi, suje ile obje arasında bir bağ kurulmasına bağlıdır. Bu bağın kurulmasında   diğer bilimlerde kullanılan aktların yanında, hayal
gücü, sezgi, görme gibi aktlara da ihtiyaç vardır."Buna göre aşağıdakilerden hangisi, sanat bilgisini diğer bilgi türlerinden farklı kılan özelliklerden biridir?
A) Farklı bilgi türleriyle herhangi bir ilişki içinde olmaması
B) Suje ile obje arasında kurulan bağ sonucu ortaya
çıkması
C) Sezgileri güçlü insanlar tarafından ortaya konulması
D) Var olmak için hayal gücünden başka bir şeye ihtiyaç
duymaması
E) Diğer bilgi türlerinde kullanılmayan aktlardan yararlanması
 
19). Evreni, insanı, değerleri, varlığı anlamak amacıyla,
araştırmalarını geniş bir alanda sürdüren felsefe, bütün
bilimlerin temelindeki şu soruları yanıtlamaya çalışır:
"Bilebileceğim şeyler nelerdir?", "Varlık nedir?",
"Bilginin oluşma koşulları ve kullandığı yöntemler nelerdir?"
Buna göre felsefe ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Her bilgi alanının temelindeki sorularla ilgilendiği
B) Bütün bilimleri temelinden sarstığı
C) Bilginin elde edilmesini kolaylaştıracak ortamlar
oluşturduğu
D) Varlık üzerine çalışma yapan tek bilgi dalı olduğu
E) Bilimlerin yanıtlayamadığı tüm soruları yanıtladığı
 
20)Bilimsel bilgiler birbirleriyle tutarlıdır ve mantıksal bir ilişki içindedirler. Bilim, birbiriyle çelişen iki önermenin aynı şekilde doğru olabileceğini kabul etmez. Ulaştığı sonuçların her türlü çelişkiden uzak ve kendi içlerinde tutarlı olmasını ister.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Akıl ilkelerine uygun olduğu
B)       Genellemelere ulaştığı
C)       Birikimli olarak ilerlediği
D)       Değişimlere açık olduğu
E)        Varlığı parçalı olarak ele aldığı
 
21)Evrenin merkezinde Güneşin olduğunu söyleyen Kopernikus, yeni bir doğa anlayışının en önemli temsilcisi olacaktır. Kepler ve Galilei, Kopernikus’un düşüncelerini bilimsel olarak geliştirecektir. Onların ilk çalışmalarında ortaya koyduğu matematiksel tabiat bilimi, Newton ile tam bir olgunluğa ulaşacaktır.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Birikimli olarak ilerler. B)Aklın kurallarına uygundur.
C)Sonuçları kesindir.    D)Objektif niteliktedir.
E)Evrenseldir.
 
1. "Sanat tarihi, tarih gibi insan bilimleri, doğa bilimleri gibi deney yöntemini kullanamazlar. Sanat tarihi, geçmişteki sanatsal faaliyetleri incelerken, bunlar üzerinde deney yapması mümkün değildir; fakat bu tarih ya da sanat tarihinin bilim sınıfına girmeyeceği anlamına gelmez. Bu tür olaylar belgelere dayandırıldığı için   ortaya koydukları bilgiler bilimsel kabul edilir, ancak
ulaştıkları sonuçlar, doğa bilimlerininki kadar kesin   değildir."Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğa bilimlerini   insan bilimlerinden farklı kılan özelliklerden biridir?
A) Varlığını belgelere dayandırması
B) Olmuş bitmiş hiçbir olayla ilgilenmemesi
C) Araştırmalarında kesin sonuçlara ulaşması
D) Tarihi bir geçmişinin olmaması
E) Bilimsel bir bilgi olması
 
2. "Çalışmalarında bilimsel bulgulardan yararlanırken, her filozof, sonuçları kendi tarzına göre birleştirir ve bunlara kişisel yorumlarını katar. Filozof olmak, bilimsel   sonuçları olduğu gibi kabul etmek değil, bunlara kendi yorumlarını katabilmektir. Her düşünürün yorumu, çalışmasına farklı bir renk katar. Felsefede, belli bir akımı benimseme zorunluluğu yoktur."Buna göre bir filozofta bulunması gereken temelözellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilimsel bulgulardan yararlanmaması
B) Kişisel yorumları dışında, herhangi bir bilgiye ihtiyaç
duymaması
C) Hiçbir felsefi akımı takip etmemesi
D) Çalışmalarına kişisel yorumlarını katabilmesi
E) Elde edilen bilimsel sonuçları yadsıması
 
3-. Zümrütü anka kuşunu, kat dağının tepesinde uçarken konu alan resim, kişide hoş duygular uyandırabilir, es­tetik bir haz uyandırabilir. Ancak ne anka kuşu, ne de kaf dağ! gerçektir. Ayrıca bu kuşun ölümsüz olduğu bil­gisi de doğru değildir.Parçaya göre bir bilginin doğruluğu ve gerçek hak­kında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A)   Gerçek, somut olarak var olmadır,
B)   Gerçek, duyusal olarak algılanabilendir.
C)   Gerçek, bireyde estetik duygular yaratandır.
D)   Gerçeklik, soyut değildir.
E)   Doğru, nesne ile nesneye ilişkin hükmün paralelli­ğidir.
 
4.   Her şey bireylere göre değişkenlik gösterir. Herkes üzerinde birleşeceği tek bir doğru anlayışı yoktur, doğ­rular vardır. Bir tartışmada da önemli olan, hangi tara­fın görüşünün doğru olduğu değiî, tartışmayı hangi ta­rafın kazanacağıdır.Sofistlerin yaklaşımlarını içeren bu düşüncenin te­mel dayanağı, aşağıda kil erden hangisidir?
A)   Genel - geçer biigüer akla dayanan bilgilerdir.
B)   Gerçekliğin kaynağı zihinsel değildir.
C)   Doğru öznel olup, bireye fayda sağlayan niteliktedir.
D) Doğru bilgi olgusal dış dünyada aranmalıdır.
E) Doğru bilgi işe yarayan fayda sağlayan bilgi türü değildir.
 
4-"Asıiolan sorunun soruluş biçimidir. Eğer siz soruyu uy­gun bir tarzda yöneltiyor, btçimlendiriyorsamz, doğru cevabın gelmemesi olası değildir." yaklaşımı temel alınırsa, bilgi elde etme konusunda, aşağıdaki yar­gılardan hangisine ulaşılabilir?
A)   Bilgiler ve değerler görecelidir.
B)   Doğruluğuna inanılan her bilginin karşıtının da doğ-ruiuğu savunulabilir.
C)   Deneyimler doğru bilgiye ulaşmayı sağlar.
D)   Her bireyin zihninde açığa çıkarılmayı bekleyen bil­giler bulunmaktadır.
E)   Bilgi, bireylerde potansiyel olarak bulunmaktadır.
 
5. Tek tek olaylarla değil, olgularla uğraşan bilimsel bilgi, her türlü çelişkiden uzak ve kendi içinde tutarlıdır. Mantıklı düşünme ve çıkarım kurallarından yararlanır, bu anlamda mantıksaldır. Ortaya konulan bulgular ne
kadar akılcı görünürse görünsün bilim, her konu karşısında eleştirel bir tavır takınır.Bu parçada bilimsel bilgiye ait özelliklerden hangisine
yer verilmemiştir?
A) Tek tek bütün olaylara, genellik kazandırdığına
B) Genelleyici olduğuna
C) Kendi içinde tutarlı bilgilerden oluştuğuna
D) Elde edilen tüm bulgulara karşı eleştirel bir tavır
takındığına
E) Mantıksal çıkarım kurallarından yararlandığına
 
6)Gündelik bilgi, tek tek olaylar için doğruluk payı olabilen bir bilgidir. Böyle olması gündelik bilginin sebep-sonuç ilişkisini vermediği anlamına gelmez; ancak bu gelişi güzel kurulan bir nedensel ilişkidir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi gündelik bilginin özelliği değildir?
A)       Araştırmaya dayanır.
B)       Olaylara açıklık getirir.
C)       Pratik amaçlarla kullanılır.
D)       Deneyimleri yansıtır.
E)        Neden-sonuç bağı kurulur.
 
7)Felsefenin bilimle yakın ilişki içinde olma gerekliliği, felsefenin, bilimin söylediklerini tekrar ettiği anlamına gelmez. Felsefenin bilimden yararlanması, kendi problemlerine daha gerçekçi çözümler bulması içindir. Felsefi problemler bilimsel problemlerden temelde farklıdır. Bu problemler çoğunlukla bilimlerin çözemediği veya onların çözüm alanına girmeyen problemlerdir. Örneğin “Ahlaki eylem nasıl olmalıdır?” sorusunu bilimin yardımıyla çözemeyiz.Bu parçada bilim ve felsefenin aşağıdakilerden hangisine dayandırıl-mıştır?
A)Her ikisinin de akıl ilkelerine uygun çözümlemelerde bulunmasına
B)Bilimlerin kullandıkları yöntemlerin felsefenin yöntemlerini destekleme-sine
C)Belirli bir kültürel ortamda ortaya çıkmalarına
D)Varlık, doğa ve insana ilişkin sorunları ele almalarına
E)Bilimsel bulguların yeni felsefi problemleri beraberinde getirmesine.
 
8)Gerek felsefi bilgi, gerekse bilimsel bilgi “var olan” şeylerin bilgisidir. Ancak bilimler “var olan” ı parçalara bölerek ve aralarında iş bölümü yaparak araştırmalarını yürütürler. Buna karşılık felsefe, “var olan” şeylerin ortak olan, birleştirici olan niteliği ortaya koymaya çalışır.Bu parçada felsefenin bilimlerden ayrılan hangi niteliği vurgulanmakta-dır?
A)       Olması gerekeni belirler.
B)       Varlığı bütün olarak alır.
C)       Çağın koşullarından etkilenir.
D)       Olgulara dayanma zorunluluğu yoktur.
E)        Eleştireldir.
 
9)Bilim, doğayı anlama ve açıklama amacı güder; teknoloji ise doğayı insan varlığının amaçları için kontrol altına almayı amaçlar. Yani, bilimde amaç teoriktir, oysa teknikte amaç pratiktir; doğada bulunan bir ham maddenin işlenerek insanlığın hizmetine sunulmasında olduğu gibi.Buna göre tekniğin, bilimden farkı aşağıdakilerden hangisidir?
A)            İnsan merakının bir ürünü olarak ortaya çıkması
B)            İnsanlığın yaşamını kolaylaştırma-ya yönelik olması
C)            Doğruluğun deney ve gözlemle kanıtlanabilmesi
D)            Nesnel bir niteliğe sahip olması
E)            Akıl ve mantık ilkeleriyle ortaya konulması
 
10)Formel bilimlerin konusu, gerçekte var olmayan ideal ya da tarımsal varlıklardır. Örneğin, matematiğin konusu sayılar ve şekiller dünyasıdır. Rasyonel ve irrasyonel sayılar, şekiller gerçek dünyada zaman ve mekan içinde var olmayan, yalnızca düşüncede var olan ideal varlıklardır. Çünkü sayılar dış dünyada var değildir. Tahtaya, ne kadar mükemmel araçlar kullanılırsa kullanılsın, mükemmel bir doğru çizilemez. Bunlar tasarım yoluyla oluşturulmuş varlıklardır. Bundan dolayı deney yöntemiyle araştırılamaz.Buna göre formel bilimlerin konularının temel özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Bilimsel olarak incelenebilmeleri
B)       Kesin sonuçlar elde etmeye elverişli olmaları
C)       Aralarında ilişkiler kurulabilmesi
D)       Nesnel ölçütlerle denetlenebilmele-ri
E)        Duyusal alanın dışında olmaları
 
 
 
 
 
 
 
11-Meleklerin var olduğunu bilimsel olarak kanıtlamamız en azından şu an için olası değildir. Ancak güneşin ya da serçelerin varlığının kanıtlanmasına gerek yoktur. Çünkü meleklerin varlığı teme! duyu organlarımızla algılanmazken; güneşi ya da serçeleri net bir biçimde algılayabilmekteyiz.
Buna göre, öğelerin varlıklarını kabul etmenin te­mel koşulu aşağıdakilertien hangisidir?
A)   Varlıklar, duyumlarla algılanabilmelidir.
B)   Varlıklar, akıl yürütmelerle irdelenebilmelidir.
C)   Varlıklar sezgisel olarak kavran ab i İm el id ir.
D)   Varlıkların gerçekliği, duyumlara dayanmalıdır.
E)   Varlikların bilgisi, teorik olarak edinilmiş olmalıdır.
 
12*-Viyana çevresinin temsil etliği felsefe akımına "neo-pozi-tivizm" (yeni olguculuk) adı verilir. Bu felsefe akımının te­mel düşüncesi, ancak pozitif olarak, yani deney yoluyla kanıtlanılabileni "bilgi" saymak, bunun dışındakiler! ger­çek bilgi olarak görmemektir.Aşağıdakilerden hangisi Viyana çevresinin bilgi an­layışıyla çelişmez?
 
A)   Bilgi, deneysel olarak doğrulanabilir nitelikte olmalıdır.
B)   Metafizik önermelere dayalı bilgiler doğrudur.
C)   Doğru bilgi, akla uygun olandır.
D)   Doğru bilgiye ulaşılamaz.
E)   Bilgi zihinde doğuştan vardır.
 
13-. Kanfa göre deneyden bağımsız hiçbir bilgi yoktur. De­neyle elde edilen bilgiler zihinde belirli bir düzene göre işlenir. Bilgi, deneyden gelmeyen ve zihinde bulunan çeşitli formlardan geçerek oluşur.Kant'ın düşüncelerine dayanarak aşağıdaki yargı­lardan hangisine ulaşılabilir?
A)   Bilgi, akı! yoluyla edilir.
B)   Bilgi, deney verilerinin zihinde işlenmesiyle oluşur.
C)   Bİİginin kaynağı duyumlardır.
D)   Sadece deney verileri doğru bilgiye ulaştırır.
E)   Bilgi, herkese göre değişir.
 
14-Protagoras, bir tartışmada, tartışılan konuyla ilgili haki­kat arayışının anlamsız olduğunu söyler. Tartışmada önemli olanın karşıdakine üstün gelmek olduğunu vur­gular. Ona göre "karşıt iki görüş aynı ölçüde doğrudur."Aşağıdakilerden hangisi Protagoras'ın bilgi anlayı­şıyla çelişmez?
A)   Bilginin doğruluğu kişilere göre değişir.
B)   Olgusal bilgiler doğrudur.
C)   Bilginin kaynağı duyumlardır.
D)   Doğru bilgiye akılla ulaşılır.
E)   Bilginin kaynağı sezgidir.
 
15- Bergson, "gerçekliğe nüfuz eden, nesnelerle doğrudan ve aracısız bir temas kuran bilgi türü dile getirilmez, sö­ze dökülmez." der.Aşağıdakilerden hangisi Bergson'un bffgi görüşü­nü ifade eder?
A)   Doğru bilgiye, sezgi ile ulaşılır.
B)   Doğru bilgi, duyular aracılığıyla elde edilir.
C)   Doğru biigi yoktur.
D)   Doğru bilgi, akla dayanan bilgidir.
E)   Bilgiler, insan ruhunda doğuştan vardır.
 
16-Bardağındaki çay kaşığına dışarıdan bakıldığında, kaşık kırık olarak algılanacaktır. Ancak daha önceki bil­gilerimiz, bu algımızın doğru olmadığını göstermektedir. O halde gözümüzün ilettiği bir bilgi, diğer bilgilerimizle çelişiyorsa, "bilginin doğruluğu tartışmalıdır" sonucuna ulaşabiliriz.Parçadaki açıklamaya dayanarak, bilgilerin doğru­luğu ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı­labilir?
A)   Bilginin doğruluğunun göstergesi, kişiye sağladığı yarardır.
B)   Bilginin doğruluğunun göstergesi, duyumlara da-yanmassdır.
C)   Bilginin doğruluğunun ölçülü, bilgiler arasında tu­tarlılık bulunmasıdır.
D)   Bilgilerin doğruluğu akla uygunluğa paraleldir.
E)   Biiginin doğruluğu, kişisei algılara dayan ması ndadır.
 
17-. Condillac, tüm bilgilerin şekil değiştirmiş birer duyum olduğunu savunmuştur. Bilginin yanısıra insanda ma­nevi olan herşeyi, tüm zihinsel faaliyetleri dış dünyaya ilişkin duyumlara indirgemiştir. Aşağıdakilerden hangisi Condillac'm düşünceleriy­le çelişir?
A)   Bilgilerin temelinde duyumlar vardır.
B)   Maddi varlıklar duyumlarla algılanır.
C)   Zihinse! faaliyetler dış dünyadan gelen duyumlarla belirlenir.
D)   Dış dünyanın bilgisine duyumlar aracılığıyla ulaşı-
E)   İnsan bilgisi akla dayanır.
 
18-Aşağıdakilerden hangisi bilgi felsefesinin yanıt ara­dığı sorulardan biri değildir?
A)   Doğruluk nedir?
B)   Suje - obje bağlantısı nasıl kurulur?
C)   Doğru bilginin ölçülü nedir?
D)   Evrensel bir ahiak yasası var mıdır?
E)   Bilgiyi meydana getiren etkenler nelerdir?
 
19-Acıyı tatlıdan, kırmızıyı siyahtan ayırmayı, akılcılığın te­mel ilkelerinden olan ve insan zihninde doğuştan bu­lunduğu savunulan "çelişmezlik ilkesinden" önce öğre­niriz. Dolayısıyla insan anlığının, yani anlama yetisinin doğuştan kavramları ya da bilgileri yoktur. Tüm bilgiler zamanla öğrenilir.
Parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakiler­den hangisidir?
A)   Bilgiler doğuştan insan zihninde bulunur.
B)   Anlama yetisinin kavramiarı deneyle elde edilemez.
C)   İnsan zihninde doğuştan bilgiler yoktur, bilgiler ya­şantı yoluyla edinilir.
D)   Çelişmezlik ilkesi öğrenmeyle kazanılamaz.
E)   Deneyle elde edilen bilgiler tutarsızdır.
 
20-Platon'a göre idealar, birliği olan, kendi kendisiyle aynı kalan, yani oluşa ve değişmeye uğramayan, öncesiz sonrasız şeylerdir. Oysa duyulur dünyanın oesneleri, hep oluş ve değişme halindedir. Asıl gerçeklik, bir yan­sı, bir kopya olan duyulur dünya değil, bu dünyanın nesnelerine varfık veren idealar dünyassdır. . Platon'un düşünceleriyle aşağıdaki ifadelerden hangisi çelişir?
A)   İdealar, duyulur dünyadaki nesnelerin kopyasıdır.
B)   Idealar, kendisiyle aynı kalan şeylerdir.
C)   Duyulur dünyanın nesneleri sürekli değişim halin­dedir.
D)   Asıl gerçeklik idealardır.
E)   Duyulur dünyanın nesneleri ideaîann yansımasıdır.
 
21-    Locke'a göre insanın bu dünyadaki bilgisi kendi dene­yimlerini aşamaz.Locke'a göre, bilginin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akıl      B) Deney       C) Sezgi D) Şüphe             E) Metafizik
 
22-Gazali felsefeye şüpheyle bakar. Felsefe ya duyuları ya da aklı temele koymaktadır. Oysa ona göre duyular da akıl da yanıltıcıdır; onlara dayanarak mutlak hakikate ulaşmamız olanaksızdır. Bu da felsefeyle mutlak haki­kate ulaşılamayacağı aniamına gelir. Mutlak hakikati apaçık bir biçimde kavramanın yolu gönülden geçer. Duyuların ve aklın bize veremeyeceği bu bilgiye ancak gönül gözüyle ulaşabiliriz,Parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisi­ne ulaşılabilir?
A)   Ası! gerçek felsefe bilgisidir.
B)   Duyu bilgisi doğru bilgidir.
C)   Akıl doğru biigiye ulaşmayı sağlar.
D)   Mutlak gerçeklik kavranamaz.
E) Mutlak hakikate sadece sezgi yolu ile ulaşılır.
 
23-Descartes, yetkin bilgi örneği olarak gördüğü matema­tiği Örnek almış ve amacı için kesin olan, kendisinden hiçbir şekilde kuşku duyulmayan bir başlangıç noktası bulmaya çalışmıştır.
AşağıdakMerden hangisi Descartes'in düşüncele­riyle çelişir?
A)   Matematiği yetkin bir alan olarak görür.
B)   Matematiksel bilginin kesinliğini vurgular.
C)   Kesin, kuşku duyulmayan bir başlangıç noktası bul­mayı hedefler.
D)   Yetkin bilgiye ulaşmaya çalışır.
E) Doğru bilginin olmadığını savunur.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1) Locke’a ya göre nesneler dünyası idealar aracılığıyla bilinir. İdealar, nesnelerin tasarımların ve kavramları olarak insan zihninde vardırlar. Algıda duyu organları nesnelerin uyarımını alır ve zihin bu uyarımı işleyip yorumlayarak idealara kavram ve tasarımlara kısaca bilgiye dönüştürür.Buna dayanarak Locke’un bilgi görüşene ilişkin hangisi söylenebilir?
A)        insan zihninde doğuştan gelen idealar ve tasarımlar vardır.
B)        İnsana hakikatı bildirebilecek olan tek yeti sezgidir
C)       İnsan bilgisi fiziksel dünya ile sınırlıdır.
D)        İnsan bilgisinin kaynağı duyum ve deneyimdir
E)        Bilginin tek kaynağı akıldır
 
2) Televizyonda yoksulluk üstüne yapılmış bir programı izlemek varoşlarda yaşamakla yada çalışmakla aynı şey değildir. Bir dişçinin muayene ettiği bir çürük dişle bu çürümenin nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili bilgisiyle o çürümenin ağrısını çeken kişinin bilgiside aynı değildir.Parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisine ulaşabilir.
A)        bir şey hakkında aracılı ve nesneler olarak elde edilen bilgi o şeyin dolaysız yaşantısıyla edinilen bilgi farklı niteliktedir.
B)        Dolaysız sezgi yoluyla edinilen bilgi gerçeği olduğu gibi ve bütünlüğü içerisinde bildirir
C)       Somut gerçekliği bildirebilecek tek bilme yolu bilimdir.
D)        İnsan aklı ve zekası gerçeği bildirmede yetersizdir.
E)        Deneyim ve yaşantılara dayanmayan hiçbir bilgi doğru değildir.
 
3) Kant’a göre algıladığımız şey nesnelerin kendileri değil görünüşleridir. Yani nesnelerin insan zihni tarafından üretilen idealarıdır. Bu nedenle kant bilginin biçimi ve içeriğini ayırır. Ona göre içerik duyusal deneyimden gelir; duyular renk,ses,koku gibi veriler sağlar. Fakat bu veriler biribirinden kopuk ve tekildir. Bu kopuk ve tekil verileri zihin kendi doğuştan gelen kalıplarıyla birleştirip bütünleştirerek anlamlı bilgiler haline getirir.Buna göre Kant’ın bilgi anlayışıyla ilgili aşağıdaki verilerin hangisi söylenebilir?
A)        bilginin sınırları ile varlığın sınırları aynıdır.
B)        Bilginin elde edilmesinde duyumun ve aklın belli rolleri vardır.
C)       Bilginin gerçek kaynağı sezgidir.
D)        Doğru bilgi doğru düşünmeyle elde edilir.
E)        Bilginin tekkaynağı akıldır.
 
4) epistemoloji bilginin doğası; kaynağı, sınırları ve doğruluğuyla ilgilenen bir felsefe dalıdır. Özellikle bilgi hakandaki kavramlarla, düşüncenin doğası ve içeriğini açıklamak ve insanların güvenilir bilgi elde etme süreçlerini betimlemek için yapılan sistematik çabalarla ilgilenir. Kısacası, epistemoloji terimi, bilenin neyi, nasıl ve ne kadar bildiğiyle ilgili sorulara yanıt vermeye yönelen bir felsefi etkinliği bildirir.Buna göre aşağıdakilerden hangisi epistemolojinin yanıt aradığı sorulardan biri olamaz?
A)        insanlar gerçekten bir şeyler öğrenir mi yoksa eski bildiklerini mi hatırlar?
B)        Bir bilgi “yalnız benim için” doğru olabilir mi, yoksa doğruluk “herkes için doğru” olmak mıdır?
C)       Gerçekliği bildiğimizden kesin olarak bilebilir miyiz?
D)        Davranışlarımıza yön veren değerler mutlak mı, yoksa göreceli midir?
E)        Bilginin kaynağı akıl mı yoksa deney midir?
 
5)bir empristi bir şeyin var olduğunu ikna etmeye çalışsaydık, şöyle derdi:” göster bana!” o yalnızca kendi tecrübesiyle ikna edilir.Buna göre, insan biligisinin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
A) deneyim               B) akıl                       C) sezgi
                D)zeka      E) vicdan
 
6) platon’a göre, bir şeyin öğrenilmesi, insanın daha önce bilmediği bir doğrunun keşfedilmesini gerektirir; fakat eğer kişi söz konusu doğruyu daha önce bilmiyorsa bulduğu keşfettiği şeyi doğru olup olmadığını anlayamaz. O halde, kişi, bildiği şeyi öğrenemez; çünkü onu zaten bilmektedir.Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)        duyusal deneyim, yalnızca belleği uyarabilir.
B)        İnsan yeni hiçbir şey öğrenemez.
C)       İnsan sadece daha önce bildiği şeyi hatırlar.
D)        İnsan zihni doğuştan boş bir sayfa gibidir.
E)        Deneyim, akılda zaten var olan bilgiyi bilince çıkarır.
 
7) farabi üç tür bilgiyi kabul eder. İlki herkesin kabul edip kullandığı bilgilerdir. Bunların doğruluk ve yanlışlığı söz konusu olamaz. İkincisi duyulardan hareket ederek mantıki çıkarımlara dayalı bilgilerdir. Duyular söz konusu olduğunda bunların doğruluklarından emin olunamaz. Üçüncüsü doğrulukları deneyle kanıtlanmış bir yargıyı dişle getiren akla dayalı bilgilerdir.bu bilgiler genel olana ait olduğundan doğru olan bilgilerdir.Farabinin bu yaklaşımında temel aldığı
 görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A)        Doğru bilgi tanrıdan gelen vahiyle gerçekleşebilir.
B)        Varlığın yapısı ancak deneyle ispatlanan akıllar kavranabilir.
C)       Hiçbir konuda kesin yargıya varılmamalıdır.
D)        Akıl varlığın yapısını kavramada yetersiz kalır.
E)        Doğru bilginin kaynağı akıl değil duyulardır.
 
8)locke’aya göre insan doğduğunda zihni, üzerinde duygusal verilerin kandi şekillerini oydukları düz bir bal mumu tableti gibidir. Yaşam ilerledikçe daha çok izlenim kopya edilir. Duyumların birleştirilmesinden ve karşılaştırılmasından, karmaşık idealar üretilir.locke zihnin, duyumları alıp depolayan bir kap olarak görüyordu.Buna göre locke’un bilgi anlayışına göre aşağıdakilerden hangisi söylenir?
A)        insan bilgisin kaynağı duyusal yaşantı ve deneyimlerdir.
B)        İnsan bilgisi duyusal ve toplumsal olgularla sınırlıdır.
C)       İnsan aklının doğuştan getirdiği fikir ve kavramlar bilginin kaynağıdır.
D)        İnsanın gerçeklik hakkında kesin bilgiler elde etmesi imkansızdır.
E)        Bilginin gerçek kaynağı sezgidir.
 
9) bir çocuk yada bir budala “A’nın A olduğunu “ bilemez. Yalnız mantıksal ilkeler değil tüm bilgiler sonradan deney yoluyla sonradan kazanılır. Çocuk sobanın yada ateşin elini yakacağı bilgisinin deneyden önce değil de sobaya da ateş elini bir kez yaktıktan sonra sahip olur.Buna göre empiristler aşağıdakilerden hangisine tepki olarak ortaya çıkmıştır?
A)        duyumlardan geçmeyen hiçbir bilgi var olamaz.
B)        İnsan bilgisi doğuştan gelir.
C)       Bilginin oluşumunda deneyimler önem taşır.
D)        Sezgisel bilgi sağlam ve kesin bir bilgidir.
E)        Doğru ve kesin bilgi olanaklıdır.
 
10) Descartes, kuşkucu bir yaklaşımla kendi   varlığı konusunda bile aldatılmış olabileceğini düşünür. Ancak, var olduğunu düşünürken aldatılmış olsa da, aldanma, aldatılan bir bireyin var olmasını içeren, gerektiren dönüşümlü bir eylemdir. Des­cartes, böylece, kuşkusu ve düşünmesi sonu­cunda, doğruluğundan artık kuşku duyulamaya­cak derecede açık-seçik bir bilgiye, "düşünüyo­rum, o halde varım" kesin bilgisine ulaşır. Bun­dan böyle, Descartes için, aynı koşulu sağlayan her bilgi, doğruluğu kesin olan bir bilgidir.Buna göre, bir bilgi aşağıdaki durumların han­gisinde doğrudur?
A) Fayda sağladığında
B) Gerçekliğe uygun olduğunda
C) Kendisinden önce gelen bilgilerle tutarlı ol­duğunda
D) Apaçıklık ölçütüne uygun olduğunda
E) Bireyin ihtiyaçlarını giderdiğinde
     
     11)Bir felsefe profesörü öğrencilerinden Descartes­'in "Metafizik Düşünceleri"ni okumalarını ister. Ertesi gün endişeli ve bitkin düşmüş bir öğrenci profesöre gelir. Bütün gece uyuyamadan var o­lup var olmadığına karar vermeye çalıştığını ya­kınarak anlattıktan sonra: "Söyleyin bana, lütfen söyleyin bana, ben var mıyım?" der. Profesör, soruya yine soruyla karşılık verir: "Bilmek iste­yen kim?"Parçada, Profesörün verdiği yanıtın dayandığı görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Varlığından, herkes, yaşamın belirli bir dö­neminde kuşku duyar.
B) Varlığından kuşku duyabilen kişinin var ol­duğu apaçıktır.
C) Kuşku, kesin bilgiye ulaşmanın aracıdır.
D) Varlık, düşünsel bir özdedir.
E) Hiçbir konuda yargıya varılamaz, her şey­den kuşku duymak gerekir.
     
    
 
 
 
 
 12) Doğrulukla ilgili ortaya konulan en önemli ku­ramlardan birisi "uygunluk kuramı"dır. Uygunluk kuramına göre, doğru bir ifade, insandan ba­ğımsız olarak ve gerçekten var olan bir olguya ya da bir olayı betimleyen bir ifadedir.Buna göre, bir önermenin doğruluğu aşağıdaki­lerden hangisine bağlıdır?
A) Kendisinden önceki önermelerle tutarlı ol­masına
B) Felsefi olarak temellendirilmesine
C) insanın bir gereksinimini gidermesine
D) Nesnel gerçekliğine denk düşmesine
E) Fayda sağlamasına
 
13).Locke'a göre, anlama yetisi başlangıçta boş bir levha gibidir, üzerine hiçbir şey yazılmamıştır. Kavramlarımız deneyden gelir; bütün bilgilerimiz eninde sonunda deneye dayanır, deneyden Çı­kar. Boş bir levha gibi olan anlık, deneyle doldu­rulur. Anlıkta doğuştan olan, birtakım yetilerdir. Düşünme yetisi, hayal gücü, algılama yetisi vb. doğuştandır.Locke bu görüşleriyle aşağıdakilerden hangisini eleştirmektedir?
A) Bilginin kaynağının deneyimler olduğunu
B) insan bilgisinin doğuştan geldiğini
C) Kesin bilginin olanaklı olduğunu
D) Bilimin nedensellik ilkesini
E) Doğru bilgiye duyu organlarının götürebile­ceğini
 
 14) Platon, Öklid geometrisini bir model olarak kullandı. Doğru bilgiye ulaşmak için, simgesel ve diagramatik şekilde temsil edilenler dışında, gözlem ya da duyusal deneyim gerektirmeyen bir yol bulduğunu savundu. Çıkarımlar yaparak zihnin tek başına izleyebileceği, ebedi ve zo­runlu ilişkilerle birbirine bağlanmış ideal biçim­lerin hakiki ve yetkin dünyasını bulduğu kanı­sındaydı. İdeaların düşünceyle kavranması, ona göre, insanı mutlak doğrulara ulaştırır.Buna göre, Platon'un bilgi anlayışı aşağıdakiler­den hangisiyle ifade edilebilir?
A) Mutlak bilginin kaynağı duyum ve deneydir.
B) insan aklıyla değişmez doğrulara ulaşılabi­lir.
C) insan bilgisinin hakiki kaynağı içsel bir görü olan sezgidir.
D) insan mutlak doğru bilgilere ulaşamaz.
E) Doğru bilginin kaynağı deneyle birlikte akıldır.
    
15) Platon ve Aristoteles tarafından da kabul edilen bu-kurama göre, bir önerme bir varlığın ya da bir şeyin bir özelliğini ifade ediyorsa yanlıştır. Bir başka söylemle, önerme gerçekliğin bir durumunu ya evetler ya da değiller;   evetleme ya da değilleme, gerçeklikle örtüşürse doğru, örtüşmezse yanlış olur.Bu parçaya dayanarak, aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Doğru bilginin ölçütü düşünce ve gerçekli­ğin uygunluğudur.
B) Önermeler herkesin anlayacağı bir açıklıkta olmalıdır.
C) Bir önermenin doğruluğunun ölçütü bireye sağladığı yarardır.
D) Bir önermenin doğruluğu, sistemde daha önce kabul edilmiş doğru önermelerle çe­lişmesidir.
E) Çoğunluğun kabul ettiği bilgiler doğrudur.
 
16-Berkeley, doğrudan ve aracısız olarak algıladığımız her şeyin kendi zihnîmizdeki İdeler olduğunu, zihnimizde do­ğuştan düşünceler bulunmadığın! iieri sürmüş, tüm ide­lerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu ve bilgimizin duyu deneyi yoluyla sahip olduğumuz idelerden türediği-ni savunmuştur.Aşağıdakilerden hangisi Berke ley'in düşünceleriy­le çelişir?
A)   Tüm bilgiler zamanla kazanılır.
B)   Düşünceler algısal deneylerin sonucunda edinilir.
C)   Bilgiler, duyular aracılığıyla elde edilir.
D)   Bilgiler, İnsan zihninde doğuştan vardır.
E)   Özdeşlik, çelişmezlik gibi ilkeler de algısal deneyin sonucudur
 
17-W. James, bir düşüncenin yaşamı kolaylaştırdığı, bire­yin çevreye uyumunu sağladığı ölçüde doğru olduğunu belirtir.
W. James'e göre bir düşüncenin doğruluğunun öl­çütü nedir?
A)   Deneysel olarak denetlenebilir oiması
B)   Mantık ilkelerine uygun olması
C)   Pratikte, günlük yaşamda yararlı sonuçlaı
D)   Olgulara dayalı olması
E)   Genel - geçer olması
 
18-Rasyonalistleri sembolize eden, en bilinen ifade, oku-ma-yazması olmayan köleye geometri probîemi çöz-dürmeleridir. Bu olayda, problemin geometri alanından seçilmesi tesadüf değildir. Zira geometride, problemi çözebilmek için salt duyular asla yeterli olmayıp, algıla­manın ötesinde, akıl da gereklidir. Rasyonalistler, köleye geometri problemi çözdüre­rek hangi düşüncelerini karınlamak istemişlerdir?
A)   Algslamanın tek başına yeterli olduğunu
B)   Objelerin her insanda farklı algılandığını
C)   Bilginin o insana sağladığı faydaya bağlı oiduğunu
D)   Nesnelerin değişim halinde olduğundan, algıların da değiştiğini
E)   Bilgilerin doğuştan akılda var olduğunu
 
19-Kritisizm akımının kurucusu olan I. Kant, insanin nes­neleri ve olayları gerçekte olduğu gibi bilemeyeceğini savunur. Varlıklar insan tarafından yalnızca zihinsel olanaklarına ve zihinsel formlarına göre bilinebilir. Yani insanoğlu; dış dünyayı olduğu gibi değil, algıladığı ve anlamlandı rabildiği kadarıyla bilebilmektedir. Parçadan hareketle, aşağıdaki yargılardan hangisi­ne ulaşılabilir?
A)   Bilgiler, tüm insanlık için aynı şekilde ve içeriktedir.
B)   Ulaştığımız bilgiler sınırlı ve görelidir.
C} Duyularla algılanamayan alanın bilgisi, gerçek bil­gidir.
D)   Doğru bilgiye salt duyumlarla ulaşılabilecektir.
E)   Herkes için kabul gören genel - geçer bilgilere ula­şılamaz.
 
20-"Güzel kadın, iyi davranış, zaman İçerisinde yok olabi­lir. Ancak iyilik, güzellik gibi kavramlar asıl gerçeklikler­dir, yok olmazlar."Parçada vurgulanmak istenilen temel yargı, aşağı* dakilerden hangisidir?
A)   Gerçek, tekil değil somuttur.   B)   Doğru bilgi olanaklı değildir.
C)   Biigi deneyimlerin ürünüdür.   D)   Gerçek, duyusal aîana dayalıdır.         E)   Asıl gerçeklik düşünsel olandtr.
 
21. İnsan doğa karşısında kendini koruyabilmek İçin, onun karşısına aklını kullanabilme yetisiyle çıkar; amacı, ona egemen olabilmektir. İşte insanın doğaya egemen ol­masını sağlayan şey, onun güçleri hakkında elde ettiği bilgi olmaktadır.Bu parçaya göre "bilgi" ne sağlar?
A)       İnsanlar arasında işbirliği yapmayı
B)       Doğanın olanaklarından olabildiğince yararlanma­yı
C)       İnançların gereğini yerine getirmeyi
D)       Tutkularına uygun yaşam sürmeyi
E)       Çevrede olan bitene karşı kuşkuyla yaklaşmayı
 
22.    Bilginin ortaya çıkışı için iki şey gereklidir. Bunlardan biri, bilme ihtiyacında olan düşünen insan; diğeri ise bilinme durumundaki düşünülebilen varlıktır. Bunlar­dan birincisine suje, ikincisine de obje denilmektedir.Buna göre bilgi nasıl oluşmaktadır?
A)       Düşüncenin çelişkilerden arındırılmasıyla
B)       İnsanın doğal güzelliklere beğeniyle yaklaşmasıyla
C)       Sujenin, objeyi düşüncesine konu yapmasıyla
D)       Varlıklardan, gereksinimlerin karşılanmasında yararlanılmasıyla
E)       Sujenin, objelerin duyusal hazzına kavuşmasıyla
 
23. İnsanın, başta kendisi olmak üzere bütün bir varlık dünyasını anlama merakı, bilginin varoluş şartı olmak­tadır.Bu cümleye göre bilginin ortaya çıkmasında aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur?
A)       İnsanın, düşünce zenginliği sağlama girişimi
B)       İnsanın, kendisinin de içinde bulunduğu evreni tanıma isteği
C)       Doğayı denetim altına almaya yarayacak araçlar yapma düşüncesinin oluşması
D)       Kazanımlarını başkalarıyla paylaşmak isteyen kişi­lerin varlığı
E)       Kendini erdemli sayan insanın, bunun gereklerini yerine getirmesi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1- Bir konuda birden fazla doğru olabileceği ve bir doğruya birden fazla yol ile ulaşılabile-   ceği düşüncesi, bir mantık sistemidir.doğrunun değişebilirliği gerçeği,esas almamız gereken bir düşüncedir.bir bilgi A düzleminde doğru olurken,B düzleminde yanlış olabilmektedir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A)bütün varlıkların tabiatın parçası olduğu ve değiştiği
B)varlık ve olaylar karşısında bilimsel tavır takınılması gerektiği
C)varlıkların koşullara göre değiştiği ve mutlak doğru bilginin imkansızlığı
D)felsefenin değişen şartlara göre şekil alması gerektiği
E)doğru bilgiye akıl ve mantık yoluyla ulaşılabileceği
 
2-“Her şeyi bildiğini iddia eden bir soylu olmaktansa bilmediğini bilen bir köylü olmayı yeğlerim.”   Bu düşünce aşağıdakilerden hangisi ile çelişir?
A)insan aklı her şeyi bilmeyebilir.
B)insanın değerini belirleyen her şey,nasıl düşündüğü değil kim olduğudur.
C)yaşamda ön yargılardan uzak durulmalıdır.
D)bilgi edinmede sorgulayıcı yaklaşımın önemli bir yeri vardır.
E)bildiğimiz iddia ettiğimiz bilgilerin hepsi doğru olmayabilir.
 
3-Huxley “Bilinen bilgilerimizde belirli bir sınır vardır,bilinmeyenlerde ise yoktur.insan aklı,anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada bulur.her kuşağa düşen iş ise bu adaya biraz daha toprak katarak onu büyütmektir.” Sözüyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A)her şeyi bilmenin imkanı yoktur.
B)insan evrende her şeyi bilecek kapasitededir.
C)bilinmeyenler,bilinen bilgilere göre daha fazladır.
D)hayatın amacı mutlu bir yaşam sürmektir.
E)insanın en önemli görevi bilgi birikimini artırmaktır.
 
4- Günümüzdeki hakim anlayışa göre bilgi, “duyu organları ve zihinsel yetiler aracılığı ile nesneler  hakkında oluşturduğumuz yargılardır.” Duyu organları aracılılığıyla nesneler algılanır,algılardan kavramlara ulaşılır ve kavramlar arasında bağıntılar kurularak yargılar verilir.Böylece elde edilen ürüne bilgi denir. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır?
A)mutlak bilgi yoktur.
B)bilginin temel özelliği göreceliktir.
C)doğru bilginin kaynağı akıldır.
D) bilgi özne ile nesne arasında ki ilişkiden doğar.
E)genel-geçer bilgiye ancak deneyimlerle ulaşılır.
 
5-İnsanlar doğada bulunan varlıklarla kusurlu da olsa bazı basit araçlar yapmaya başladılar. Zamanla daha kusursuz ve kompleks nesneleri yapabildiler.insan zihni de aynı şekilde kendi doğal güçleriyle işe başladı ve böylelikle ilk entelektüel aletleri yani düşünme yönteminin ilkelerini oluşturdu.Bunlar aracılığıyla araştırmaların bilgeliğin doruğuna derece derece ulaştıracak daha ileri yöntem ve bilimsel gücü kazandı. Parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A)bilginin belli bir sürede teknolojinin geliştirilmesiyle oluştuğu
B)bilgiye ulaşmada zihnin kullandığı yöntemin aşama aşama oluştuğu
C)insanı,evrenin kesin bilgisine ulaşmasının imkansız olduğu
D)insan nesneleri yapabilme bilgisinin sınırlı olduğu
E)insanın kendine faydalı olan bilgilere yönelmesi gerektiği
 
6-Gazali insanda;biri dış dünyaya çevrilmiş olan “fiziki göz”,diğeri iç dünyaya    yönelmiş olan “ kalp gözü” olmak üzere iki tür gözün bulunduğunu söyler. “kalp gözünü” yani   iç görüyü ,evrenin gerçek nedenlerini bilen,kavrayan ve insanı tanrıya götüren göz   olarak düşünür.evrensel gerçeklik ancak bu ikinci gözle anlaşılabilir.insan bu yeteneklerinden dolayı diğer tüm varlıklardan üstündür. Gazali’nin bu düşüncesine dayanarak Aşağıdaki yargılarda hangisine ulaşılır?
A)her insan duyu bakımından farklıdır.
B) gerçek ancak sezgisel bir yol ile anlaşılabilir
C)hakikatin bilgisine duyu yoluyla ulaşılır.
D)gerçeğin kavranması mümkün değildir.
E)evrendeki değişmeni esası akılla bilinir.
 
 
 
7-Sofistler eski yunan sitelerini dolaşarak ders veren öğretmenlerdi. İlk kez bilgi konusuyla ilgilenmiş ve her insanın bilgisinin kendisine göre savunmuşlardır. Herkesin üzerinde anlaşacağı bir bilgi söz konusu olmayacağına göre benimsenmesi gereken işe yarayan bilgiler olmalıydı.
Buna göre aşağıdakilerin hangisi sofistlerin savunduğu bir fikir olamaz?
A)İnsan doğru bilgi elde edemez.
B)Genel-geçer bilgiler söz konusu olamaz.
C)Her şeyin ölçüsü insandır.
D)Yararlı olan doğru olandır.
E)Hiçbir şeyden şüphe etmemek gerekir.
 
8-Platon iki dünyanın var olduğunu savunur. Bunlardan biri duyularla kavranan ve her an değişebilen duyular dünyasıdır. İkincisi ise akılla kavranan hiç değişmeyen idealar dünyasıdır. Doğru bilgi ideaların bilgisidir.Aşağıdakilerden hangisi Platonun bu görüşlerini doğrulayan bir örnek olamaz?
A)Güzel kadın ölür,ama güzellik sonsuza kadar aynı kalır.
B)Kağıt üzerindeki şu daire kaleminizin bir hareketi ile kaybolur,ama zihnimizde daire hep durur.
C)İyi insan kötü olabilir,ama iyilik hep iyilik olarak kalır.
D)Doğru bilgi değişen şeylerin bilgisi olduğundan doğruya yönelik bilgiler hep doğruluklarını korur.
E)Cesur insan, cesaret ve insan ideaları var olduğu için vardır.
 
9)Gazali akılla ve duyularla elde edilen bilgilerin gerçeği yansıtmadığını savunur. Her şeyden şüphe eder ve bu şüphe krizinden ruhuna verdiği ışık sayesinde kurtulduğunu söyler. Ona göre insanda bir kalp gözü vardır. İnsan ancak onunla gerçeği görür.gerçeği bütün açıklığı ile kavrar. Var olan her şey bir aynada olduğu gibi aracısız olarak ve bütün açıklığı ile onda görünür. Yapılacak olan kalp gözüyle doğruluk arasına giren perdeleri ortadan kaldırmaktır. Bu yapıldığında insan,bilim ve felsefe yoluyla kavrayamadığı her şeyi açık ve seçik olarak kavrar.Buna göre gazeli aşağıdakilerden hangisi ile doğru bilgi edinebileceğini savunmuştur?
A)Akıl            B)Duyum           C)Çağrışım
D)Sezgi         E)Dinsel doğrular.
         
10-“Dilin yapısı gerçeğin de yapısını belirler.” Diyen analitik felsefe taraftarları bu görüşleri doğrultusunda aşağıdaki fikirlerden hangisini kabul etmezler?
A) Dille gerçekliğin yapısı aynıdır.
B)dilin analizi gerçekliğin analizi demektir.
C)dille ifade edilmeyen şeyler anlamsızdır.
D)dilin sınırları gerçeğin de sınırlarıdır.
E)dil gerçeği yansıtmada sadece araçtır.
 
11-Bilinebilir olan sadece gözlenebilen olgulardır.
Her olgu ancak başka olguyla açıklanabilir.
Bilimsel bilgi olgulara dayana bilgidir.Bu görüşler aşağıdaki düşünürlerin hangisine aittir?
A)Bergson            C)Kant
B)Compt              D)Husserl
E) Wittgenstein
 
12- Başta Pyrrhon ve Timon olmak üzere septik düşünürler nesnelerin gerçek yapılarının kavranamayacağını bu yüzden nesneler hakkında yargıda bulunulmaması gerektiğini söylerler. Septik düşünürlerin bu iddialarıyla ulaşmak istedikleri sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
 A)gerçeğe ulaşmak         B)dogmatizme karşı çıkmak
C)her şeyden şüphe etmek    D)mutluluğa ulaşmak
E)tanrısal gerçekleri savunmak
 
13-Husserl,olayların içindeki özleri araçsız sezgiyle yakalayabilmek için bazı öğelerin dışarıda bırakılmasını veya paranteze alması gerektiğini savunur.Bu öğeler; toplumsal çevreden,dinden gelen kanılar, varoluşla ilgili yargılar,zaman gibi kavramlardır.Ancak bu öğeler dışarıda bırakılırsa fenomenlerin içindeki özlere ulaşabilir ve doğru bilgi elde edilir. Husserl’in fenomenlerin doğrudan ve araçsız sezgisiyle kavranmasının yöntemini gösteren sistemi aşağıdakilerden hangisidir?
     A)analitik felsefe      B)pozitivizm
    C)fenomenolji       D)rasyonalizm     E)kristizm
 
 
14- Kimi filozoflar gerçeği insan zihninin bir yansıması olarak görürler.    Gerçeği bu şekilde açıklayan bir filozofun görüşlerine aşağıdakilerden hangisi ters düşer?
A)gerçek insan zihni tarafından şekillendirilir.
B)bütün gerçeklik beynin bir sınırlamasıdır.
D)insan gerçeğe zihin kategorileri aracılığıyla ulaşır.
E)zihin ancak madde dünyasını kavrayabilir.
 
15-“Şüphe etmek düşünmektir.Düşünmekse var olması var olmayı gerektirir.Düşünüyorum,öyleyse varım.İşte bu,asla şüphe edemeyeceğim bir bilgidir.” Diyen Descartes,şüpheyi septik düşünürlerden farklı olarak nasıl kullanmıştır?
A)dogmaları yıkmada araç olarak
B)gerçeğe ulaşmada amaç olarak
C)doğru bilgiler elde etmede araç olarak
D)varlığını kanıtlamada amaç olarak
E)Tanrı’nın varlığını kanıtlamada amaç olarak
 
16-Pozitivizme göre sadece olgulara dayanan bilgiler doğrudur.İnsan sadece olguları bilebilir.olguların dışında hiçbir şeyi bilemez. Buna göre pozitivizmi benimseyen bir düşünürün aşağıdakilerden hangisiyle ilgilenmesi gereksizdir?
A)olguları olgularla açıklamak
B)olgulara dayalı bilimsel bilgiler elde etmek
C)bilimsel bilgilerin olgulara uygunluğunu araştırmak
D)bilimsel bilgileri sınıflandırmak
E)Tanrı, ruh gibi kavramları olgularla açıklamaya çalışmak
 
17-Descartes,”Önceden elde edilmiş tüm bilgilerden kuşkulanmak gerekir.Sağlam ve kuşku gerektirmeyen düşünceden yola çıkılmalıdır.” Sözleriyle septisizme hangi boyutu kazandırmıştır?
A)Şüphesiz duyguya ulaşılamayacağı
B)daha önceki bilgilerin tümünün doğruluğunun kuşkulu olduğu
C)Duyulardan kuşku duymanın doğru olmadığı
D)kuşkunun bir amaç olması gerektiği
E)kuşkunun bir yöntem olarak kullanabileceği
 
18-“dogmatizm de bir felsefedir.ancak felsefenin ölmesi demektir.”Bu sözler dogmatizm teriminin hangi anlamı göz önüne alınarak söylenmiştir?
A)doğru bilginin mümkün olduğunu savunma
B)bir düşünceyi araştırmadan,eleştirmeden bir otoriteye dayanarak açıklama
C)doğru bilginin akılla elde edilemeyeceğini savunma
D)doğru bilginin elde edilemeyeceğini savunma
E)metafizik bilgileri ele alma
 
19-“Var olmak algılanmış olmaktır.” Bu görüşün temelinde aşağıdaki fikirlerden hangisi yer alır?
A)Bilinebilir olan sadece olgulardır
B)bilginin tek kaynağı duyumdur.
C)bilgi sezgisiz elde edilemez
D)bilgi akılla elde edilebilir.
E)algılar dille aktarılırsa gerçek olur.
 
20-Uzayda bir cismin hareketini düşünelim. Cismi, hangi bakış açısındaysak,o bakış açımıza göre hareketliyse hareketli,durağansa durağan algılarız.Onu hangi eksenleri veya hangi noktaları başvurma yerleri olarak almışsak ona göre dile getiririz.Bunu yaparken de dildeki sembolleri kullanır ve o sembollere göre ortaya koyarız. Bu ifadelerden aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılabilir?
A)bilgilerimiz dille ifade edilir.
B)bilgilerimiz akıl yoluyla kazanılır.
C)bilgilerimizin doğruluğu her zaman kuşkuludur.
D)bilgilerimiz görelidir.
E)bilgilerimiz genel-geçerlidir.
 
21. İnsan, içinde yaşadığı evreni duyulan aracılığıyla algı­lamaktadır. Algıladığı objeler zihinde birtakım izler bı­rakmakta, sonra zihin soyutlamalar yaparak kav­ramlara ulaşmaktadır. Bu kavramlar arasında bağıntılar kurmak suretiyle insan çıkarımlara, yargılara ulaşa­bilmektedir. Bu eylemlerin sonucunda elde edilen veri­ler toplamına bilgi denmektedir.
Buna göre bilgi hangi süreçte ortaya çıkmaktadır?
A)       Doğal gereksinimleri giderme
B)       Duyguları paylaşma
C)       İnsanlar arasındaki işbirliği
D)       Varlıkları düşünceye konu etme
E)       Korkulardan arınma
 
22. Din, konusu bakımından mutlak gerçeklik olan Tanrı karşısında insanın ve evrenin konumunu, İnsanın öne­mini ve görevini tayin eden bir inanç sistemidir. Bu inanç, varlığı tartışmasız kabul edilen Tanrı'nın insanlar arasından seçtiği elçiler aracılığıyla bildirdiği hakikat­lere şüphe duymaksızın inanma şeklinde ortaya çık­maktadır.Bu parçada dini bilgilerde aşağıdaki niteliklerden hangisinin bulunduğu belirtilmektedir?
A)       Eleştirel olma
B)       Mutlak inanca dayanma
C)       Diğer bilgilerin temelinde yer alma
D)       Kendini sürekli yenileme
E)       Tutarlı bir bütün oluşturma
 
23. İnsan yaşamında bilgi, onun hayret ve merak duy­gusunu tatmin ettiği ve doğa karşısında insanı güçlü bir konuma getirdiği için vazgeçilemez öneme sahiptir.Bu parçada bilginin önemi aşağıdakilerden hangi­sine dayandırılmaktadır?
A)       Yeni olanı vermesine
B)       Anlama isteğini karşılama İle birlikte doğayı dene­tim altına almaya olanak vermesine
C)       İnsan ile diğer varlıklar arasında kurulan bağın so­nucu olarak ortaya çıkmasına
D)       Birikimli olarak ilerlemesine
 
24)Düşünme yetisinin bir ürünü olarak ortaya konulabilmesine7. Bilimin amacı olguları açıklayıcı bilgi ortaya koyabil­mek iken, tekniğin amacı bilimin ortaya koyduğu sonuçları pratiğe dökerek üretime dönüştürmektir.Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine varılabilir?
A)     Her bilimsel çaba, teknik yararla sonuçlanır.
B)     Bilimin amacı tekniğin amacıyla aynıdır.
C)     Teknik, bilimin uygulanabilir yönünü oluşturur.
D)     Teknikte önemli olan süreç, bilimde ise sonuçtur.
E)     Bilimin değeri, gerçekte tekniğe verilen değeri yansıtır.
 
25. Bilim tarihi bize göstermiştir ki, İnsanlığın elde etmiş olduğu bilgi birikiminde çeşitli din ve kültüre sahip milletlerin de payları bulunmaktadır. Bu bakımdan bilim­sel bilgi, insanlığın ortak kullanımındadır.Bu parçada bilimsel bilginin hangi özelliği vurgu­lanmaktadır?
A)     Evrensel olma
B)     Tutarlı olma
C)     Birikimli olarak ilerleme
D)     Gözleme dayanma
E)     Akıl İlkelerine dayanma
 
26)Aristoteles, havada bırakılan ağır cisim, kütleleri aynı olsa da hafif cisimden önce yere düşeceğini ileri sürdü. Bu iddianın geçersizliğini Galileo, Piza Kulesine çıkıp aynı tip biri büyük ve ağır, diğeri küçük ve hafif iki taş parçasını aynı anda yere bırakarak gösterdi.Bu parçada bilimsel bilginin daha çok hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Tutarlı bilgiler içerme
B)       Genellenebilir olma
C)       Kesin olma
D)       Akıl ilkelerine dayanma
E)        Deney ve gözleme dayanma
 
27)Bilimin bir yığın dağınık, ilişkisiz önermelerden oluşmamaktadır. Bilimde bilgileri dile getiren önermeler mantıksal bir ilişki içindedir. Önermeler kendi içerisinde ve diğer önermelerle tutarlı, sistemli ve düzenli bir bütünlük oluşturmaktadır.Bu parçada temel olarak bilimin hangi özelliğine yer verilmektedir?
A)       Nesnel olması
B)       Eleştiriye açık olması
C)       Birikimli olarak ilerlemesi
D)       Öndeyi imkanı sağlaması
E)        Aklın ilkelerine uygun olması
 
 
1)Duyumcu şüphecilik akademik şüphecilikten yaklaşık 200 yıl sonra doğmuştur. Sextus Empricus bunların kanıtlarını üç maddede özetlemiştir.
-Duyu bakımından her insan farklı yaratılmıştır.
-Algılar içinde bulunulan şartlara göre değişir.
-Aynı şeyler farklı insanlarda farklı etkiler yapar.
Bu parçada bilgi felsefesinin hangi problemi vurgulanmak istenmiştir?
A)       Bilginin supjektif relativist olusu.
B)       Bilginin imkansızlığı problemi.
C)       Bilimsel açıklama nasıl olmalıdır.
D)       Bilginin relativizmi.
E)        Bilginin nasıl oluştuğu problemi.
 
2)En yalından en soyut fikirlerimize kadar tüm düşüncelerimiz duyular algıdan veya iç algılardan doğar. Zihin başlangıçta üzerine hiç yazı yazılmamış boş bir kağıt parçası gibidir. Her şey yaşantı sonucu ortaya çıkar.Parçada sözü edilen emprist görüş aşağıdaki seçeneklerden hangisinde tam karşılığını bulur?
 
A)       Kavram ve fikirler doğuştan gelir.
B)       Tüm düşünce ve kavramları kaynağında duyular ve tecrübe vardır.
C)       Kavram ve fikirler sadece dış duyuma aittir.
D)       Kavram ve fikirler insana özgü kalıtımla aktarılır.
E)        Kavram ve fikirler içsel yaşantı olan sezginin ürünüdür.
 
3)Gerçekte nesneller görünüşler aleminde değil, düşüncelerimizdedir. Üçgen, kare, elips şu görünen değil, düşüncemizde ki kavramdır, ideadır, fikirdir. Onları benim düşüncem var etmektedir.Bu düşünceye göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşabiliriz.
A)   Kendi bilinç dünyamızda farklı bir gerçeklik vardır.
B) Bütün bilgilerin kaynağında algılar vardır.
C) Nesneller sadece görünüşten ibarettir.
D) Varlık alanıideallerin görüntüsünden ibarettir.
E) Akıl varlık hakkında bize bilgi sağlayamaz.
 
4)“Her şeyin ana kaynağı ve kucağı su”dur diyen Thales’in düşüncesi aşağıdakilerden hangisini içermez?
F)        Nesneler arasında bir çoklukta birlik vardır.
G)       Nesnelerin tümünün bir kaynağı ve sonu vardır.
H)       Doğada görünenlerin bağlı bulunduğu bir öz vardır.
İ)         Gerçekte var olan nedir?
J)        İnsanın dünyadaki davranışının ölçütü nedir?
 
6)Karmaşık bir yapıya sahip olan bir insan doğduktan sonra farklı kaynaklardan çok çeşitli bilgiler edinir. Birçok bilgi günlük tecrübe ile kazanan insan, bu tecrübeyi aşarak deneysel bilgiye ulaşır toplum içinde yaşayan bir varlık olmasıyla da etik dediğimiz ahlaki değerler edinir yine beğeninin getirdiği estetik değerlere sahip olur. İnsan nedir sorusunun yanıtı tüm bu bilgilerin bileşkesidir.Bu parçaya dayanarak bilgi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
 
A) En nesnel bilgi bilimsel bilgidir.
B) Bilginin değeri sağladığı faydalara bağlıdır.
C) Doğru bilgi konusunda genel geçer bir yarıgıdan bahsedilemez.
D) insan yaşamı bilgi türlerinin katkılarıyla zenginleşir.
E) Bilginin sınırları algının varlığı ile sınırlıdır.
 
7)Sokrates bilgi konusundaki görüşlerini annesinin ebelik mesleğinden yola çıkarak açıklar. “Bir ebe nasıl var olan bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı oluyorsa öğretmen yada filozof da öğrencisine bir şey öğretemez. Ancak onun aklında gizli kalmış bilgilerini ortaya çıkarabilir.”Sokrates’in bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A) Bilgi doğuştan var olan bir potansiyeldir.
B)   Var olmak algılanmış olmaktır.
C) Bilginin kaynağı sosyal varlığımızdır.
D) Bilgi günlük yaşamla elde edilir.
E) İnsan beyni doğuştan bir levha gibidir. 
 
8)Felsefe tarihi boyunca süren bitmez tükenmez tartışmalardan biri bilginin kaynağı konusudur. Sokratesten Descantes’e birçok filozof bilginin kaynağı olarak aklı görürken Locke’ten Hume’a kadar birçok filozof ise bilginin kaynağını deneyde görmüştür. Kant ise bu kavgayı Kritik felsefesi ile “Bilginin oluşması için deney gereklidir ama deney içinde akıl” diyerek bitirmiştir.Kant’ın bu yaklaşımının temelinde aşağıdaki görüşlerden hangisi vardır?
 
A)       Felsefe tarihi bilinmeden felsefe yapılmaz.
B)       Bilginin temelinde duyular ve deney vardır.
C)       Her bilgi belli bir varsayıma dayanır.
D)       Doğru karşıt görüşlerin uzlaştırılmasıyla oluşur.
E)        Mutlak doğru yoktur.
 
9)Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka bir şey değildir. Bir kerekcikte olsa tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde edildiğini gerekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığı, sonsuz sayıda, başka hakikatların da var olduğunu fark eder.Galileo’nun bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A)       Mutlak bilgi sezgiye dayanarak elde edilir.
B)       Bilgi sınırsızdır.
C)       Her bilgi değerlidir.
D)       Gerçek ancak bilimle ortaya konabilir.
E)        Mutlak bilgi deneysel bilgidir.
 
10)Ben doğuştan araştırıcıyım, bilgiye karşı büyük bir susuzluğum var. Bilmek için, içimde beni bunaltan bir hırs duyuyorum. İleriye doğru attığım her adımda beni sevindiriyor. Bir zamanlar bilgili olmanın insanın bir onuru olduğuna inanıyordum. Bilgisiz halk takımını aşağı görüyordum. Rousseau benim gözlerimi açtı; Bendeki aldatıcı üstünlük duygusu kayboldu; insanlara karşı saygı duymayı öğrendim.
Kant’ın bu sözlerine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A)       Bilgi güçtür.
B)       Her bilgi değerlidir.
C)       Bilginin elmas kılıcı her şeyi keser.
D)       Bilginin değeri sağladığı faydaya bağlıdır.
E)        Halkın ruhuna dayanmayan bilgi boş bir bilgidir.
 
11)Nehirde bir sandalda yolculuk yapan filozof, kayıkçıya “Platon’u tanırmısın?” sorusuna olumlu cevap alamayınca “Hayatının yarısı gitti” demiş. Kayıkçı “Peki sen yüzme bilirmisin?” sorusuna “hayır” diye cevap alınca “Senin hayatının tümü gitti” diye alaylı bir tepki gösterir.Bu parçada eleştirilen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Tüm bilgilerimizin kaynağı dış duyumlardır.
B)       Varlıkların var oluşu düşüncenin sınırları içinde aranmalıdır.
C)       Gerçeği ancak deney ve gözleme dayalı bir tutumla yakalayabiliriz.
D)       Varlıkların nedeni nesnel gerçekliklerdir
E)        Duyularla kavranan gerçek doğru bilginin kaynağı olamaz.
 
12)“Yeniçağın başlarında önce Kepler ve Galileo’nun sonra Newton’un getirip yerleştirdikleri bilim ilkeleri ve yöntemleri yavaş yavaş bütün doğa alanlarına uygulanmıştı. Daha sonra da doğa bilimlerinin yöntemleri pozitivist felsefeciler insan bilimlerine uygulanmaya çalışıldı.”Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A)       Kepler ve Gallillei bilimde önemli adımlar atmışlardır.
B)       Yeniçağ tabiat bilimlerinin yüzyılıdır.
C)       Tabiat bilimleri tarafından geliştirilen yöntemler yagınlaşmıştır.
D)       İnsan bilimleri tabiat bilimlerinin etkisiyle yöntemlerini belirlemez.
E)        Newton doğa bilimlerinin en büyük öncülerindendir.
 
14)Sofist Protagoras’a göre “İnsan her şeyin ölçüsüdür. Hem var olanın hem de var olmayanın ve birbirine zıt iki görüş aynı ölçüde doğrudur.”
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Protagoras’ın bilgi görüşüne uygun bir yargı değildir?
A)       İnsan için mutlak bilgiye ulaşmak olanaksızdır.
B)       İnsan bilgisi göreli bir doğruluk değerine sahiptir.
C)       İnsan aklı ve duyuları doğru bilgi elde etmekte yetersizdir.
D)       Doğru bilgi sezgisel yolla elde edilir.
E)        İnsan için öznel sanılar dışında bilgi elde etmek olanaklı değildir.
 
 
 
 
 
15)D.Hume, olgunlar arasındaki ilişkileri dile getiren olguların zorunlu olarak doğru olmadıklarını söyler; Çünkü nedensellik ona göre, bilinemez ve temellendirilemez. Nedensellik ilkesine göre her şeyin bir nedeni vardır ve belirli koşullar içindeki aynı neden, daima aynı sonucu doğurur. Hume iki olay arasında böylesine zorunlu bir ilişki olduğunu neden bildiğimizi araştırır nedenin içinde sonucu çıkarmamız mümkün değildir. Asağıdaki örneklerden hangisi Hume’un bu anlayışına ters düşmektedir?
A)Havaya atılan her cisim yere düşer.
B)Evrenin başlangıcı belli kuramlarla açıklanabilmektedir.
C)Sıcaklık kavramında hareket edilerek ısıtılan metaller genleşir sonucuna varılamaz.
D)Evrendeki nesnelerin düzenlenişinde bir süreklilik gözlenebilir.
E)İnsanın dışındaki bir dünyanın var oluşu temellendirilemez.
 
17)Aristoteles’e göre insan zihni bilgiye değil bilgi meydana getirme yeteneğine sahiptir. Bu yeteneğinin gelişmesi için dış aleme ait gözlemlerin ve duyu organlarının faaliyetlerine gereksinim vardır. Duyu organlarının faaliyeti ve dış aleme ait gözlemler olmadan bilgi meydana gelmez. Duyu organlarının ve gözlemlerin bildirdiklerini işleyecek, onları düzene sokacak sentez yapacak ise akıldır.Aristotales bu görüşünde aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
A)       Pratik yararı olan bilgilerin insan yaşamında daha işlevsel olduğu.
B)       İnsanın hiçbir bilgiye kesin olarak sahip olamayacağı.
C)       Zihninde hazır bilgilerin değil, duyu işleme yetisinin bulunduğunu.
D)       Bilgiye ulaşmak için ilk yapılması gereken şey bulunduğu mevcut bilgiden şüphe etmek olduğu.
E)        Bilginin zihinde potansiyel güç halinde bulunduğu.
 
18)Bir şeyin ne olduğunu bilmeden bilgeliğin olanaksız olduğunu söyleyen Sokrates, kavram ve sözcüklerin anlamını belirlemeye çalışır. Bu nedenle bilgi nedir? Erdem nedir? Özgürlük, adalet nedir? Cesaret, devlet nedir? Gibi sorular sorarak insanları düşünmeye ve düşünce ilkeleri ile sonuca ulaşmaya yöneltir. Böylece tutarlı ve çelişkisiz bilgiye ulaşabileceğini savunur.Bu parçadan hareketle, Sokratesin görüşüyle ilgili ulaşılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A)       Akıl doğru bilgiye ulaşmanın tek yoludur.
B)       Evrensel bilgiye ulaşmak imkansızdır.
C)       Duyulan doğru bilgiye ulaşmada yetersizdir.
D)       Varlıklar bize nasıl görünüyorsa gerçekler öyledir.
E)        Nenelik kişiden kişiye değişir.
 
20)İnsanlık kolayca cevaplanamayacak önemli sorularla karşı karşıyadır. Bu durumda insanın karşısına iki seçenek çıkar; yabilmeye değer şeyleri biliyormuş gibi yaparak kendimizi ve herkesi kandırabiliriz yada gözlerimizi bu sorulara kapayıp cevap aramaktan vazgeçebiliriz.Sokrates kendinden çok emin ne de vurdum duymazdır. Tek bir şey biliyordu yalnızca buda hiçbir şey bilmediğiydi. Ve bundan huzursuzluk duyuyordu. Böylece bir filozof yani vazgeçmek bilmeyen durmadan gerçek bilgiyi arayan biri oldu.Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A)       Felsefede soru sorma mantığı cevaplardan çok daha önemlidir.
B)       Filozof durmadan gerçeği arayan kişidir.
C)       İnsan mutluluğu için bilmeye değer şeyleri öğrenmelidir.
D)       Bilgili olmak felsefe yapabilmek için gereklidir.
E)        Bilgelik bilgilerin ilerlemesi için çaba harcamaktır.
F)         
21)İnsan, içinde yaşadığı dünyadaki varlıkları tek tek algılar. Bunlardan ayrı ayrı bilgilere ulaşır ve bunları genelleştirir. Bunlar algıya dayalı gündelik bilgilerdir. Gündelik bilginin kaynağı duyarlıdır; geçerliliği ve doğruluğu kişisel deneyimlere dayanır, yaşamı kolaylaştırır.Bu parçaya dayanarak gündelik bilgi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A)Varlığı açıklamaya çalışırken bilimin verilerini kullanır.
B)Evrensel bir bilgi ortaya koymaya çalışır.
C)Bütün varlığı sorgulayarak değişmez kurallara ulaşır.
D)İnsanın derin seziş ve hayal gücünün bir eseri olarak ortaya çıkar.
E)Yaşam koşulları içerisinde tecrübeyle oluşan, pratiğe yönelik bilgilerdir.
 
22)Gündelik bilginin kaynağında, hepimizin aşağı yukarı aynı biyolojik, fizyolojik yapıya ve benzeri toplumsal koşullara sahip olmamız yatar. Hepimiz yağmurun ıslattığını, yemenin açlığı gidereceğini ve sonbaharın arkasından kışın geleceğini biliriz. Bu bilgi bilinçli ve sistemli bir araştırmaya dayanmaz.Bu parçadan aşağıdaki verilerden hangisine ulaşılabilir?
A)İnsan yaşamında deneyimlerin ürünü olan bilgiler vardır.
B)İnsan yaşamında her şey önceden belirlenmiştir.
C)Her insanın olayları yorumlamalarındaki bakış açıları farklıdır.
D)Toplumsal koşullar her insanı dayanışmaya yöneltir.
E)Filozofların toplumsal olaylara yaklaşımı farklıdır.
 
23)Teknik bilgi, salt doğa bilimleri bilgisinin olgulara uygulanmasıyla meydana gelir. Teknik bilginin bir tek amacı vardır; o da insana yaşamında rahatlık ve kolaylık sağlamaktır. Bilimsel bilgi ise öncelikli olarak fayda amacı gütmez. Yararlı olmak teknik bilginin ana özelliğidir.Bu parçadan teknik bilgiye ilişkin aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılabilir?
A)       Bilimlere göre daha karmaşık bilgiler içerir.
B)       Pratik amaçlara yönelir.
C)       Bilimsel bilginin dayanak noktalarını oluşturur.
D)       Sadece bilgiye ulaşma amacı taşır.
E)        Evreni bir bütün olarak açıklamaya çalışır.
 
24)Bilimin amacı salt bilgi olmasına karşın, tekniğin amacı ortaya bir şey koymaktır, üretimdir. Örneğin cisimlerin ısıyla genleştiğini söylemek teorik bir bilgidir. Bu teorik bilgiyi bir metal parçasına uygulamak tekniktir.Bu parçaya göre teknik, aşağıdakilerden hangisini ifade eder?
A)       Varolan bilgileri karşılaştırmayı.
B)       Varlığın özüne yönelik sorular sormayı.
C)       Teorik bilgilerden pratik alanda yararlanmayı.
D)       Hakikate ulaşma çabasını
E)        Geleceği kavrama isteğini
 
25)Felsefenin, evrenin sırrını yalnızca insan aklının imkanları ile bilebileceği iddiasına karşılık, din bu bilgiye ancak Tanrı’nın bildirmesi ile erişilebileceğini ileri sürer. Buna bağlı olarak felsefenin, insandan akıl yürütme, temellendirme istemesine karşılık; din, insandan inanma, iman etme ister.Bu parçaya göre din, aşağıdaki özelliklerden hangisini taşımaktadır?
A)       Mutlak inanca dayanır.
B)       Farklı bilgi türlerini karşılaştırır.
C)       Gerçekliği bütünüyle sorgular.
D)       Kişisel deneyimlerden ortaya çıkar.
E)        Bilginin sınırları içerisinde kalır.
 
26)Doğal ihtiyaç olan mutlak bir güce inanma, dini bilginin temelini oluşturur. Nasıl Yahudiliği kabul eden bir kimse, onun algılanış biçimine, inanç ilkelerine, varlık açıklamalarına inanıyorsa, Hıristiyanlığa ya da İslamiyete inanan bir kimse de, bu dinlerin değer yargılarına ve evren açıklamalarına inanır. İnanç öyle güçlü bir ihtiyaçtır ki, dinlerin verdiği bilgiler bilimsel açıklamalara ters düşse bile, bu inanma ihtiyacı dinleri yaşatmaya devam eder.Bu parçada dini bilgi ile ilgili daha çok aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A)          Varlığı ve doğayı açıklamaya çalıştığı
B)          Öznel bir nitelik taşıdığı
C)          Mutlak inancı gerektirdiği
D)          Pratik amaçlara yöneldiği
E)           Neden-sonuç ilişkisini irdelediği
 
27)Bilim, taraf tutmayan, kişilere göre değişmeyen genel geçerliliği olan bir bilgidir.Burada, bilimsel bilginin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A)       Nesnel olma
B)       Birikimli olarak ilerleme
C)       Neden-sonuç ilişkisini belirleme
D)       Geçerli bir yöntem kullanma
E)        Akıl ve mantık ilkelerine dayanma
Bilimsel bilgi, bir milletten çıkmasına karşın, bir milletin malı değildir.Burada, bilimsel bilginin hangi özelliği söz konusu edilmektedir?
A)Kesin olması   B)İlerleme göstermesi
C)Objektif olması    D)Evrensel olması    E)Akla dayanması
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
   
Bugün 203136 ziyaretçi (288769 klik) kişi burdaydı!
Alper Şaşmaz Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol