1.Varlığı hiç bir şeye bağlı olmayan, varlık nedeni kendisi olan varlık anlamında ve daha çok tanrı için kullanılan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) İdea B) Tin C) Ruh
D) Töz E) Salt
2. Aşağıdaki kavramlardan hangisi din felsefesine ait olamaz?
A) İnanç B) Tapınma C) Eleştiri
D) Kutsal E) Vahiy
3. Aşağıdakilerden hangisi dini bilginin özelliklerinden
değildir?
A) Dogmatiklik B) İnanca dayalılık
C) Normatiflik D) Olgusallık E) Kutsallık
4. İnsan hayatını anlamlandırma amacı taşıyan ve akla dayalı bir etkinlik olarak ....... insana huzurun kapısını aralayamadığından ....... insanlar için hep bir umut kaynağı olmuştur.Bu parçadaki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangileri gelmelidir?
A) Sanat – Teknoloji B) Bilim – felsefe
C) Din – Felsefe D) Felsefe – Din
E) Anlam bilimi – Matematik
5. Aşağıdakilerden hangisi dinin amaçlarından değildir?
A) Hayatı anlamlandırmak
B) Kurallar koyarak düzen kurmak
C) Öte dünya ile ilgili sorulara yanıt vermek
D) Doğa kanunlarını açıklamak
E) Tanrı hakkında bilgi vermek
6. Doğada gizli ve güçlü varlıkların etkisi olduğuna
ve adeta tanrısal bir donanım bulunduğuna inanmak
durumunu ifade eden anlayış aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Animizm B) Antropomorfizm C) Monizm
D) Politeizm E) Sansüalizm
7. Hegel'in doğada, tarihte ve devlet iktidarında "içkin" olduğuna inandığı ve "Tanrısal ruh" olarak nitelendirdiği kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Salt B) Töz C) Cevher D) Tin E) Akt
8. Tanrının insanlaştırılması ya da cisimleştirilmesi olarak da bilinen anlayış aşağıdakilerden hangisidir?
A) Antropomorfizm B) Fideizm
C) Monoteizm D) Animizm E) Fetişizm
9. Putperestlik olarak da bilinen anlayış için aşağıdaki kavramlardan hangisi kullanılır?
A) Paganizm B) Monoteizm
C) Sensüalizm D) Ateizm E) Materyalizm
10. Tanrıdan peygamberleri aracılığıyla insanlara bildirilen mesaja ne ad verilir?
A) İleti B) Anektod C) Vahiy
D) Dogma E) Töz
11. İslam felsefesinde, evrenin tanrıda, derece derece ve sürekli olarak çıkışına veya türeyişine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
A) Vahiy B) Miraç C) Tavaf D) Feyz E) Takva
12. Dinleri nesnel açıdan ele alan disiplin aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Paganizm B) MonoteizmC) Sensüalizm
D) Ateizm E) Teoloji
13. Din Felsefesi, dinin dogmalarını sorgular, onları doğru olarak kabul etmez. Sorgular, açıklar, temellendirmeye çalışır. Akıl yürütür, görüşler ileri sürer.Buna göre "din felsefesi"yle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Dini doğrulardan şüphe etmediği
B) Mutlak olanı temellendirdiği
C) Akıl yürütme yollarını kullandığı
D) Tanrı'nın varlığını tartışmadığı
E) Dogmaları olduğu gibi kabul ettiği
14. Aşağıdaki kavramlardan hangisi dinle ilgili değildir?
A) Teslimiyet B) Günah C) Tevekkül
D) Azap E) Sorgulayıcılık
15. Aşağıdaki kavramlardan hangisi putperestlik
anlamındadır?
A) Paganizm B) Şintoizm C) Budizm
D) Monoteizm E) Politeizm
16. Aşağıdakilerden hangisi dine ait değildir?
A) Dogmatiklik B) İnanca ait olmak
C) Akla dayalılık D) Hayatı düzenlemek
E) Pragmatiklik
17. Tek tanrıcılık kavramı aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir?
A) Monoteizm B) Fideizm C) Paganizm
D) Politeizm E) Teokrasi
18. Aşağıdaki tavırlardan hangisinin anlamı inanç ile ilgisizdir?
A) Güvenmek B) Emin olmak C) Teslim olmak
D) İman etmek E) Akla uygun bulmak
19. “Tanrının ne varlığı ne de yokluğu bilinemez” anlayışı aşağıdaki akımlardan hangisiyle temsil edilir?
A) Ateizm B) Deizm C) Teizm
D) Agnostisizm E) Fideizm
20. Dinin, olması gerekeni ortaya koyması aşağıdaki özelliklerden hangisiyle ilgilidir?
A) Olgusallık B) Objektiflik C) Normatiflik
D) Eleştirellik E) Evrensellik
21. Sanatçı, çoğaltan, taklit eden değil, yaratan kişidir. Bu nedenle, sanat eseri de özelliğini orjinalliğinden alır. Sanat eseri, önceden aynısı yapılmış olan bir ürün değildir.Bu görüşten hareketle, "sanat eseri"yle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Akıl ve mantık ilkelerine dayandığı
B) Hayal gücünün bir ürünü olduğu
C) Özgün olduğu
D) Evrensel olduğu
E) Subjektif olduğu
22. Teoloji, insan ve Tanrı ilişkilerini kutsal kitaplara ve din adamlarına bağlı olarak açıklar. Din felsefesi ise dinin ilkelerini, özünü ve anlamını sorgular ve temellendirme-yi amaçlar.Buna göre din felsefesini, teolojiden ayıran özellikaşağıdakilerden hangisidir?
A) Herhangi bir dine bağlı ya da karşısında bulunmaması
B) Mistik konularla ilgilenmesi
C) Konusunun deney dışı olması
D) Din ve Tanrı'yla ilgilenmesi
E) İnanma duygusunu çözümlemesi
23. Wittgenstein'a göre "Estetik, güzelin ne olduğunu bize anlatan bir bilim olarak düşünülebilirdi. Ama bunu dile getirmek tümüyle gülünçtür. Çünkü, o zaman estetiğin hangi kahve türünün daha güzel olduğunu da söylemesi gerekir."Bu düşüncenin karşı çıktığı görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Estetik yargılar insan düşüncesinin ürünüdür.
B) Estetiğin konusu sadece "güzel" dir.
C) Estetik yargılar toplumsal yaşamdan etkilenir.
D) Doğa, estetik yargıların kaynağıdır.
E) İnsan düşüncesi, estetik yargıları doğurur.
24. Sanatta doğru ya da yanlış yoktur. Sadece güzellik kavramı ve sanatçının duygularının yaratıcı bir zeka ile yansıması vardır. Sanat eserinin, doğruluğu ve yanlışlığı söz konusu olamaz.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Doğru-yanlış kavramları sanatta yer almaz.
B) Sanat eseri, sanatçının duygularının yansımasıdır.
C) Sanat, duygu ve düşüncelerin yaratıcılıkla birleştirilmesidir.
D) Sanattaki güzellik, mutlak varlığın yansımasıdır.
E) Sanat eseri, belli bir yöntemle oluşturulamaz.
24. "İnsanın, insan olmasının önündeki en büyük engel, Tanrı ve Tanrı'ya inançtır, dindir."Bu düşünceden hareketle, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Tanrının var olmadığı
B) Evrenin bütün varlıkları kapsadığı
C) Doğa ile Tanrının tek olduğu
D) Tanrının vahiyle mesajlarını ilettiği
E) Herşeyin bir yaratıcısının olduğu
25. Filozoflar, din konusunu kendi felsefi görüşleri doğrultusunda ele alırlar. Filozoflar dine farklı yaklaşsalar da cevaplandırmaları gereken sorular ortaktır.Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bu sorulardan olabilir?
A) Varlığın ana maddesi nedir?
B) Güzel, iyi midir?
C) Tanrı ile evren arasında nasıl bir ilişki vardır?
D) Meşruiyetin ölçütü nedir?
E) İktidarın kaynağı nedir?
26. "Bu evren yoktan var edilmiştir. Sonradan meydana gelen her şey, onu meydana getiren bir varlığa muhtaçtır.Evren de sonradan meydana geldiğine göre onu meydana getiren bir varlık vardır."Bu görüş aşağıdaki düşüncelerden hangisini desteklemektedir?
A) Tanrı yoktur. B) Ruh ölümsüzdür.
C) Tanrının var olup olmadığı bilinemez.
D) Tanrı vardır. E) Vahiy mümkündür.
27. Agnostisizm (Bilinemezcilik), var olanların en yüksek doğaları ve dini dogmaların iddialarıyla ilgili konularda doyurucu bir bilgiye ulaşmanın olanaksız olduğunusavunur.Bu görüş, aşağıdaki yargılardan hangisini destekler niteliktedir?
A) Gerçeklik, bireylere göre değişir.
B) İnsan gerçeği ancak akıl yoluyla bilebilir.
C) Metafizik kavramlar hiçbir zaman tam olarak bilinemez.
D) Dini inançlar sistemi, insana gerçeği kavratır.
E) Akıl ve deney, doğru bilgiyi oluşturur.
28. Felsefe Tanrı hakkında, aklın ilkelerine göre ve kavramlar aracılığıyla hüküm verir. Ancak inanç, Tanrı'yı Tanrı'nın düşündüğü şekilde kabul eder; ona insanın zihinsel bilgisinin gücüyle değil de inanç edimi ile bağlanır.İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı elbette filozofların Tanrısı ile bir ve aynı değildir.Buna göre, felsefeyi dinden ayıran özellikle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Felsefe ve din bakış açısı paraleldir.
B) İnanç, insanın zihinsel bilgisine göre şekillenmelidir.
C) Din, felsefi argümanlarla incelenmelidir.
D) Tanrı kavramı, felsefe ve dinde de aynıdır.
E) Felsefe, dini kavramları akıl ve mantık ilkeleriyle
irdeler.
29. Felsefe, dini temellendirirken dinin lehinde ve aleyhinde bir tutum içerisinde olmamalıdır. İncelemeye başlarken ön yargılardan arınmalıdır.Buna göre din felsefesinin taşıması gereken özellik olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Akılcılığı B) Tutarlılığı C) Eleştirelliği D) Kapsayıcılığı
E) Nesnelliği
30. Epiküros, "Ölüm gelecek diye acı çekmek en büyük
aptallıktır. Ölüm varken biz yokuz; biz varken ölüm
yok; onunla hiçbir zaman karşılaşmayacağız ki..." demektedir.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Ölümden sonra bir yaşamın olduğu
B) Kavram olarak ölümün, hayatı yönlendirdiği
C) Ölümün çeşitli şekillerde geciktirilebileceği
D) Ölüm kokusuna kapılmanın saçma olduğu
E) Her insanın ölümden korktuğu
31. Farabi'ye göre Tanrı zorunlu varlıktır. Diğer varlıkların ise zorunluluğu yoktur. Allah'a en yakın varlıklar peygamberler ve filozoflardır.Bu düşüncelerden hareketle, aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Din ve felsefeyi ayrı değerlendirmek gerektiğine
B) Dinin, felsefenin hizmetine girmesinin gerekli olduğuna
C) Din ve felsefeyi aynı zemine oturtmak gerektiğine
D) Felsefenin, dinin amaçlarına göre kullanıldığına
E) Dini kuralları nesnel bir temele oturtmak gerektiğine
32. Din, insanlara sunduğu bilgiye uygun bir yaşam tarzı teklif eder, hatta onu emreder. Yani o, aynı zamanda bu bilgilere uygun olarak davranılmasını, eylemlerde bulunulmasını isteyen bir sistemdir.Buna göre, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Dini kuralların dünyevi olmadığı
B) Dinin insanların yaşamlarını tümüyle kuşattığı
C) İnsanların dinle sadece duygularını tatmin ettiği
D) İlahi kuralların zorlayıcılığının bulunmadığı
E) Dinin, insanları yaşadıkları dünyada kısıtlamadığı
33. Platon, Tanrı'nın tek olduğunu düşünür. Tanrı, iyilik ideasının kendisidir. Varlığın ve bilginin temeli olup diğer idealardan üstündür. Tanrı, iyiyi korurken, kötüyü de cezalandıracaktır.Bu düşünceden hareketle, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Tanrı iyilik ideasıdır.
B) İyiliğin korucuyucusu Tanrıdır.
C) Tanrı, bütün ideaların üstündedir.
D) Kötülerin cezalandırılması gerekmez.
E) Tanrı, tektir.
34. Hegel'e göre din, insani aktivitelerin bütünü içinde, kendine en yakın olan felsefe sayesinde anlaşılmaktadır.Öte yandan, felsefe de dinle ilgilenmek zorundadır ve bununla amacı felsefenin dini, felsefi bir dine
dönüştürmek değil, 'ruhla bilgiyi, dini duyguyla zekayı uyuşturmaktır.'Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Din ve felsefenin ayrı düşünülmesi gerektiğine
B) Ruhla bilginin, dini duyguyla zekanın uyuşacağına
C) Felsefenin, amacının felsefi bir din oluşturmak olmadığına
D) Felsefe ve dinin karşılıklı etkileşimine
E) Dine en yakın alanın felsefe olduğuna
35. En güvenilir bilgilerin matematik olduğunu savunan Descartes, bu bilgilerin Tanrı tarafından insana doğuştan verildiğini öne sürmüştür.Descartes'in bu yaklaşımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Matematiği tek gerçeklik olarak savunmuştur.
B) Bilimsel ve metafizik bilgiyi birlikte savunmuştur.
C) Hem deneysel hem de akla dayalı bilgilerin doğruluğunu savunmuştur.
D) İnançları sorgulamanın gereksizliğini savunmuştur.
E) Dogmatizme karşıçıkmıştır.
36. Ortaçağİslam filozoflarından Gazali, felsefenin varlığının gereksizliğini öne sürmüş, insan için gerekli tüm bilgilerin kutsal kitaplarda mevcut olduğunu söyleyerek gerçekliği başka yerde aramanın boş bir uğraş olduğunu iddia etmiştir.Parçadaki anlatıma göre Gazali'nin görüşleri için aşağidakilerden hangisi söylenebilir?
A) insan aklının sorgulama gücünü ilke edinmiştir.
B) İnanca dayalı bilgilerin her insanda doğuştan olduğunu söylemiştir.
C) Dogmatik ifadelere karşıçıkmıştır.
D) Kutsal inancı insan düşüncesinden üstün saymıştır.
E) Metafizik yaklaşımlardan kuşku duymuştur
1. Felsefe, dini ele alırken konuyu olabildiğine derinliğine incelemelidir. Bu da ele alınan konu ile ilgili mümkün olduğu kadar tarihi, bilimsel ve mantıki bütün verileri dikkate almakla mümkündür. Örneğin; din felsefecisi,
Tanrı'nın varlığı konusunu ele almışsa, bu konuyu bütün yönleriyle değerlendirmelidir. Bu konudaki tüm iddia ve kanıtları dikkate almalıdır.Bu düşüncelerde, "din felsefesi"yle ilgili hangi özellik vurgulanmaktadır?
A) Nesnelliği ve eleştirelliği
B) Rasyonelliği
C) Kapsamlı ve kuşatıcı olduğu
D) Tutarlı bakış açısına sahip olduğu
E) Açıklığa önem verdiği
2. "Toplumsal yaşamı düzenleyen kuralların kaynağında
çoğu zaman bulunur. İnsanların anlam arayışlarına
hazır ve dogmatik bilgilerle cevap verir. "Yukarıda özellikleri belirtilenȠkavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilim B) Felsefe C) Din
D) Sanat E) Teoloji
3. Roma'nın yanışını izleyen Neron, "Bu yangın yazacağım
şiir için en güzel ilham kaynağı olacaktır." demiştir.Buna göre "estetik beğeni" için aşağıdaki yargılardan hangisɩne ulaşılabilir?
A) Gerçek beğeniler, idealar dünyasındadır.
B) Estetik beğeniler, toplumun ahlak kurallarıyla ilintilidir.
C) Büyük eserler, hiçbir zaman anlaşılamaz.
D) Estetik beğeniler, farklı şekillerde kendisini gösterir.
E) Sanat, değişik yollarla ifade edilir.
4. Sanat eserinin önemi, onun çağlar geçse de hala bir
değerinin olmasıdır. Sanatçı da eseri kadar ölümsüzdür.
Bu bağlamda, kalıcı olmayan yaratımlar, bir sanat
değeri taşımazlar.Buna göre, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Estetik beğeniler, her dönemde farklılaşır.
B) Sanatçının duygu ve düşünceleri, sanat eserinde
somutlaşır.
C) Doğadaki gerçeklik kendisini sanat eserinde gösterir.
D) Sanat eseri toplumsal yarar sağlamayı amaçlar.
E) Sanat eseri, bulunduğu çağı aşan bir nitelik taşır.
5. İnsanın bakıp da doğada farkedemediği güzellikler, bir
sanatçının yaratıcılığıyla eserlerde yansıtıldığında daha
fazla sayıda insan tarafından fark edilmektedir.Bu görüşten hareketle, aşağıdaki düşüncelerden hangisi ileri sürülebilir?
A) Sanatın, insanın güzeli farketmesini sağladığı
B) Sanatın amacının, insanların duygularının tatmin
edilmesi olduğu
C) Güzelliğin simetrinin bulunduğu yerde bulunduğu
D) Sanatçının doğayı taklit etmesinin, sanatı doğurduğu
E) Sanatın değerini belirleyenin insanlığa sağladığı
fayda olduğu
6. Sanat eseriyle, gerçek hayat her zaman birbiriyle örtüşmek zorunda değildir. Nitekim, Picasso, tablosuna bakıp, "ama bunlar balığa pek benzemiyor." Diyen kişiye, "o, balık değil zaten, o bir resim." diyerek yanıt vermiştir.Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Sanatın, gerçekliğin yansıması olduğuna
B) Sanatçının duygu ve hayalgücünün eserini
şekillendirdiğine
C) Öznel değerlendirmelerin sanatı oluşturduğuna
D) Sanatın, yaratıcılık sonucu ortaya çıktığına
E) Gerçeklik ve sanatın farklı alanlar olduğuna
7. Kant'a göre güzel, hiçbir çıkar gözetilmeksizin hoşlanmanın
nesnesidir. Genel olarak hoşa giden şey güzeldir, hoşa gitmeyen ise çirkindir.Bu görüşte, "güzellik"le ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmaktadır?
A) İnsanlığa yarar sağlamaya yöneliktir.
B) Çoğunluğun iyi dediğidir.
C) Göreceli bir kavramdır.
D) Ortak bir beğeniyi yansıtmaktadır.
E) Bireylerde estetik haz uyandırır.
7. "Asıllarına hayranlık duymadığınız varlıkların benzerlerine
hayran olmanız şaşılacak şeydir."Bu görüşü savunan bir filozof, aşağıdaki düşüncelerden hangisini eleştirmektedir?
A) Gerçek güzellik doğadadır.
B) Güzel, oyun içinde ortaya çıkar.
C) Sanat, subjektif bir etkinliktir.
D) Doğayı, özne güzelleştirir.
E) Sanat, bir taklitten ibarettir.
8. Kant'a göre, "insan, güzel dediği bir şeye başkalarının
da güzel demesini bekler."Buna göre, estetik yargıların taşıdığı özellik için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Basit ve açık olduğu
B) Zorunluluk ve geçerlilik taşıdığı
C) İyilik ve yarar sağladığı
D) Tutarlı ve ölçülü olduğu
E) Yetkinlik kazandırdığı
9. Sanat da felsefe de yaşamı, doğayı ve insanları yorumlar.
Her ikisi de kendi görüş açısından bakarak
değerlendirmeler yapar. Ancak, bu demek değil ki, her
iki alanın da birbirinden farkı yoktur.Buna göre, felsefeyi sanattan ayıran özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Subjektif olması
B) İnsana özgü bir etkinlik olması
C) Yaşamı, doğayı ve insanı anlamaya çalışması
D) Düşünsel bir çalışma olması
E) Mantık ilkelerine dayanması
10..Anselmus'a göre; tanrı en yüksek ve en mükemmel varlıktır. Eğer böyle mükemmel bir varlık, zihnimizde var olup da gerçekte var olmasaydı, mükemmelliği ile çelişecekti. Çünkü onu böylesine mükemmel kılan şeylerden biri de var olmasıdır.Parçaya dayanarak Anselmus'un görüşleri aşağıdaki felsefi akımlardan hangisine dayanmaktadır?
A) Agnostisiz B) Ateizm C) Politeizm D) Nihilizm E) Teizm
11. panteizm, tanrı ile evreni iç içe geçmiş bir biçimde algılayan görüştür. Buna göre, tanrı tüm evrendir.Aşağıdakilerden hangisi panteizmi ifade eden bir kabuldür?
A) Tanrı evrenin dışındadır.
B) Evren yokken de tanrı vardı.
C) Tanrı ve evren özdeştir.
D) Evrenin yaratıcısı tanrıdır.
E) Tanrı evrenden bağımsız olarak vardır.
12. Anselmus'a göre, bütün var olan şeylerde mutlak bir 'varlık vardır. Bu mutlak varlık da tanrıdır. Tanrı, en yetkin varlıktır.Buna göre Anselmus'un görüşleri aşağıdaki düşüncelerden hangisini destekler niteliktedir?
A) Aşkın bir gücün varlığını reddeder.
B) insanın giderek güç kazanması tanrının var almadığını kanıtladığını ileri sürer.
C) Tanrının varlığını kabul eder
D) Tanrının ve evrenin özdeş olduğunu savunur.
E) Tanrının evreni kendi haline bıraktığını iddia eder.
13. Tanrının varlığı konusunda üç temel yaklaşım vardı Bunlar tanrının varlığını kabul edenler, kabul etmeyenler ve bilinemezciler. Tanrının varlığını kabul edenlerden olan teizm ve panteizmin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tanrının varlığını kabul etmeleri
B) Tanrının varlığını reddetmeleri
C) Tanrının varlığını kabul edip dinleri reddetmeleri
D) Evrenle tanrının aynı olduğunu savunmaları
E) Tanrı fikrinin insanlar tarafından yaratıldığını iler sürmeleri
14. Bazı düşünce adamları, tanrının varlığının ya da yokoluğunun bilinemeyeceğini ileri sürerler. Onlara göre insanın bu dünyadaki konumu hayvanlara benzer Bakar işitir, fakat hiçbir şey anlamaz. Parçada görüşleri genel hatlarıyla verilen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Panteizm B) Ateizm
C) Agnostisizm D) Teizm
E) Monoteizm
15. Tanrı vardır. Fakat tanrı insanın işine ve evrenin işleyişine karışmaz. O tıpkı bir saat ustası gibi işini bitirdikten sonra kendi köşesine çekilmiştir.
Parçada belirtilen görüş aşağıdaki dinsel yaklaşımlardan hangisine aittir?
A) Panteizm B) Ateizm C)Agnostisizm
D) Deizm E) Teizm
16) Felsefe, diğer alanlarda olduğu gb, din alanında da kendi ilkeleri ile çalışır. Bu demektir ki felsefe; din olgusunu incelerken eleştirel, tutarlı, objektif, sistemli, genelleyici, bütüncül bir yaklaşım içinde bulunmaktadır. Böylece din felsefi açıdan temellendirilmiş olmaktadır. Parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Felsefe dinin belli bir bölümünü ele alır.
B) Felsefe dini argümanları temellendirmekle yükümlüdür,
C) Felsefe-din ilişkisi felsefenin dogmatikleşmesine neden olmuştur.
D) Felsefe dini akli temeller çerçevesinde ele alır.
E) Din felsefe içinde ayrı bir öneme sahiptir.
17),Felsefe; diğer alanlarda olduğu gibi, din alanında da kendi ilkeleri ile çalışır. Bu demektir ki felsefe, din olgusunu incelerken eleştirel, tutarlı ,objektif sistemli genelleyici bütüncül bir yaklaşım içinde bulunmaktadır. Buna göre,aşagıdakilerden hangisi felsefenin dine karşı bir yaklaşımı olamaz?
A)eleştirel B)dogmatik
C)rasyonel D)sistemli E)bütüncül
18. Kabul edilişi açısından dogmatik olan dinler, kendilerine inanan insanlar için birtakım dini değer yargıları, birtakım kurallar, birtakım ibadetler ve ölçütler getirir. Öncelikle yalnızca insana ait olan bu yargı, kural ve görevler; insanın toplumsallığı nedeniyle, giderek toplumsal nitelikler haline dönüşür. Bu dini yargılar, dini kurallar ve dogmalar; inanan insanlar için gereken şeylerdir. Felsefe için ise sorgulanması gereken şeylerdir. Buna göre, aşağıdakilerden hangi felsefe-din ilişkisini açıklar?
A) Felsefe dinin özünü, temellerini sorgular.
B) Felsefe dini dogmaları eleştirel bir yolla çürütme çabası güder.
C) Din, felsefeden yöntem olarak aklı almıştır.
D) Felsefe, dini dogmaları temellendirme çabası içindedir.
E) Din-felsefe ilişkisinden söz edilemez.
19. Din felsefesi alanında uğraş veren bir düşünürün belli bir dine inanıp inanmaması hiç önemli değildir. İnanıp inanmamak, onun araştırmalarını etkilemez. Parçada felsefenin dine yaklaşımı hakkında aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Sistemli B) Bütüncül
C) Genelleyici D) Eleştirel E) Objektif
20. Dinin ortaya koyduğu yargılar; dine bağlı, inana insanlar için ,inanılması zorunlu olarak gerekli olan şeylerdir.
Parcada vurgulanmak istenen düşünce hangisidir?
A) Din tüm insanlara hitap eder.
B) Felsefe ile din arasında hiçbir ilişki yoktur.
C) Dinsel kurallar eleştirmeye açıktırlar.
D) Felsefe her şeye olduğu gibi dine de eleştirel bir tavırla yönelir.
E) Dinin dogmaları, kendi inançları tarafından bile sorgulanabilirler.
21. Tek tanrılı dinlere göre her şeyin kaynağında tanrı vardır. Tanrı; emir ve yasaklarına itaat edilmesi gereken en yüce varlıktır. Felsefe ise böyle peşin kabulleri hep yadırgamıştır. Bu nedenle filozof dinin kaynağındaki her şeyi sorgular; sonunda tanrı inancını kabul etse bile bunu sorgulayarak gerçekleştirir. Parçada felsefe ile din arasındaki ne tür bir ilişkiden söze dilmektedir.
A) Felsefe ile din arasındaki en önemli fark sorgulamadır.
B) Felsefeler daima dinlerin yanında yer almışlardır.
C) Din ile felsefe birbirinden kopuk ayrı iki alandır.
D) Filozoflar bir dine mensup olmazlar.
E) Dinin dogmaları felsefenin süzgecinden geçmek zorundadır.
22. Ortaçağda bazı düşünürler, dinin dogmalarını felsefi temellendirmelerle güçlendirme ve aklileştirme girişiminde bulunmuşlar ve hıristiyanlık inancının tüm toplumsal ve siyasal yaşama sızmasına neden olmuşlardır.
Parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Din felsefe ilişkisi, Ortaçağda zirveye ulaşmıştır.
B) Felsefe dine hizmet etmek için kullanılmıştır.
C) Felsefe dinin gücü karşısında çaresiz kalabilir.
D) Dinin dogmaları felsefe için bir sorgu lama alanıdır.
E) Felsefe, dinden bağımsız olarak düşünülemez.
23.İnsan bilgisindeki artışı bir kanıt olarak kabul edenler:insan aklının evren hakkında gittikçe daha cok bilgiye sahip olmasının,tanrı varsayımı gereksiz kıldıgını düşünmektedir. Parcadaki görüşleri ileri süren düşünürlere göre tanrının gereksiz olmasının sebebi aşagidakilerden hangisidir?
A) Evrende kötülüklerin oluşu
B) insan bilgisinin sürekli artışı
C) Dinin temeline bilimsel olarak yönel inmesi
D) Geleneksel değerlerin sürekli değişmesi E) Evrenin tesadüfi bir işleyişinin olduğu
24.VVittgeinsteın, Tanrı fikrinin bir insanda var olması veya olmamasının somut anlamda bir olgu olmadığı İçin, doğrulanması veya yanlış anlaşılması mümkün olmadığından "anlamsız" sayılmalıdır.VVitlgensteîn'in öne sürdüğüne göre bir önermenin anlamlı sayılmasının ölçülü aşağıdakiler den hangisidir?
A) Sezgi yoluyla kavranabilmesi
B) Olgusal olarak sınanabilmesi
C) İnanca uygun düşmesi
D) Akıl yürütmeye dayanması
E) Çoğunluk tarafından benimsenmesi
25. FELSEFE bir bakıma dinsel dogmalardan bağımsızlaşarak gelişmiştir. Dinlerin doğal olayları açıklamalarındaki yaklaşımları, felsefenin çıkış noktasını oluşTurdu. Fakat Ortaçağ'da felsefe, Antik dönemdeki sorgulayıcılığın; terketti, kilisenin buyruğuna girdi, kilise dogmalarını akıl ile temellendirmeye yöneldi. Parçaya dayanarak aşağdakiIerden hangisi söylenebilir?
A) Din ile felsefenin özünde aynı olduğu
B) Felsefe ile din arasındaki ilişkileri dönemin koşullarının belirlediği
C) Felsefenin tümüyle metafizik içerikli olduğu
D) Felsefe ile din arasında amaç birliği olduğu
E) Sezgi gücünün dinsel kavramları açıklamakta etkili olduğu
26. Toplumun bir parçası olarak hiç kuşkusuz filozofların da inançları olabilir veya dinsel bir inancı savunmama tercihleri de olabilir. Her ne olursa olsun, filozof din olgusunu incelerken konuya kendi inancını veya inançsızlığını yansıtmamalıdır.
Parçadaki görüşleri Hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) İnançlar toplumdan topluma değişir.
B) Filozofların analizleri akla dayalı ve nesnel olmalıdır,
C) Din konusu ile felsefe ilgilenmemelidir.
D) Filozof her türlü düşünce karşısında yargısız olmalıdır.
E) Filozoflar konulara diledikleri gibi yaklaşmalıdır.
1. Tüm dinlerde inanç (iman) temeldir. İnanç sahibi dinsel yargılan kabul etmiştir.Aşağıdakilerden hangisi bu parça ile çelişen bir
yargıdır?
A) Tanrı emirleri şüphe etmeksizin kabullenilmelidir.
B) Gerçeğin bilgisine eleştirel bir tutumla yaklaşıl-malıdır.
C) Olaylar dini dogmalarla temellendirilmelidir.
D) Her insan kendi dinsel inancını diğer dinsel inançlardan üstün sayar.
E) Dini bilginin temeli imana dayanmaktadır.
2. Tanrının varlığı, peygamberliğin niteliği, insan yaratılışı, insanı bekleyen kader, insanın evren içindeki yeri, insan ile tanrı arasındaki ilişkilere ait konular; dinlerin hangi yönüne ilişkindir?
A) Kavramlarına B) Temel tezlerine
C) Tarihine D) Tanımına
E) İlkelliğine ya da gelişmişliğine
3.Teoloji (Tanrı bilimi) belli bir dine ait konuları ele alırken, din felsefesi genel olarak din ve dinsel olayları ele alır
Bu parçada din felsefesinin hangi yönü vurgulanmaktadır?
A) Dini nesnel olarak incelemesi
B) Dini inançların insan yaşamındaki öneminin incelenmesi
C) Kapsamının teolojiden daha geniş olması
D) Konu ve kavramlarını teolojiden alması
E) Dini temellendirirken rasyonel olması
4. Din, genel olarak insanların yayınlayamadıkları, anlayamadıkları ve güçsüz kaldıkları sorunlar karşısında, doğa üstü güçlerle bu sorunları açıklama çabalarından doğmuştur. Bu durum dini mantık ilkelerinden uzaklaşmış, eleştiriye kapatmış, diğer bilgi türlerinden ayrı bir yer işgal etmesine yol açmıştır.
Bu paragrafta verilenler aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıltır?
A) Din ile din felsefesi arasındaki farklar nelerdir?
B) Tarihsel süreç içinde dinin doğayı açıklama biçimi değişmiş midir?
C) Din ile diğer bilgi türleri arasındaki ayrım nedir?
D) Din, felsefenin ilgi alanına giren olgulardan biri midir? -
E) Dinsel inancın ortaya çıkışından günümüze kadar geçirdiği aşamalar nelerdir?
5. Phillon'a göre Platon'un ideaları Tanrısal aklın, (Tanrısal logos) düşünceleridir. İdealar Tanrı'nın evrendeki gücüdür ve her şeyi yoktan yaratmış olan Tanrı'nın aklının ürünüdürler, O'nun yarattıklarıdır. Philon, bu görüşü0yle aşağıdakilerden hangisini kanıtlama çabasındadır?
A) Tanrı ile madde arasındaki düalizmi ortaya çıkarmayı
B) Felsefe ile tanrı inancını temellendirmeyi
C) Tanrı ile insan arasında çeşitli varlıklar bulunduğunu
D) Ruhun ölümlü olmayıp farklı biçimlere giren bir süreç olduğunu
E) Doğaya büyü ile egemen olunabileceğini
6. Bakıllanî, Eş'ari geleneği içinde tabiat felsefesiyle ilgilenmiş bir filozoftur. Bakıllanî, varlıkların atom ve niteliklerden oluştuğunu ancak bu atom ve niteliklerin sürekli varlıkla kalmadığını, tanrının bu atom ve nitelikleri tekrar tekrar yarattığını belirtir. Örneğin ateş ve yamalık Tanrı tarafından sürekli ve tekrar tekrar yaratılır ve Tanrı herhangi bir anda ateşteki yanıcı niteliğe müdahale ederek onun yanıcılığını engelleyebilir ve ateş yakmayabilir.
Bakılianî bu görüşle aşağıdaki düşüncelerden hangisini kanıtlamaya çalışmıştır?
A)Doğada bir determinizm olduğunu
B)Maddenin sürekli bir doğası olduğunu
C)Tanrı'nın varlıklara müdahale ederek mucizeler gerçekleştirebileceğini
D) Doğa ve Tanrı'nın bir ve aynışey olduğunu
E)Tanrının evreni yarattığını ancak ona müdahale
7. Tasavvufta, görünüşlerden hareketle, bu görünüşlerin altındaki gerçeğe ulaşmak fikri vardır. Hakikate ulaştıktan sonra yeniden dünyaya (varlığa) geri dönmek, olgunluğa ulaşmış bir kişi olarak insanların arasına katılmak fikri de vardır. İslam mutasavvuflan bu durumu, "dünyayı terk etmek, ahireti terk etmek, terki terk etmek" sözleriyle dile getirirler.
Buna göre tasavvuf düşüncesinde aşağıdakiler-den hangisi ağır basmaktadır? A)Karşıt aşamalardan geçerek daha yüksek birdüzeye ulaşmayı ve yeniden dünyaya ulaşmayı öngören manevi bir diyalektik
B) Tanrı, varlık, insan, insanın ortaya çıkışı gibi konular hakkında teorik açıklamalar
C) Akıl yoluyla hakikate ulaşmanın imkansızlığı benimsediği için felsefenin gereksiz bir çaba olduğu
D) insanın yaşantısını daha adil ve doğru bir isteğe yönelmesi
E) Zamanla batınilikle iç içe geçerek çeşitli inançlar halinde yakın doğu İslam halklarının hayatında önemli rol oynaması
8. "’’Anlamak için iman etmek gerekir."
Skolastik filozof Anselmus bu cümlesiyle aşağıdakilerden hangisini dile getirmektedir?
A) Mutlak iyi olan Tanrı'nın varığını
B) Var olan her şeyin Tanırdan pay aldığını
C) İnancın bilgiçten önce geldiğini
D) Nesnelerin Tanrı'nın sembolik olarak bilinmesine yaradığımyardım ettiğini
9. Eskiçağ filozofu kendine Tanrıların var olup olmadığını, kaç tane olduklarını sorabilir. Ancak Ortaçağ'da bu tür sorular sorulamaz arlık. Kuşkusuz Tanrıların varlığının nasıl kanıtlanacağı sorulur ama artık Tanrılar'ın çokluğunun anlamı yoktur. Eskiçağ filozofları Tanrı kavramını serbestçe biçimlendirdikleri halde Ortaçağ filozofu. Tanrı’nın, bir ve yaratıcı olduğunu kabul eder.Paragrafa göre asağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Ortacağ'daki mevcut tek tanrılı dinlerin, felsefenin konularınışekillendirdiğine
B) Ortaçağ'da felsefenin konularının din ile iç içe geçtiğine
C) Eskiçağ felsefi düşüncesinin Ortaçağ'a göre daha özgür olduğuna
D) ilkçağ'da kanıtlanamayan tanrının varlığının Ortaçağ'da kanıtlanmasına
E) Ortaçağ felsefesinin bazı dinsel dogmaları sorgulamaksızın kabul ettiğine
10. Ortaçağ felsefesi kısa süre öncesine dek, kısır tartışmalar içerisinde kendini tüketen kara bir dönem olarak tasarlanıyordu. Kuşkusuz bu tasarıdaki her Şey yanlış değildin ancak her şey de doğru değildir. Ortaçağ siyasal, iktisadi, düşünse! bir barbarlık çağı olmakla birlikte, gotik sanatı ve skolastik felsefeyi borçlu olduğumuz verimli bir çağdır da. Ayrıca bugünkü felsefi terminolojimizi yaratanlar skolastiklerdir. Ortaçağ felsefesi ile modern felsefe arasında gerçek ve derin bir süreklilik vardır. Paragraftan aşağıdakilerden hangisine ulasılamaz?
A) Ortaçağ'ın yakın döneme kadar tamamiyle bir gerileme dönemi olarak tasarlandığına
B) Ortaçağ ve modern felsefe arasında bir süreklilik olduğuna
C) Ortaçağ'ın felsefi düşüncenin zirveye ulaştığı bir çağ olduğuna
D) Bir dönemin tamamen iyi ya da tamamen kötü olarak ele alınamayacağına
E) Sanatsal ve felsefi bir takım unsurların Ortaçağ'a borçlu olduğumuza
11. Dinsel bilgimiz ve Tanrı inancımız akla ve doğal bilgiye değil, yalnızca imana dayanmalıdır. Aşağıdakilerden hangisi Fideizm (imancılık) denilen bu anlayışa bir örnektir?
A) Kalbin Öyle nedenleri vardır ki, akıl onları kavrayamaz. (Pascal)
B) Uzayda Tanrıyı göremedim. (Laplace]
C) Her şeyin bir nedeni varsa, Tanrı'nın da bir nedeni olması gerekir, (Kant)
D) Tanrı, ya doğanın kendisi ya da doğal düzenin bir cephesidir. (Farabi)
E) Ararsan Tanrı'yı kendinde ara; Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da değildir. (YunusEmre)
12. "Ben Hıristiyan dininin bir Hiristiyana verdiği tüm bilgileri biliyorum ama onlara inanmıyorum." yargısı dinin hangi özelliği ile ilgilidir?
A) Tarih içinde birbirinden farklıörneklerle ortaya çıkmasıyla
B) Tanrı kavramını inancın merkezine yerleştirme-siyle
C) insan ve evren hakkında bigi veren bir sistem olmasıyla
D) Bir din mensubunun, inandığı dine ait bilgileri bilen degil. onlara inanan biri olmasıyla
E) İbadet ve ayinlerin, inançları geliştirmesiyle
13. - Netzsche; Tanrıöldü, şimdi yepyeni bir insanyaratalım."
- J. P. Sartre; "Tanrı olsa bile, ben kendi eylemlerimden sorumlu olmak istiyorum." Buna göre aşağıda kilerden hangisi bu filozoflar için söylenebilecek ortak bir yargıdır?
A) Dinsel inançları akılla temellendirmişlerdir.
B) Yeni bir din anlayışı ortaya koymuşlardır.
C) Tanrı'nın evrendeki işlevini reddetmişlerdir.
D) Zihinsel Tanrı kavramını, somutlaştırmışlardır.
E) Özgürlüğün tek amaç olduğunu savunmuşlardır.
14. 17. yüzyıla kadar türlerin olduğu gibi yaratıldığı (Gene-sis) fikri geniş halk kitleleri tarafından benimsendi. Piskopos Ussher bu yorumu incil'e ekledi ve o günden bu güne bir çok kişi tarafından İncil'in özgün bir parçası olarak kabul edildi. Ussher canlıların yaradılışının M.Ö. 4040 yılında Ekim ayının sabah saat 09.00'unda olduğunu iddia etmiş ve bu tez uzun yıllar çok kişi tarafından benimsenmiştir. Fakat bilimsel çalışmalar sonucunda fosiller bulunmaya ve tarihsel saptanmaya başlayınca bu inanç geçerliliğini yitirmiştir. Bu paragrafta anlatılmak istenen düşünce aşağıda kiler den hangisidir'
A) 17. yüzyıIın bilimsel gelişmelerin hızlandığı bir dönem oldugu
B) Dinin insanlığın ortaya çıkışından bu yana var olan bir kurum olduğu
C) Dinin iman ve inanca dayalı bir etkinlik olduğu
D) Bilimin ortaya koyduğu delillerin dinsel dogmalarıçürüttüğü
E) Bilimin, sorularına yanıt ararken geçmiş kaynaklardan da yararlandığı
15. Yahudiliğe inanan bir insan Yahudiliğin doğayı açıklayışını kabul eder. Aynışekilde Hıristiyanlığa ya da Müslümanlığa inanan bir insan da Hıristiyan lığın ya da Müslümanlığın evren ve doğa açıklayışını benimser diğerlerini ise reddeder.Bu parçada dinsel bilginin hangi yönüüzerinde durulmaktadır?
A) Dinsel bilgide esas, mutlak bir güce inanmaktır.
B) Din günah ve sevap gibi kurallarla insan davranışlarını düzenler.
C) Din insanlara iç huzuru sağlar ve Ölüm karşısında güven verir.
D) Dinsel bilgide obje, suje arasındaki ilişkiyi inanç kurar.
E) Hemen herkes kendininkini gerçek, diğer dinleriaykırı bulur
.
16. Tanrı'nın varlığına ilişkin lehte ya da aleyhteki deliller, evrenin yarıdılışı, insanın evrendeki yeri ve önemi, din felsefesinin uğraştığı problem alanlarının hangisi içinde yer alır?
A) Bilginin değeri ve imkanı
B) Dinin ahlak, sanat ve bilimle ilişkisi
C) Teoloji ile olan ilişkisi
D) Dinlerin tarihsel süreç içindeki evrimi
E) Metafizik ve kozmoloji
17. Ortaçağ'da, yağlı bir bedende küçük bir ruh, ince bir bedende ise büyük bir ruh olduğu düşünülüyordu. Bu nedenle bu çağda, çileciler. büyük bir ruhları olması için sık sık uzun süreli oruçlar tutuyorlardı. Bu paragrafta dinle ilgili temel olarak aşağıdaki genellemelerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) idealizmle yan yana olduğu
B) Ölümden sonra da yaşamın olduğu
C) Evrenin tanrı tarafından yaratılmış olduğu
D) insan davranışlarını yönlendirdiği
E) Materyalizme karşıt olduğu
18. "Tanrı var olsaydı, kötülükler olmazdı."Ateistlerin Tanrı'nın var olmadığını kanıtlamak için ileri sürdükleri bu kötülük kanıtına karşıçıkmak için koyulmuştur?
A) Madde kanıtı B) Toplum kanıtı
C) Ontolojik kanıt D) Teleolojik kan
E) Kozmolojik kanıt
19. Felsefe hiçbir alanda, hiçbir otoriteyi tanımadığı gibi, dinden de emir almaz. Tersine bir yaklaşımla, dine de emirler yağdırıp onu düzenlemeye de yönelmez. Herhangi bir "a" dinini ele alarak, onu çürütmeye ya da o dine taraftar kazandırmaya da çalışmaz. Felsefenin bakışında din; bilgi ya da sanat alanlarının taşıdığından daha ötede bir anlama sahip değildir. Parçadaki ifade, din felsefesinin hangi özelliğini vurgulanmaktadır?
A) Din felsefesi, eleştirel bir yaklaşım içermektedir.
B) Din felsefesi, dogmatik bir bakış içermektedir.
C) Din felsefesi, dinsel dogmaları kanıtlamaya çalışır.
D) Din felsefesinde, tabulara saygılı bir tavır hakimdir.
E) Din felsefesi, evrensel bir nitelik göstermemektedir.
20"Eğer kainatın sahibi, yönlendiricisi, düzenleyicisi bir Tann varsa ve bu Tanrı da kötülüğüönlemek istiyor da gücü yetmiyorsa, güçsüz demektir. Yok eğer, gücü yetiyor da önlemek istemiyorsa, o zaman da kötü niyetlidir. Eğer Tanrı hem güçlü hem de kötülüğü ortadan kaldırmak niyetinde ise, bunca kötülük nasıl oldu da var oldu?"Parçadaki yaklaşım, aşağıdaki görüşlerden hangini kabul etmemektedir?
A) Mutfak bir yaratıcının varlığını
B) İnsanoğlunun çaresiz bir varlık olduğunu
C) Yaratıcının gücünün sınırlı olduğunu
D) İnsanın çeşitli problemleri aşabileceğini
E) Aklın ve bilimin yol göstericiliğini
21- Bütün alanlarda olduğu gibi, din felsefesinde de karşıt görüşler ortaya çıkmıştır. Bu tür karşıtlıkların verildiği seçeneklerden hangisi yanlıştır?
A) Tasavvuf - Mistisizm
B) Teizm - Ateizm
C) Kötülük kanıtı - Toplum kanıtı
D) Maddenin kanılı-Kozmolojik kanıt
E) Teolojik kanıt-Toplum kanıtı.
22-Filozof, dinin temel savunularını mantıksal bir analize tâbi tutar ve sorgular. Düşünür bunu, inananların inançlarını güçlendirmek için yapmadığı gibi, onların inançlarını zayıflatmak için de yapmaz. Parçadan yola çıkarak ulaşılabilecek temel yargı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Felsefe ve din, uzlaşmayı barındırmayan iki alandır,
B) Felsefe, belli bir dini kanıtlamayı amaçlar.
C) Felsefe, dini tartışılmaz kabul eder.
D) Felsefi sorgulama, önyargılı bir yaklaşım içermez.
E) Felsefe, dini sorgularken eleştirelliği göz ardı eder.
23. Din felsefesi, dinlerin temel sorularım veya ileri sürdüklerini ciddi bir düşünsel çaba ile anlamaya, yorumlamaya çalışır. Din felsefesinin bu çabası onu inanç sahibi sıradan bir insandan ayırır.Buna göte, din felsefesini dinsel inançlardan ayıran temel ölçüt aşağidakilerden hangisidir?
A] Tâm dinlerin tarihsel gelişimini açıklaması
B) Felsefenin, kaynağını dinden aldığını savunması
C) İnanç konularını sorgulayıcı bir yaklaşımla irdeleme»
D) Din ile felsefe arasında uzlaşı araması
E) kısan yaşamına yön vermeye çalışması
24. Genel anlamda "Varlık" kavramına ilişkin dinsel açıklamalar, zamanla inanç sistemleri içinde daha da belirginleşmiştir. İnanç, yapısı gereği aklın denetiminin dışında kalır. İnsan kitleleri tarafından benimsenen bu tür inançlar, ister istemez rasyonel bir bakış açısıyla irdelenmeden benimsenir.Parçada, inanç temelinde gelişen öğretilerin hangi özelliği üzerinde durulmaktadır?
A) Yaşam deneyimleriyle bağıntılı olması
B) Sezgi gücü ile kavranması
C) Her insanda doğuştan bulunması
D) İnsanın manevi gereksinimlerini karşılaması
E) Dogmatik olması
1-Bilgisayar ile karşılaşan hemen her insan, bu aletin inanılmaz bir planlama, düzenlilik, zeka ürünü olduğu yargılarını ortaya koyabilir. Aynı yorumlama evren için de geçerli olabilir. Evrendeki düzenlilik, işleyiş de bizi zorunlu olarak bu niteliklerin sahibi olan bir varlığa götürecektir. O zaman evrenin de yaratıcısı ortaya çıkacaktır, bu da tanrı'dan başkası değildir. Parçadaki yaklaşım, aşağıdaki yargılardan hangisi ile uyumlu değildir?
A) Evrendeki düzen, evreni yaratan iradenin eseridir.
B) Evrendeki işleyiş doğal nedenlerle, kendiliğinden oluşmamıştır.
C) İnsan, evrendeki düzenin ve isteyişin mimarıdır.
D) Tanrı, evreni yarattıktan sonra kendi haline bırakmamıştır.
E} Evrendeki düzen ve işleyiş rastlantısal değildir.
2-"Siz Yunanlılar boşuna düşünüp durmaktasınız: Ne yapmalı? Nasıl davranmalı? Sanki herhangi bir şey yapma gücüne sahip misiniz? Her şey Tanrı'nın belirleyiciliği n de d ir. Bizler sadece temennide bulunabiliriz." Parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakiier-den hangisidir?
A) Her varlığın anlama yetisi aynı düzeyde değildir.
B) Evrende, mutlak bir ilahi irade hakimdir.
C) İnsan, gelişimleri dönüştürebilme gücüne sahiptir.
D) İnsanoğlunun belirlenmiş bir kader çizgisi yoktur.
E) Evrendeki işleyiş insanın yaratıcılığına bağlıdır.
3-Dîn felsefesinde, Tanrı'nın varlığını savunanlar ya da Tanrı olmadığını savunanlar kadar; bu iki görüşten farklı bir bakışı ortaya koyanlar da vardır. Bu filozoflardan Protagoras, 'Tanrılar hakkında bilgi edinmede çaresizim; ne var oldukları ne de var olmadıkları, ne de ne şekilde olduklarıüzerine..." derken bu bakışı ortaya koymuştur.
Düşünür bu yaklaşımıyla, aşağıdaki görüşlerden hangisine karşıçıkmaktadır?
A) Tann'nın varlığının ya da yokluğunun bilinebilir olduğuna
B) En mükemmel, yetkin varlığın Tanrı olduğuna
C) Yaratıcının varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğine
D) Tanrının zorunlu olarak var olduğuna
E) Yaratıcının varlığının akılla anlaş ilam ayacağına
4-"Dünyayı dolaşınız, duvarsız, edebiyatsız, kanunsuz,
servetsiz şehirler bulacaksınız; fakat mabetsiz ve ma-
butsuz şehir b u lam ay acaksıniz."Parçadan ulaşılabilecek temel yargı, aşağıdakiler dert hangisidir?
A) Din, her sosyal yapıda gözlenen bir etkinliktir.
B) Din, objektif değerler sistemidir.
C) Dinin olduğu her yerde düzen hakimdir.
D) Din, adaletin, düşüncenin, güvenin tek sağlayıcıdır.
E) Din, evrensel nitelikteki bir sosyal olgudur.
5-Belli bir dine inanan kişi, söz konusu dinin açıklamalarını. İbadet anlayışını ve koşullarını hiçbir şekilde duraksamadan kabul etmek durumundadır. Parçadaki açıklamada, dinin hangi niteliğini vurgulanmaktadır?
A) Bireylere yol gösterici nitelikte olması.
B) Bireysel tavır ve davranışları düzenlemesi.
C) İbadet gibi törensel ritüeller içermesi
D) Tartışılmaz mesajlar içeren nitelikte olması.
E) Yol gösterici ve rahatlatıcı bir özelliğinin olması.
6-Din olgusunun, evrimine bakıldığında, çok tanrılı din anlayışının egemen olduğu dönemlerde, birçok tanrının egemenliğinin savunulduğu gözlenir. Süreç içerisinde, tek tanrılı dinler belirmiş, bu kez de tüm olup bitenler, tek bir yaratıcıya indirgenerek açıklanmaya başlanmıştır. Bu arada insanoğlunun alınyazısının da Tanrı tarafından belirlendiği inancı gözlenmiştir. İnsanoğlunun bu yaklaşımının temelinde, aşağıda-kilerden hangisi bulunmaktadır?
A) insanın yeteneklerini ve yapabilirliklerini arttırma isteği taşıması
B) İnsanoğlunun Kendinden üstün bir varlığa ihtiyaç duyması
C) Bireyin, kendisini geliştirme potansiyeli taşıması
D) insanın olup bitenleri akıl temelinde anlama isteğinin butunmast
E) İnsanoğlunun özgür ve eleştirel bir varlık olması
7. Felsefi tavır, rasyonaliteden uzak inançlarıçökertmiş, olguların arkasında bulunan gerçeklerin bil i nebi I meşin e olanak sağlamıştır. Felsefenin sorgulayıcı tavrından uzak olan beyinlerin, batıl inançlara sahip olmasına şaşırmamak gereklidir.Parçaya dayanarak, felsefenin, dinsel alandaki rolünün ne olduğu söylenebilir?
A) Rasyonaliteye dayanmayan inanç sistemlerinin egemenliğini sağlamak.
B) Anlama ve gerçeklere ulaşmada kılavuz rolüüstlenmek.
C) Batıl inançların varlığın' korumak.
D) Teokratik nitelikteki devletlerin yaygınlaşmasını sağlamak.
E) Dini, sosyal hayatın yegane dayanağı haline getirmek.
8. Tann'nın varlığını reddeden görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fenomeloji B) Teizm
C) Ateizm D) Agnostisizm E) Pantezim.
9*-Mevlâna'nm "kim olursan ol, yine gel" söylemi tüm insanlığa yönelen bir çağrı niteliğindedir. Çünkü, Mevla-na^a göre nasıl ki sürahide de, tencerede de, şişede de suyun niteliği aynı ise; değişik görünümlerde olsa da insanoğlu temelde aynıdır.
Düşünürün bu bakış açısı aşağıdaki yargılardan hangisiyle temellendirilebilir?
A) Birey, inanmaya muhtaç bir varlıktır,
B) Evren, bilimsel açıklamalarla anlaşılabilir nitelikte değildir.
C) Evrende olağanüstü bir yaratıcı bulunmamaktadır.
D) Tüm bireyler temelde aynıöze sahiptir.
E) Bireylerin temel Özellikleri birbirlerinden farklıdır.
10-Tanrıtanımazlık (Ateizm) temelde, yaratıcının varılmadığı görüşünü savunmaktadır. Kâinatı, Tanrının yaratmadığını, evrenin, doğadaki evrimin bir sonucu olarak oluştuğunu öne sürmektedir.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi "ateist" yaklaşımı temellendirme niteliğine sahiptir?
A) Evren, insan iradesinin üstünde bir yaratıcının eseri olmalıdır.
B) Mutlak anlamda iyi bir yaratıcı varsa, evrendeki kötülükler de olmamalıdır.
C) Evreni yaratan Tanrı, bu yaratmadan sonra evrene kanşmarnaktadır.
D) Evrendeki mükemmel düzen ve işleyiş kutsal bir varlığın eseri olmalıdır.
E) Evrendeki mükemmel uyumun, insanüstü, mükemmel bir sahibi olmalıdır.
11. Nesnelerin temel özelliklerinin hiçbir zaman bilinemeyeceğini ileri süren felsefe akımı agnostisizm (bilinemezlik)dir.Buna göre agnostiklerin Tarın'nın varlığıyla ilgili görüşü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tanrı evrenseldir. B) Tanrı maddeseldir.
C) Tanrıyoktur.D) Tanrıvardır.
E) Tanrı'nın varlığı ve yokluğu bilinemez.
12-"Şayet var olan tek gerçek varlık Tanrı ise, evren ya Tanrının yoktan var ettiği bir üründür ya da yaratıcının kendisinden türemiş bir parçasıdır. Bir bakıma, onun bir görünüşü, nesneleşmesidir."Parçada ileri sürüten düşünceye dayanarak, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Evrendeki her şey Tanrı'nın ürünüdür.
B) Evren, Tanrı'nın varlığının göstergesidir.
C) Tanrı ile evren Özdeştir.
D) Evren, maddeseldir kökene sahiptir.
E) Var olanlar, yaratıcının farklı açılımlarıdır.
13-"Doğadaki düzen ve işleyiş, ilahî bir yaratıcının varlığını zorunlu kılar. Düzen bir zeka işidir. Bu da düzeni sağlayan bir zekanın varlığını kanıtlar. Bu zeka Tan-an’dır. Doğadaki düzen, Tanrı'nın planına göre gerçekleşmiştir."Parçada vurgulanan düşünce aşağıdakiler-den hangisidir?
A) Tanrının varlığı ya da yokluğu bilinemez.
B) Tanrı ile evren özdeştir.
C) Doğadaki işleyiş Tanrı'nın göstergesidir.
D) Evrenin her parçası maddidir.
E) İnsan iradesi özgür değildir.
14-Doktrin ve ahlak konularında otorite olan bir kutsal kitabı ya da vahiy edilmiş bir kozmolojisi bulunmayan, yaratılış, ölümsüzlük, sonsuzluk gibi konularda açıklamalar yapan di nbi I imci! eri olmayan Öreklerde, Ortadoğu'nun ilk uygarlıklarında^ gibi halkın yaşamına egemen olan örgütlü bir rahipler kurumu da yoktur. Rahipler halkın içerisinde farklılığı olan önemli kişiler değildir. Herkes rahip olma hakkına sahiptir. Parçaya dayanarak aşağıdaki özelliklerden hangisinin Grek Uygarlığına ait olduğu söylenebilir?
A) Toplumun önde gelen kişileri din adamı olma hakkına sahiptir.
B) Din adamları, bireysel ve sosyal yaşamın en önemli yönlendiricisi konumundadır.
C) Din adamı olmak için herhangi bir ayrıcalığa sahip olmak gerekmez.bu kutsal kitapların-
sahip değildir
15-Ortaçağ Avrupası'nda bilim ve felsefe kilise duvarları arasına hapsedilmiş, Özgür ve bağımsız düşünenler şiddetle cezalandırılmış, geniş halk kitlelerinin felsefe ve bilim ile tüm ilişkileri kopartılmışım Bu süreçte dogmatik ve otoritelere bagîı düşünceler hakimdir. Herşey kutsal kitapta açıklandığı için, yeni bilgilere, bilimsel çalışmalara gerek yoktur.Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Ortaçağ Avru-pası'na ait bir özelliktir?
A) Özgür düşüncenin desteklendiği bir dönemdir.
B) Din adamlarının söylediklerinin ve kutsaf kitapta yazı-Ianlanrt sorgulanmadan benimsendiği bir dönemdir.
C) Eleştiriye açık, sorgulayıcı bir süreçtir.
D) Doğa açıklamalarının tümü, bilimsel bilgilere dayandırılmıştır
E) Felsefe çalışmaları, dinden bağımsızdır ve eleşti
16-Tanrt, bütün var olanların olabilirliğini kendisinde ba- ı rsndırart yegâne kaynaktır. Yeryüzünde bulunan tüm ' varlıklar, ulu, yaratıcı bir iradenin yansımasıdır. Tanrı, tek tek tüm nesneferin var oluşunun tek nedenidir. Parçadan yola çıkarak ulaşılabilecek temel yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Evrende Tanrı'yı aramak anlamsız bir çabadır.
B) Evren, Tanrı'nın varlığının yansımasıdır.
C) Tanrının evrendeki düzen ve işleyişe müdahalesi yoktur.
D) İnsan özgürlüğü sınırsız niteliktedir
E) Evrenin varlığının nedeni Tanrı değildir
17. "Tanrı, insanı sevgisinden dolayı var etmiştir ve tanrı insanı kendi nefesinden üfleyerek onu varlıkların en yücesi haline getirmiştir."
Mevlana’nın bu sözüne göre, insana düşen görev öncelikle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tanrının herkesin tanrısı olduğunu kabul etmek
B) Tanrının var olduğunu herkese anlatmak
C) Tanrıya inanmayanı ara yüz çevirmek
D) Yaratandan dolayı tüm yaratılanları sevmek
E) Her şeyin tanrıdan geldiğini kabul etmek
18-. Teist düşünürlerden bazıları kâinattaki düzen ve amaç fikrinden yola çıkarak, kâinatın var oluş amacını ve düzenini sağlayacak bir var edicinin yani tanrının bulunmasının zorunlu olduğu sonucuna ulaşırlar.Parçada Tanrının var oluş nedeni aşağıdakilerden hangisine bağlanmıştır?
A) Tanrının yokluğu düşüncesinin saçma olduğu fikrine
B) Evrenin yoktan var edilemeyeceği fikrine
C) Tanrının varlığının bireyin içsel deneyimleriyle bulunabileceği düşüncesine
D) Düzeni sağlayacak bir varlığın gereksinimine
E) iyi ve kötü eylemlerin karşıtlığının olması gerektiğine.
19. Ateistler tanrının varlığının mümkün olamayacağını savunurlar. Buna ilk olarak; evrendeki kötülükleri, ikinci olarak; insan bilgisindeki artışı kanıt olarak gösterirler, üçüncü olarak da dinin kökenine bilimsel açıdan yaklaşarak tanrıyı reddederler.Buna göre aşağıdakilerden hangisi ateisti erin görüşleri’ne ters düşer?
A) Eğer mükemmel bir tanrı varsa evrende kötülükler neden vardır?
B) Tanrının varlığı ile kusurlu bir evren bağdaşır mı?
C) Tanrı düşüncesi insandaki hangi bilgi eksikliğini giderir?
D) insan bilgisinin sınırları her gün artıyorsa mutlak belirleyici tanrı nerededir?
E) Evren yoktan var edildiğine göre bunu yaratan kimdir?
20. Bana tanrının var olup olmadığını soracak olursanız size vardır yanıtını veririm, ancak "din var mıdır?" derseniz işte buna yoktur yanıtını veririm. Çünkü tanrı bir kez evreni yarattıktan sonra bir kez daha dönüp evren ile ilgilenmez,Böyle düşünen birisi aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilebilir?
A) Politeist B) Monoteist C) Ateist
D) Panteist E) Deist
21) Monoteizm tek tanrıcılıktır Bu görüşe göre, evrenin nedeni ve başlatıcısı olan tek bir tanrı vardır ve mu!laktır, başka tanrı yoktur.Buna göre aşağıdakilerden hangisi monoteist görüşe ters bir inanç sistemidir?
A) İslami inançı B) Hıristiyanlık inancı
C) Musevilik inancı D) Gök tanrı inancı
E) Yunan mitolojisi
22. Aristoteles, Farabi, ibn-i Sina ve Aziz Thomas gibi düşünürler tanrının varlığını kabul ederler. Kanıt olarak da evren üzerinden temellendirmeye gitmişlerdir. Onlara göre evren yoktan var edilmemiştir. Evren var edildiğine göre mutlaka bir vereden de olmak zorundadır. Bu ise tanrıdır.Parçadaki düşünürlerin görüşlerini temellendirdikleri kanıt türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ontolojik kanıt
B) Kozmolojik kanıt
C) Ahlaki kanıt
D) Düzen ve amaç kanıtı
E) Dini deyimler kanıtı
23. Yunan mitolojisinde aşkı vadeden Afrodit'tir. Doğru’nun tanrısı ise Hera’dır. Bu ve bunlar gibi tüm doğa olaylarını var eden tanrılar vardır. Bu tanrılar içinde tarılar tanrısı Zeus en yüce olanıdır. Parçaya dayanarak Yunan mitolojisindeki tanrı inancı aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilebilir?
A) Politeist B) Monoteist c) Ateist
D) Panteist E) Deist
24. Anselmus'a göre; tanrı en yüksek ve en mükemmel varlıktır. Eğer böyle mükemmel bir varlık, zihnimizde var olup da gerçekte var olmasaydı, mükemmelliği ile çelişecekti. Çünkü onu böylesine mükemmel kılan şeylerden biri de var olmasıdır. Parçaya dayanarak Anselmus'un görüşleri aşağıdaki felsefi akımlardan hangisine dayanmaktadır?
A) Agnostisizm B) Ateizm
C) Politeizm D) Nihilizm E) Teizm
25. - Evrendeki olayları yine evreni gözlemleyerek açıklamaya çalışan, bu bağlamda bir yaratıcının varlığını yadsıyan görüşlerdir.
- Bir yaratıcının varlığını kabul eden, fakat O'nun evreni oluşturduktan sonra işleyişine müdahale etmediğini savunan görüştür.
- Yaratıcının ve yaratma etkinliğinin bilinemeyeceğini savunan görüştür.
Tanımlan verilen görüşler sırasıyla aşağidakilerden hangisidir?
A) Düalizm - Deizm - Panteizm
B) Agnostisizm - Teizm - Deizm
C) Ateizm - Deizm - Agnostisizm
D) Panteizm ■ Ateizm - Teizm
E) Deizm - Panteizm – Teizm
26. Tümtanrıcı (Panteist) yaklaşıma göre evrenle Tanrı özdeştir. Tüm varlıklar Tanrı'nın yaratması olduğuna göre kutsaldırlar. Tanrı her şeyi kapsar. Tüm varlıklarda kendini gösterir.Bu görüş, aşağıdakiierden hangisini temellendir-meye yöneliktir?
A) Felsefe ile dinlerin ortak yönlerinin olduğu
B) Tüm varlıklara saygılı olunması gerektiğini
C) İnsan aklının bir sınırının bulunduğu
D) Dinsel düşüncenin bilimsel bilgiden farklılığı
E) İnsanın kendi yazgısını kendisinin belirlediği
1-İnsanları, kim olursa oisun, hangi dîne, ırka veya zümreye ait olursa otsun sevmek gerektiğini savunan Mev-lana bu düşüncesini "Gel, gel nerede olursan ol yine gel / Kâfir de olsan, hoşgörülü de olsan, puta da tapsan gel / Yûz kere tövbeni bozmuş olsanda yine gel' dizeleriyle dile getirmiştir.Aşağıdakllercten hangisi bu görüşe temel oluşturur?
A) İnsan, asıl gerçeğe yalnızca akıl yoluyla ulaşabilir.
B) Tannsalöz taşıdıktan için, bütün insanlar değeriklr.
C) İnsanla ilgili tüm sorunlar üzerinde durulmalıdır.
D) Dünyadan haz almak mutluluğa ulaştırır.
E) Herşey göreli olduğu için evreni anlamak mümkün değildir.
2-Farabi, gerçeğin gerçeğe aykırı olamayacağını savunur. Felsefe gerçektir, din de gerçektir. Felsefe akla, din vahiylere dayanır. Aklın ve vahyin savunduklarının aynı kaynaktan geldiği kanıtlanınca, akıl ite vahiy uzlaş-tırılmış olur. Parçaya göre aşağıdaki lerden hangisi söylenebilir?
A) Felsefe, gerçeğe ulaşmayı engeller.
B) Felsefe ve din, gerçek olduğuna göre, birbirleriyle uzlaştınlabilir.
C) Din ile felsefe birbirinden tamamiyle farklı alanlardır.
D) Felsefe dini reddeder.
E) Din ile felsefe, somut olana yönelmelidir.
3-Hıristiyan dogmalarına, Antik felsefenin araçlarıyla bir biçim kazandırmak, inancı felsefeyle teme! I endi mı ek çabasında olan Hıristiyan felsefesinin ilk dönemine "Patristik felsefe" denir. Patristik felsefe, Kilise babalarının felsefesidir. Kilise babaları 2. ve 6. yüzyıllar arasında yaşamış, Hıristiyan öğretisinin temellerini kurmaya çalışmış olan din adamlarıdır. Parçaya dayanarak aşağıdakilerden Patristik felsefenin bir özelliği olduğu söylenemez?
A) Din adamlarının çalışmalarına dayanır.
B) Hıristiyan öğretisini temellendirme çabasıdır.
C) Antik felsefenin bazıözelliklerinden yararlanılmışta.
D) Felsefe dinin temellendiriimesinde kullanılmıştır.
E) Bilim adamları ve filozoflar özgün yaratıcı eserler vermiştir.
4-Ibn-i Sina, gerek İslam dünyasında, gerek Avrupa'da etkili olmuştur. Matematikçi ve gökbilimci Beyruni ise matematiğin deney bilimlerinin kullanabileceği tek dil olduğunu ileri sürmüştür.Parçaya dayanarak İslam felsefesi için aşağıdaki-lerden hangisi söylenebilir?
A) Bilimsel açıklamalar yapılmaya çalışılmıştır.
B) Kendi içine kapalı bir sistemdir.
C) Doğa bilimlerini reddetmiştir.
D) Farklı düşüncelelere yer vermemiştir.
E) Araştırma ve sorgulamaya dayalıçalışmalar yapılmamıştır.
5-Yunus Emre, Tann'rtın İnsanları sevgiyle yarattığım ve yarattıklarında kendi güzelliğini ve sevgisini yansıttığını savunur. Bu nedenle Yunus Emre'ye göre insan, çıkarsız bir sevgiyle varolanlara yöneldiğinde Tann'ya yakınmöalıdır.
Aşağıdakilerden hangisi Yunus Emre'nin düşünceleriyle çelişir?
A) Tanrı, var olan her şeyi sevgiyle yaratmıştır.
B) İnsan diğer varlıklara koşulsuz bir sevgiyle yaklaşmalıdır.
C) İnsanlar, ibadet ederek Tanrı'yla aralarındaki aşılmaz farklılığı gidermeye çalışmalıdır.
D) Tanrı, yarattığı varlıklara kendi güzelliğini yansıtır.
E) Yaratılanları sevmek, Tanrı'yı sevmektir.
6- Nietzsche'ye göre, İnsanda "iyi" olan ne varsa ona "kötü" damgasını vuran, Hıristiyan!iğin ahlâk anlayışıdır. Bu anlayış, yaşamı yoksullaştırır, insan yapışma aykırı düşer ve yaşamın doğal haklarını yok sayar. Nietzsche'ye göre aşağıdaktlerden hangisi doğrudur?
A) Din kuralları sorguianmamalıdır.
B) Din kurallarına uygun davran il malı dır.
C) "İyi olmak" için, dine dayalı ahlâk anlayışı benimsenmelidir.
D) Dine dayalı ahlâk anlayışları reddedilmelidir.
E) Din, insanların doğal haklarını korur.
7-Ibn-i Rüşt, teoloji ve felsefenin, inançla usun, dinle bilimin alanlarını birbirinden ayırmaya, kendi düşünceleri ile İslam inançları arasında uyum sağlamaya çalışmıştır. Ona göre, felsefe ve teoloji farklı insanlara hizmet eden iki ayrı alandır ve birbirinden ayrı düşünülmeleri gerekir. Jeolojik düşünceye ters düşen ve inanç açısından gerçek olamayacak bazışeyler, doğa felsefesi (bilim) bakımından gerçek olabilir. Parçaya dayanarak aşağıdakiierden hangisinin Ibn-i Rüşt'ün düşüncelerine uygun olduğu söylenebilir?
A) Felsefe ile din birbirinden farklı olarak değerlendirilmesi gereken iki ayrı alandır.
B) Felsefe ile dini uzlaştırmaya çalışır.
C) Asıl gerçekliğin bilimsel çalışmalara dayandığını
D) Felsefe ile din, aynı gerçekliğin farklı görünümleridir.
E) Tüm teolojik açıklamalar, bilimsel olarak doğrulabi-
8-. llkçağ'da "filozof niteliğini taşıyan bireyleri yalnızca Yunanistan'da bulabiliyoruz. Çünkü, Rahiplik kastı Yunanistan'da hiç olmamıştır. Din adamı yerine araştırmacılar, düşünürler ön plana geçmiştir. Buna göre Yunanistan'da ilk filozof tipini bulabilmemizin nedeni nedir?
A) Dinin düşünürleri, araştırmaya yöneltmesi
B) Dinin, din adamlarının toplumsal yaşamda ve düşü-
nürler üzerinde etkileyişi
C) Din baskısı nedeniyle, düşüncelerin daha sistemli olması
D) Rahiplerin birer filozof olması
E) Düşünürlerin dinsel dogmaları açıklamaya çalışma-
9- insan tanrıları yarattı ve onlara kendi, bedenini, sesini ve giysilerini verdi. Eğer bir atın veya aslanın veya İneğin yatkın elleri olsaydı resim ve yontu için. At tanrısını at yapardı, inek bir inek yontardı.
Bizim tanrılarımızın düz burunları ve siyah derileri var diyor Habeşler.
Trakyalılar ise tanrılarımız kızıl saçlı ve ela gözlü diyor... Ksenophanes'in bu sözlerinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) tanrı kavramı insan zihninin ürünüdür.
B) İnsanlar kendi özelliklerini Tanrılaf a yüklemişlerdir
C) Her toplumun Tanrı tasarımı kendi özelliklerinden etkilenir.
D) Mutlak, evrensel bir Tanrı kavramından söz eder.
E) İnsan zihni, Tanrıyı kendine yakın özelliklerle oluşturmuştur
10. Bir Tanrı vardır. Bu Tanrı dünyayı yaratmıştır. Bu Tanrı'ya tapıİmal (dır. Bunlar doğal gerçeklerdir. Çeşitli dinler bu doğal gerçeklere bile gölge düşüren akıl dışı tasavvurlar ileri sürmüşlerdir. Bu tasarımlarla ilgilenmemeli ve bu doğal gerçeklerle yetinmelidir. Tanrı'nın varlığını kabul eden bu görüş, din felsefesinde ne ad alır?
A) Ateizm B) Deizm
C) Monoteizm D) Panteizm E) Teizm
11. Din konusunda tarafsız olmak oldukça güçtür. Çünkü hemen herkes kendi dininin hakiki din olduğunu ileri sürmektir.Bu durum din felsefesiyle ilgili hangi güçlüğe işaret etmektedir?
A) Hoşgörülü olmalıdır.
B) Dine rasyonel açıdan bakmalıdır.
C) Tutarlı olma zorunluluğu vardır.
D) Olabildiğinde kapsamlı olmalıdır.
E) Nesnel olmak zorundadır.
12. Konfücyusçuluğun kurucusu Kong Fu-Tseu; "Benim duam, yaşamamdır." diyor.Bu cümleye göre, aşağıdakilerin hangisi, Kong Fu-Tseu'nin benimsediği bir görüştür?
A) Yaratıcı bir otorite olan Tanrı'yı tanımamak, akla aykırıdır.
B) Yaşamın çok da fazla önemsenecek bir değeri yoktur.
C) Tanrıya imanın ve ibadetin kuralları vardır.
D) Her insanın, yaşamın doğrusunu kendi başına bulabilecek gücü yoktur.
E) Yaşıyor olmak, bir ibadet biçimidir.
13. Teolojinin amacı, inananların inançlarını güçlendirmektir. Onun, dini yargıları sorgulaması söz konusu değildir. Buna karşılık din felsefesi dinin ilkelerini sorgulan ama kişilerin daha dindar olmalarına çalışmadığı gibi, inançları sarsmaya kalkmaz. Bu paragrafta aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
A) Teolojinin belirgin özelliği dogmatik olmasıdır.
B) Din felsefesi dine eleştirel olarak yaklaşır.
C) Din felsefesinin varlığı teolojiden önce gelir.
D) Teoloji, dini inançları açıklamaya çalışır.
E) Din felsefesi, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel düşünmeye dayanır.
14. Felsefe bilgisinin dinsel bilgiden temel farkı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Metafizik konulara daha çok ilgi duyması
B) Aklın sorgulama gücüne dayanması
C) Olması gerekeni de incelemesi
D) Birleştirici ve bütünleştirici olması
E) Göreceli bir bilgi olması
15. Hiçbir inanç sisteminde insanlara kötülük edilmesi önerilemez. Aksine iyilik her zaman ön planda tutulur. Buna karşın İnsan topluluklarının din temelinde çatışmalara, kimi zaman da aynı dinin mensuplarının din uğruna kavgalarına tanık oluruz.Bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Din kavramının objektif olmasından
B) Bazı insanların doğuştan kötü niyetli olmasından
C) Dinsel konuların soyut, değerlendirmelerin öznel olmasından
D) insan aklının evrenin sırlarını kavramadaki yetersizliğinden
E) Din adamlarının öngörüden yoksun olmasından
16. Bir miktar çamur, düzenleyici bir güç olmadan nasıl şekil kazanarak heykel olamazsa, bu iş için heykel traşa ihtiyaç varsa, evrendeki uyum için de bu düzenliliğe yön veren bir gücün müdahalesi gerekir.
Antik dönem düşünürü Araksagoras'ın bu görüşüne dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Evrenin Sırlarının akılla kavranabileceği
B) Gözlem verileriyle denetlenemeyen olguların bilinemiyeceği
C) Tanrıya mistik bir yaşantı ile ulaşılabileceği
D) Tüm varlıkların temelinin toprak olduğu
E) Evrende hiçbir şeyin rastlantısal olmadığı
17.Bireyin bir inancı benimsemesinin de işlevsel bir yanı olmalıdır. İnanca dayalı kurallar eğer günlük yaşantıda bireyin bir işine yarıyorsa o zaman o inanç anlamlıdır.Bu görüş, aşağıdaki felsefe akımlarından hangisine uygundur?
A) İntuisyonizm B) Septisizm
C) Pragmatizm D) Rasyonalizm
E) Empirizm
18. Dinsel kavramları "olgusal" tarzda incelemeye kalkarsak, o zaman onları gözlem ve deney verilerine göre incelemek gerekecektir ve bu da olanaksızdır, insanlar tüm varlığın bir yaratıcısı olduğunu veya olması gerektiğini düşünebilir. Fakat bu, inanç konularının olgusallığını değil, bireylerin akıl yürütmesi temelinde metafizik bir uğraşı olduğunu gösterir.Bu durum aşa gıda ki Serden hangisini örneklendirir?
A) Tanrı inancının her bireyde doğuştan bulunduğunu
B) Dogmatik yargıların deneyle denetlenemeyeceğini
C) Sadece deney verilerinin mutlak bilgiye götürdüğünü
D) Tanrı kavramının somut olduğunu
E) Doğanın sırlarının hiçbir zaman bilinemeyeceğini
19.insanların çoğu her şeyin Tanrı'nın eseri ve isteği ile olduğu yaklaşımından hareketle yaptıkları eylemleri Tanrıya bağlayarak kişisel sorumluluktan kurtulmaya çalışırlar. Ama bu yaklaşımları onları sorumluluktan kurtarmaz. Tanrı, insanlara olanaklar sunar takat seçimi ve tercihi insanlara bırakır. Bu yüzden her insan kendi eylemlerinden sorumludur.Parçada aşağıdaki görüşlerden hangisi savunulmaktadır?
A) Bilgisiz insan kendi çıkarına aykırı eylemleri benimser.
B) Her etkinlik Tanrı'nın rızasıyla olur.
C) Eylemin niteliği o eylemi yapanın eğitim düzeyine bağlıdır.
D) Eylemin sorumlusu o eylemi gerçekleştiren insandır.
E) İnsan hiçbir olaydan sorumlu tutulamaz.
20. Asağidakilerden hangisi dinsel bilgilerin bir özelliği olamaz?
A) Özne - nesne bağının yaratıcı duygu ile kurulması
B) Nesnel ölçüm araçları ile denetlenememesi
C) Eleştiriye kapalı olması
D) Mucizeler içermesi
E) İnsan davranışlarına yön vermesi
21. Felsefe tarihinde Agnostisizmi en çok Protagoras ve D.Hume savunmuştur. Bu görüş; genel anlamda evrenin kaynağı, evrenin yaratılış amacı, insan ruhunun geleceği gibi konularda görüş bildirmemektedir. Bu görüş çevresinde din olsun, tanrı olsun aynı şekilde değerlendirilmektedir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi agnostiklerin tanrıya ilişkin görüşleri için doğru bir yargıdır?
A) Tanrının varlığı ile doğanın varlığı aynı şeydir.
B) Tanrı yoktur.
C) Tanrı bir değil birden çoktur.
D) Tanrı varlığını evrendeki nesnelerde görmek mümkündür.
E) Tanrının varlığı ya da yokluğu bilinemez.
22. Herhangi bir dini benimseyen kimse, evren ve insanın hayatı konusunda, belli yargıları kabul eder. Doğrunun kendisine verilmiş olduğuna inanarak, evreni ve insanı bu inançlar açısından görür. Bu paragraftan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Din ile felsefe birbirine karşıt düşüncelerdir.
B) Din iman temeline dayalı olduğundan, araştırmaya kapalıdır.
C} Din tüm sorulara mantık ve akıl gücüne dayanarak yanıt arar.
D] Dini düşünüş felsefi düşünüşü kapsamaktadır.
E) Dinin kaynağının ne olduğunu araştıran etkinlik din felsefesidir.
23. Tek tek ruhlar "Evren Ruhu"ndan çıkmışlardır, ama onun bölmeleri değildirler- çünkü ruhun her iki çeşidi de bölünmez birliklerdir. Ruhlar bir Bütün'de, Evren Ruhu'nda birbirine bağlıdırlar. Yeni - Platoncu Pilotinos'un bu görüşü, aşağıdaki anlayışlardan hangisinin ortaya çıkmasına yok açmıştır?
A) Tanrı'nın insanlarla doğrudan ilişki içinde bulunduğunu savunan teizm
B) Tanrı'nın evrenden ayrı olmayıp, evrenin kendisi olduğunu savunan panteizm
C) Evrendeki çokluğu birden çok Tanrı'nın varlığıyla açıklayan politeizm
D) Tanrı bilgisinin akla değil, imana dayanması gerektiğini savunan fideizm.
E) Tanrı'nın varlığını reddeden görüşü savunan ateizm
24. Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin, evren ve Tanrı'yı bir ve aynışey sayar; evrenin dışında, bağımsız bir Tanrı fikrini benimsemez. Abdülbaki Gölpınarlı’nın bu görüşünden hareketle, Şeyh Bedreddin'le ilgili aşağıdaki yorumların hangisine ulaşılamaz?
A) Maddeci yönü ağır basan, heptanrıcı bir anlayışa sahip olduğuna
B) Görüşünün, İslam'ın 'Tanrı'nın evreni yarattığı" temel inancıyla bağdaşmadığına
C) Varlıkların birliği anlayışını savunan tasavvuf fikrini benimsediğine
D) Ruh ya da soyut varlıkların, varlığını reddettiğine
E) Siyaset felsefesinde toplumcu görüşü benimsediğine
25. - Evrendeki olayları yine evreni gözlemleyerek açıklamaya çalışan, bu bağlamda bir yaratıcının varlığını yadsıyan görüşlerdir.
- Bir yaratıcının varlığını kabul eden, fakat O'nun evreni oluşturduktan sonra işleyişine müdahale etmediğini savunan görüştür.
- Yaratıcının ve yaratma etkinliğinin bilinemeyeceğini savunan görüştür.
Tanımlan verilen görüşler sırasıyla aşağidakilerden hangisidir?
A) Düalizm - Deizm - Panteizm
B) Agnostisizm - Teizm - Deizm
C) Ateizm - Deizm - Agnostisizm
D) Panteizm ■ Ateizm - Teizm
E) Deizm - Panteizm – Teizm
26. Tümtanrıcı (Panteist) yaklaşıma göre evrenle Tanrı özdeştir. Tüm varlıklar Tanrı'nın yaratması olduğuna göre kutsaldırlar. Tanrı her şeyi kapsar. Tüm varlıklarda kendini gösterir.Bu görüş, aşağıdakiierden hangisini temellendir-meye yöneliktir?
A) Felsefe ile dinlerin ortak yönlerinin olduğu
B) Tüm varlıklara saygılı olunması gerektiğini
C) İnsan aklının bir sınırının bulunduğu
D) Dinsel düşüncenin bilimsel bilgiden farklılığı
E) İnsanın kendi yazgısını kendisinin belirlediği
1)En ilkel toplumdan en gelişmişine dek kutsal olan bir varlığa inanış ve ibadet söz konusu olsa da tüm insanların benimsediği bir din olmamıştır.Buradan hareketle din felsefesiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A)Tanrı ilk hareket ettirici güçtür.
B)Tanrı ve evren birbirinden farklı bir şey değildir.
C)Tanrının varlığı yada yokluğu bilinemez
D)Tanrı yoktur.
E)Ortak bir din tasarımına ulaşılamaz
2)Felsefenin tarif edilmesinde karşımıza çıkan güçlükler, dinin ne olduğunu açık seçik olarak dile getirmenin güçlüklerine nazaran çok daha azdır.bir değil, bir çok din vardır ve çeşitli dinlere mensup insanların benimseye bilecekleri bir tarif vermek mümkün değildir. Çünkü din kelimesi bir Budist ile bir Yahudi’nin zihninde aynı çağrışımı yapmaz. Hatta önemli ortak özelliklere sahip olan bir Müslüman’la bir Hıristiyan’ın dinden anladıkları da birbirinden farklıdır.Parçada vurgulanmaya çalışılan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A)Felsefeyi tarif etmenin zorluğu
B)Tanrıya insanın ancak akılla ulaşabileceği
C)Dinin toplumsal bir kurum olduğu
D)Dinin insanları belli bir dünya görüşü etrafında topladığı
E)Dinin çeşitli inançların farklılığından dolayı zor tanımlanabildiği
3)Felsefe dini ister onaylasın, ister ona karşı savaşsın dinin eylemsel gerçekliği içinde yer almaz. O yalnız kendini ilgilendiren bir tutum içinde çalışmasını sürdürür.Yukarıdaki parçada felsefe ile dinin arasında vurgulanmak istenen temel fark aşağıdakilerden hangisidir?
A)Dinin dogmatik bilgi olduğu
B)Felsefenin kendine özgü bir çalışma alanı olduğu
C) Din ile felsefenin karşılıklı etkileşim içinde olduğu
D)Dinin felsefeyle çatışma içinde olduğu
E)Dini bilginin kaynağının ilahi kaynaklı olduğu
4)Skolastiğin yöntem bakımından yapmak istediği, aklı, vahyin doğrularına uygulanarak inanç konularını kavranır yapmaktır; bununla da, vahye karşı akıl yönünden ileri sürülmüş olan itirazları karşılayabilmektir. Buna göre skolastik felsefenin istediği temellendirmek ve çürütmektir; yeni bir şey bulmak değildir.Parçaya göre skolastik yöntem hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)İnanç konularını bütün insanların anlayabileceği duruma getirir.
B)Dine gelebilecek yeni düşüncelere karşı kapalıdır.
C)Aklın meydana getirdiği karşı gelmelere karşı dini korur.
D)Dinde yeni formlar yapıp, insanların aydınlanmasını sağlar.
E)Akıl bilgisini dini bilgilere uygun hale getirir.
5)“Hakikat Tanrı’dır; öyleyse, ruhumuzda oturan, ruhumuza bizden daha yakın olan Tanrı’nın kendisidir.”Burada verilmek istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A)Evren Tanrı’nın bir yansımasıdır. B)Kendini bilmek Tanrı’yı bilmektir.
C)Tüm varlıklar Tanrısal bir özellik taşır.
D)Tüm hakikatlerin bilgisine ancak tanrı ulaşabilir.
E)İnsan ruhu Tanrı’nın bir benzeridir.
6)Bir insan gösteriş yapmak için iyiliksever görünmekte ise yaptığı iyilik ahlaki anlamını yitirir. Önemli olan yoksula yardım etmektir, görünen değildir.Şeklinde düşünen Kant’ın ahlaki anlayışını destekleyen seçenek aşağıdakilerden hangisidir?
A)Dini kurallara uygun davranmak B)İyi olanı istemek
C)İyi görünmeye çalışmak D)Gerekli olanı yapmak
E)Mutlu olmaya çalışmak
7)Din felsefesi din üzerinde düşünmektir. Dinin kendisini, çeşitli görüntü ve biçimlerini, temel kavram ve iddialarını, felsefenin eleştirel, sistemli ve akli incelemesinin konusu haline getirir.Buna göre, aşağıdaki problemlerden hangisi din felsefesi ile ilgili değildir?
A)Tanrının varlığı sorunu B)Ruhun ölümsüzlüğü sorunu
C)Vahyin imkanı sorunu D)Ahlak yasasının niteliği sorunu
E)Evrenin yaradılış sorunu
8)‘Bu evren nereden gelip nereye gidiyor?’ ‘Bu dünyada insanın yeri ve anlamı nedir?’ gibi sorulara daha önceden verilen cevapları olduğu gibi benimsemek; verilen cevaplara hiç kuşku duymadan inanmak dogmatizmdir.’Buna göre, aşağıdakilerden hangisi doğmatizmi ifade etmektedir?
A)Doğaya egemen olmak için gerekli olan bilgiyi arama
B)Din ve geleneğin verdiği cevaplarla yetinmeyip kendi aklı ile gerçeği arama
C)Varlığını ayakta tutmak için gerekli olan teknik, pratik bilgiyi arama
D)Otoritelerce ortaya konan görüşleri doğruluğunu sorgulamadan benimseme.
E)Düşüncenin varlığını kavramak için metotlu çalışma oluşturma
9)Anselmus’a göre. Allah en mükemmel varlıktır. En mükemmel varlık olmak için önce var olmak gerekir. Var olan har şeyi bir var eden sadece Allah’tır. Demek ki Allah’ın delili bizzat kendisidir. Çünkü varlığın sebebi kendisinin sebebi olduğu bir şey olamaz.Parçadan yola çıkarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılır?
A)Allah’ın varlığı yada yokluğu kanıtlanamaz.
B)Allah’ın varlığını kanıtlamak ahlaka aykırıdır.
C)Allah’a ulaşmak için doğmalarına inanmak gerekir.
D)Allah cisimsel olmayan olduğundan var olamaz.
E)Allah’ın varlığının ispatı yine kendisindedir.
10)Hz.Musa, Firavun’un zulmüne başkaldırmış, topluma yeni bir yaşam tarzı getirmiştir. Hz. İsa Roma köleci toplumunu yıkmaya çalışmış ve yeni bir ahlakla değiştirmiştir. Hz. Muhammed(sav) Arap feodal toplumsal düzenini yıkmış, yeni bir toplumsal yaşam tarzı getirmiş, yeni bir kişilik modeli ortaya koymuştur. Bu parçada dini bilginin hangi özelliği örneklendirilmiştir?
A)İlahi kaynaklı olduğuna
B)Vahiy kaynaklı olduğuna
C)Bir takım ibadet kuralları içerdiğine
D)Dinin toplumsal ve bireysel boyutlu olduğuna
E)Dinin dogmatik özelliklerinin olduğuna
11)Felsefe, dinin huzursuz kardeşidir. Biz Tanrı’nın olduğunu bilmiyoruz ama olmadığını da bilmiyoruz, varlığına karşı şüpheciysek yokluğuna karşı da şüpheci olmalıyız, eğer dini küçümsüyorsan, o zaman Tanrı’nın varlığına duyulan inanç kadar yokluğuna olan inancı da küçümseme. Bir şeye inanmaktan korkman da gerekmiyor.Buna göre, din felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A)Felsefeye göre din afyondur.
B)Hiçbir cevaptan tatmin olmaz, her cevaptan sonra yeni bir soru sorar.
C)Felsefenin olduğu yerde din olmaz.
D)Felsefe insanların daha iyi inanmalarını sağlar.
E)Felsefe dine hizmet etmelidir.
13)Spinoza :Tanrı ve doğa özdeştir. Var olan her ey Tanrının bir parçası ya da yansımasıdır. Y.Emre: Yaradılanı sev yardandan ötürü Mansur Al Hallac: Ben “Hak”ım Verilene göre, aşağıdakilerden hangisi üç görüşün de ortak özelliğidir?
A)Tanrıyı bu dünyayı yaratan aşkın bir varlık olarak görmek.
B)Var olan her şeyde her yerde Tanrıyı görmek.
C)Kendilerini Tanrı yerine koymaları.
D)Ahlakın temeline haz anlayışını almaları.
E)Sevginin her şeyi çözemeyeceğine inanmaları.
14)Mevlana’ya göre, bütün yaratılmışlar içerisinde öyle biri vardır ki, sadece o, varlığın özünü, mutlak güzellik ve iyiliği sezebilir. Bu, kendisine ilahi ruh üstlenmiş olan insandır. Tanrı onu kendi mutlak kudretini bilecek ve sevecek ölçüde yaratmıştır. Fakat bu nispette ona ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Bütün varlığın oluşu ve yok oluşu Tanrı’nın elindedir.Buna göre, Mevlana’nın varlık anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A)Tanrı evreni yoktan varettiğine göre ona müdahale edebilir.
B)Tanrı evreni yoktan varettiği fakat evren artık kendi iç yasalarına göre hareket etmektedir.
C)Tanrı ve evren birbirinden ayrılmaz aynı bütünün iki parçasıdır.
D)Tanrının evreni yaratıp yaratmadığı hiçbir şekilde bilinemez.
E)Evrende sürekli bir oluşum ve değişim hakimdir.
15) 13.yüzyılda yaşayan İbn-i Rüşt felsefi sistemini oluştururken kendisinden önce yaşamış Yunan filozoflarını örnek alır. Filozof terimi onun kafasında hep Aristo olarak çağrışım yapar. Ortaçağ Hıristiyan filozofları da kendi felsefesi sistemlerini oluştururken ciddi düzeyde İbn-i Rüşt’ten etkilendikleri görülmüştür.Bu parçada felsefi bilginin hangi özelliği öne çıkmaktadır?
A)Her filozofun kendi bakış açısıyla olaylara yaklaştığı
B)Felsefenin konusunun zamanla değiştiği
C)Tarihsel toplumsal olayların felsefe üzerindeki etkisi
D)Felsefenin birikerek ilerlemediği
E)Felsefede belli bir sürekliliğin olduğu
16)Din, bireysel ve toplumsal yönü bulunan, düşünce ve uygulama açısından sistemleşmiş olan, insanlara bir yaşama tarzı sunan, onları belli bir dünya görüşü çerçevesinde toplayan bir kurumdur.Yukarıdaki parçaya göre aşağıdaki hangi sorunun cevabına ulaşılamaz?
A)Dinin toplumsal ilişkileri düzenleme rolü var mıdır?
B) Dinsel dogmalar felsefe ile temellendirilir mi?
C)Dinin bireyle ilişkisinden söz edilebilir mi?
D)Din sistemleşmiş, kurumlaşmış bir yapıya sahip mi?
E)Din bir yaşam biçimi midir?
17)Din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel, objektif, kapsamlı ve tutarlı bir tarzda düşünmek ve konuşmaktır.Buna göre aşağıdakilerden hangisi din felsefesinin bu tanımlamasına uygun değildir?
A)Dini bilgileri mantık ilkelerine uygun açıklaması
B)Dinin temel ilkelerini objektif bir tarzda açıklaması
C)Dini konuları kapsamlı olarak sorgulaması
D)Dinin ilkelerini dogmatik bir yapıya kavuşturması
E)Sadece belirli bir dini değeri konu edinmesi
18)Skolastiğin yöntem bakımından yapmak istediği felsefeyi vahyin doğrularına uygulayarak inanç konularını alabildiği kadar kavranılır yapmaktadır. Bundan dolayı Aristoteles mantığına dört elle sarılmıştır. Skolastik her türlü şüpheciliğe subjeklendirmeye karşı çıkmıştır. Her şey kilise babalarından sorulurdu. Skolastik felsefe için aşağıdakilerden hangisi kesinlikle söylenemez?
A)Aristo otoritesi vardır.
B)Eleştiri yoktur
C)Herkes için evrensel doğrular vardır.
D)Akıl imandan önce gelir.
E)Din adamları otoritesi vardır.
19)Hegel Ortaçağ’ın felsefesini özetlerken şunları söyler. “Ortaçağ’da felsefe ve dinin içerikleri, aynı, gayeleri aynı, menfaatleri aynıdır…” Dini açıklamakla felsefe kendini açıklamakla dini açıklar.Buna göre Ortaçağ felsefesinin temel özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A)Felsefe, dini ve geleneksel düşünceyi sorgulayarak düşüncelerini sistemleştirmiştir.
B)Ortaçağ’da daha çok aklı, din ise imanı öne çıkarmıştır.
C)Felsefe dine tepki olarak ortaya çıkmıştır.
D)Felsefe ve din birbirinden ayrılmıştır.
E)Ortaçağ’da felsefe ve dinin işlevlerinde bir farklılık yoktur.
20)Dine akıl ve bilim ışığından yaklaşan, “deizm” e göre, Tanrı evreni bir defaya mahsus planlı bir şekilde yaratmıştır ve bir daha onun işleyişine müdahale etmez yani tabiri uygun ise “Tanrı evreni yarattıktan sonra emekliye ayrılmıştır.” Bu düşünce dindeki olağanüstü olaylara karşı çıkarak, boş inançların ve hoşgörüsüzlüğün yıkılmasında etkili olmuştur.Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A)Tanrı evreni yarattıktan sonra bir daha evrene müdahale etmez.
B)Vahiy (kutsal buyruklar) aklın ışığında analiz edilmelidir.
C)Doğru ile Tanrı özdeştir-birdir.
D)Tanrı tümüyle evrenden bağımsızdır.
E)Deizm, laik düşüncenin gelişmesinde etkili olmuştur.
21. Yeryüzünde birçok din bulunmaktadır. Dinlere göre Tanrı sayısı da değişmektedir. Buna rağmen bütün dinlerin ortak bir özelliği vardır. Bu özellik aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Tanrıya'yı tanımlama biçimi
B) İnsanı aşan bir varlığa inanma
C) Tanrı'ya ulaşma yolları
D) ibadet biçimleri
E) Din dogmaları
22. Düşünür "İnsanın evrendeki dutumu, bir kedinin kitaplıktakî durumu gibidir. Görür, işitir- ama anlayamaz." sözüyle Tanrı'nın varlığı konusunda hangi felsefi öğretiye dahil edilebilir?
A) Fenomenolojin B) Teizm
C) Ateizm D) Agnostisizm
E) Panteizm
23-. Yaratıcının gerçekte olup olmadığı bilinemez. İnsanoğlunun sınırlı aîgjsı, zeka kapasitesi, Tanrı'nın varlığı ya da yokluğunu bilebilme konusunda yetersiz kalır. Birey özelliklerini ne denli geliştirmeye çalışsa da bu konuda yargıda bulunacak noktaya gelemez. Parçadaki düşüncelerden yola çıkarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Tanrı, rasyonel ve duygusal çabayla anlaşılabilirlikten ötededir.
B) Evren, maddesel bir Özden oluşmuş niteliktedir.
C) Tanrı, soyut nitelikler taşır.
D) Tanrı, evrenden aşkın değildir, evren ile özdeştir.
E) Bilimsel gelişmelerle evreni tamamen anlamlandı-rabiimek olasıdır.
24-. Tanrı'nın varlığını kabul eden yaklaşımlardan kimileri ne göre yaratıcr', evreni oluşturmuştur. Ancak ondan sonra evrendeki düzen ve işleyişe müdahale etmeyen bir Tanrı mıdır, yoksa evreni yarattıktan sonra halâ o karışan, yönlendiren bir konumda mıdır? Asıl bu aydınlatılmalıdır."Parçadaki irdeleme aşağıdaki problemlerden hangisi ile ilgilidir?
A) Yaratıcı, evrene müdahale eder mi?
B) Tanrt düşüncesinin temelinde ne yatmaktadır?
C) Yaratıcı, soyut bir nitelikte midir?
D) Evren ile Tanrıözdeş midir?
E) Yaratımın varlığını gösteren kanıtlar nelerdir?
25.Bir anlamda İslam mistisizmi sayılan tasavvuf anlayışında insanın mutlu olması Tanrı gerçekliğini kavramasıyla olanaklıdır. Tanrının eseri olan insan bu nedenle kutsaldır ve Tanrısal öze ancak sezgi ve gönül ile ulaşılır.Buna göre, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Evreni Tanrı yaratmıştır.
B) İnsan doğuştan özgürdür.
C) İnsan Tanrı'dan bir parçadır.
D) insan kendi var oluşunu kendi belirler.
E) İnsan bilgisi sınırlıdır.
26.Yüzyıllar boyu sürmüş olan Ortaçağ'da felsefe, kendi gücü ile problemlere çözüm arama çabası yerine kilisenin buyruğuna girerek ilkçağ filozoflar in in görüşlerini Hıristiyanlığın ilkeleriyle bütünleştirme çabasına girmişti. Bu yüzden Ortaçağ felsefesi, hiçbir zaman özgün bir felsefe ortaya koyamadı.Buna göre, Ortaçağ felsefesi İçin aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A) Değişime kapalı olduğu
B) Eski görüşleri yeniden yorumladığı
C) Eleştiriyi bir yöntem olarak benimsediği
D) Özgür düşünceyi dikkate olmadığı
27. Evren ile Tanrının aynı ı özdeş^ olduğunu, tüm varlıkların Tanrı'nın bîr parçası, dolayısıyla kutsal ve değerli olduğunu savunan, İslam düşüncesinde "Tasavvuf" kavramına karşılık gelen kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Panteizm C) Sofizm
B) Deizm D) Dogmatizm
E) Sepfisizm
1. Deterministlere göre meydana gelen her olayın açıklayıcı bir nedeni vardır ve hiçbir zaman bir olay nedensiz ortaya çıkmaz. Örneğin herhangi bir olayı ele alalım. Onun bir yaratıcısı vardır ve onu yaratan yaratıcının da bir yaratıcısı vardır ve bu her şeyin ilk yaratıcısına kadar devam eder. Aslında biz bu nedenler dizisinin sonsuza kadar devam etmesini düşünüyoruz, buraya kadar doğru ancak deterministlerin de yanıldığı bir durum var o da nedenler dizisinin sonsuza kadar gitmemesi, nedeni olmayan bir varlıkta sona ermesi gerekir ki o da Tanrıdır.Yukarıdaki parçaya göre;deterministleri hem desteklemek hem de eleştirmek gerekirse aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru olur?
A) Meydana gelen her şeyin açıklayıcı nedeni, nedeni olmayan varlık Tanrıdır.
B) Tanrının var olması, evrendeki düzene bağlı olarak zorunludur.
C) Tanrının varlığına ancak inanılır o kanıtlanamaz.
D) Tanrının varlığı veya yokluğu konusunda hiçbir bilgiye sahip değiliz.
E) Tanrı varlığının kavranılması ancak sezgi yoluyla mümkündür.
2. İslam felsefesine göre, ahlak yasası varlığın prensibidir. İnsan bu yasa uyarınca, iyilikler yapmaya, kötülüklerden kaçınmaya kendini zorunlu olarak hisseder. Bu yasa ne bizim eserimizdir ne de o duyular dünyasından kaynaklanır. Biz onu özümüzün bir parçası olarak vicdanımızda hazır olarak buluruz. Temel ve mutlak olan bu yasa, yine tümel ve mutlak olan bir nedeni kendi içinde barındırır.İslam felsefesinin Tanrı’yı kanıtlamasında dayandığı özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Doğuştan getirilmiş bir sezgi
B) İnsan davranışlarının rolü
C) Salt deneyime dayanan veriler
D) İnsanın kendisini içinde bulduğu kurallar
E) Geneli içine alan yasalar
3. Stoacılara göre evren, tanrısal varlığın vücudu olduğundan zorunlu olarak lekesiz bir güzelliği olan mükemmel bir organizmadır. Buna karşılık mükemmelliği, sonsuz bir zekayı içerir. Bu şüphesiz aşkın Aristoteles’in Tanrısı gibi sadece en yüksek göğü hareket ettiren aşkın bir prensip değil, fakat nasıl insan ruhu bedenin bütün kısımlarında mevcut ise öylece her yerde hazır olan bir varlıktır.Buna göre stoacıların evren anlayışı hangi yönden Aristoteles’in evren anlayışından farklıdır?
A) Tanrı ile evrenin bir ve özdeş olduğunu savunmasıyla
B) Tanrı’yı hareketi başlatan güç olmanın ötesinde kabul etmesiyle
C) Tanrı’nın sadece yüksek göğü yarattığı düşüncesiyle
D) Evrende mükemmel bir düzenin olduğunu savunmasıyla
E) Evrenin mutlak bir güç tarafından yaratıldığını söylemesiyle
4. Descartes şöyle der; Tanrı herkes için en mükemmel bir varlıktır. Bu mükemmellik fikri insana dış çevreden gelmiş olamaz. Çünkü dış çevre o kadar mükemmel değildir. Çünkü diğer insanlar da o kadar mükemmel değildir. O halde bu fikri o mükemmel varlığın kendisi vermiş olmalıdır. Descartes’in bu yaklaşımını doğrulayan yargı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) İnsandaki Tanrı fikrinin sahibi insanın kendisidir.
B) Mükemmel olan Tanrı olduğu için, Tanrı fikri Tanrı’ya aittir.
C) Tanrı’nın varlığını kanıtlamak mümkün değildir.
D) Tanrı insan yaşamını tamamıyla kuşatmıştır.
E) Her toplumun kendine özgü bir Tanrı anlayışı vardır.
F)
5. Skolastik felsefe, roma imparatorlarının Hıristiyanlığı benimsemeleri ile yaygınlaşıp etkinleşen ve tüm Ortaçağ’a damgasını vuran bir felsefedir. Yani Hıristiyan dogmalarını Aristo’nun görüşleri ile yani akılla uzlaştırma çabasıdır.Buna göre skolastik felsefenin en belirgin yönü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dini değerleri akılla uzlaştıran dogmatik bir anlayışı olmasıdır.
B) Tamamıyla filozofların öğretilerine dayanmasıdıɲ.
C) Aristo’nun anlayışlarını temel öğreti olarak benimsemesidir.
D) Yeniliklerin yaşanması için uygun bir zemin olmasıdır.
E) Birçok farklı inanışların sentezi olmasıdır.
6. J.P. Sartre ‘a göre, insanın Tanrı tarafından önceden belirlenmiş bir doğası, özü yokturȮ İnsan yalnızca vardır. Kendinden önce bir madde bir taslağa bir öze göre tasarlanmamıştır. “insan kendi ne yapıyorsa o olur.”Paragrafa göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnsan kendi kendinin yaratıcısıdır.
B) İnsan ve evreni Tanrı yaratmış ve onu belirlemiştir.
C) İnsan eylemlerinde özgürdür.
D) İnsan davranışlarından kendi sorumludur.
E) Varlık olarak insan kaderini kendi belirler.
7. Yunan kültür dünyası politeist bir inanca sahipti. Onlara göre, bir değil birçok Tanrı vardır. Homeros’un tasvir ettiği yunan kültür ortamı böyleydi. İşte bu ortamda yetişen ksenophanes; bir Tanrı vardır diye bağırıyor, ne bedence, ne zekaca Homeros’un tanrılarıyla veya insanlarla mukayese edilemeyecek bir tek ve yüksek bir Tanrı vardır.
Bu parçaya göre bir filozofu diğer insanlardan farklı kılan öğelere, aşağıdakilerden hangisi örnek olamaz?
A) Politeist inançların yerine monist bir inancı savunmak
B) Akıl ve mantık ilkelerine bağlı kalarak, dini ve geleneği eleştirmek
C) Alışılagelen düşüncelerin dışında yeni özgün fikirler ortaya koymak
D) Savunduğu fikirleri belli bir sistem dahilinde tutarlı bir hale getirmek
E) Toplumsal değerleri dikkate alarak, toplumun sözcülüğünü yapmak
8. Bilim ve felsefe var olan şeylere bir anlam bir anlam vermekten, her şeyi yorumlamak ve açıklamaktan sakınır. Fakat bilim ve felsefenin çıkmaz sokağında din hiç zorluk çekmeden yürür.
Buna göre dini felsefe ve bilimden ayıran yönü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Din, bilim ve felsefenin açıklama getiremediği konularla ilgilenir.
B) Dinin dogmatik olması onu felsefeden ayırır.
C) Bilim ve felsefenin konuları eleştiriye açıktır.
D) Din, insan yaşamında büyük bir öneme sahiptir.
E) Dini konuların somut olgulara dayanması.
9. Felsefe yapmak, hakikatı bedenin gözleri olmaksızın doğrudan doğruya görmektir. Akıl ruhun gözüdür. Akıl Tanrıyı tanıyabilir; çünkü Tanrı onu bize her şeyi bilmek, hatta Tanrı’yı bilmek için vermiştir.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Akıl doğruya hakikate ulaşmanın bir aracıdır.
B) Aklın asıl görevi yaratıcısını tanımak olmalıdır.
C) Felsefe yapmak ancak beş duyu organıyla elde edilen bilgi ile mümkündür.
D) Tanrı’nın bilgisine ancak akılla ulaşılabilir.
E) Her karanlık yol, onu aydınlatan bir ışığa ihtiyaç duyar, ruhun ışığı da akıldır.
10. Dinler, her dönemde insan hayatını, insanın yaşadığı evrenle olan ilişkisini inanç temelinde açıklamaya yönelmişlerdir. Felsefe de aynı işlevi aklın sorgulama gücüne dayanarak gerçekleştirmek istemiştir. Aşeğıdakilerden hangisi hem felsefi hem de dinsel bilgiler için ortak bir özellik olabilir?
A) Aklın ürünü olma B) Eleştirel olma
C) İnsan davranışlarını etkileme D) Dogmatik olma
E) Günlük yaşam sorunlarına pratik çözümler sunma
.